Hayatla ve kendiyle sorunu olanların yorgun ya da uykulu geçirdikleri gün parçası. işleriniz yolunda gitmiyor ve ruh haliniz iyi değilse sabahları daha az yaşanır. Güne öğleye doğru ya da daha sonra başlarsınız.
internetten okunması ya zorlaştırılmıştır ya da sitede bir hata var. 2 3 gün öncesinin yazıları var köşe yazıları kısmında. özellikle haşmet babaoğlu için her gün köşe yazarlarına bir göz attığım ve emre aköz, engin ardıç,mehmet barlas' ı okuduğum gazeteydi. eve almam filan zaten mümkün değil de insan ister istemez yine ne saçmalayacaklar diye bakıyordu gün içinde. sağ olsunlar bu dertten de kurtardılar beni.
hükümetinin yapıp ettiklerini tekrarlayan, hükümet sözcülüğü yapan gazetedir.
bu haliyle okunması oldukça sıkıcıdır.
çünkü sabah gazetesi okunacağına, erdoğan'ın grup konuşmalarını, açılış konuşmalarını takip yeterli.
gerçekleri görmek istemeyenlerin gazetesi. şu gazeteyi okuyan tek tip insanları şu biçimde özetlemek istiyorum: kıçında don yok, evine ekmek götüremiyorlar, günde 12 saat çalışıp çocuğuna çikolata alamayıp hala en azından bir işim var diyor ve bu tür gazeteleri okuyup oh be ülke ileriye gidiyor, harika bir ülkedeyiz kürtler kötü, aleviler kötü, hristiyan kötü, dinsizi kötü, ben en iyisiyim deyip oy verdiği beceriksiz insanların zenginlikleriyle seviniyorlar. biraz ayağındaki delik çoraba bak be adam.
neyse nitekim uyuşturucu gibi bir şey bu yandaş medya. isterse migren atağı geçiriyor olsun bir doz alıp rahatlıyor zavallı bağımlılar. az önce açıp okudum gazeteyi. ulan ne kadar güzel ülkede yaşıyormuşuz dedim hiç sorun yok. %50 spor haberi %30 magazin %20 de hükümetin yaptığı iyi işler (!). yersen.
eğer sabaha ilerleyen dakikaların her biri size 'babam kalktı, anam uyandı, halam doğurdu'dan mütevellit bir asma merdiven basamağı gibi geliyosa, sabah olduğunda kendinizi atlantiğin ortasında batmış bir gemiden kurtulup yüzerek afrikanın güney batısında sikim sonik vahşi hayvanların olduğu bi bölgeye atmış gibi hissediyosanız, işte o zaman 'sabahlar olmasın' teması bünyedeki oynaklığı yitirip gerçekliğe kavuşur. amına koyayım bu sabahların bi anlamı olmalı artık.
En nefret edilen zaman dilimi. Şayet uyanırsın, yorgun ve uykusuzsundur. Kahvaltını hazırlar ardından çayını koyar mayhoş mayhoş içersin. Hiçbir anlamı yoktur sabahın. Ama bazıları için güzeldir. Kalkarsın sporunu yaparsın, evine gelir duşunu alırsın, kahvaltını edersin, ders çalışmaktı falan. Hayal tabi ki bunlar.
sembolize ettiği şeyler için(yeni başlangıçlar, sonsuz döngü vs vs) değil, hissi güzel.
bakıyorum dışarıya, soğuk mu soğuk, hava kapalı ama artık aydınlık. yağış yok.
sabaha kadar kitap okumuşum, karnım aç, kahvesiz kalmışım. sigara içmekten bok çukuruna dönmüşüm.
yatsam uyurum hani.
ama bunu yapmayacağım. beremi çekip, montumu giyip, bir sigara yakıp, kulaklıklarımı takıp, 1 scorpions ya da stratovarius ballad'ı açıp suadiye sahile gideceğim az sonra. sadece o geniş kaldırımlarda yürümek, denize bakmak, hafiften üşümek (bir insan neden üşümeyi ister ki? istiyor işte. donmak değil, hafifçe üşümek), belki yanıma kitabımı da alıp caddebostan tarafında bir çay bahçesi bulmak, oturmak.
dediğim gibi, sembolize ettiği şeyler için değil. hissettirdikleri için. iyi hissetirdiği için de değil. sadece o kendine özel hissi için.
şu anda sabah sahilde oturup melankolik bir ruh haline bürünmek de güzel ki.
yarın belki geç uyandığımda, akşamdan kalma olduğumda, yorgunluğumu atamadığımda sabah bu kadar güzel olmayabilir.
ama bugün sabah güzel.
ve eminim deniz havasını kokladıktan sonra bu bana bir tatmin yaşatacak. içimden diyeceğim ki;
lan böyle haberciliği ilkokullardaki çocuklarda yapıyor okul panosunda. nasıl habercilik nasıl bilgi kirliliği yaratmaktır bu. sikeyim sizin habercilik anlayışınızı ben
taksim ile ilgili hiçbir fotoğraf hiçbir habere yer vermeyen akplilerin kutsal gazetesi. gazeteyi bıraktık internet sitesine girdim parkın avm'ye çevrilmesinde belediye meclis üyelerinden toplanan imzalarda chplilerin imzası var diye haber yapıyorlar. bu olayı koyunları beygirleri bağladığınız ağaçlara bağlayamazsınız. istediğiniz kadar uğraşın mesele ağaç meselesi değil mesele zihniyet meselesi. bunuda kafanıza sokun.
Niçin içerleniyorsunuz ki anlamadim. Yıllardır doğuda yaşanan olayları faili mechul olayları köy yakmaları köy boşalatmaları yok sayıp görmezden geldiniz. Köylülerin üstüne yağdirilan bombaları görmezden geldınız. Hayrola şimdi mi gözünüz açildi. Taksimde yaşanan komediyi tv den internetten takip edince, eylem yapıyoruz diyip oynan tiyatroyu burdan gülerek izliyoruz. Eee boşuna dememisler düsmez kaalkmaz bi allah diye. Sizlere de facebookta, twetter da zamaann gecırmek icin bi eglence. Ha gayret ülkeyi kurtarmaniza az kaldi.
hani ulan türkiyenin dört bir yanındaki kalabalık? hani nerde insanlara yapılan eziyetler? nerde biber gazıyla bayılanlar, gerçek mermiyle ateş edilen adam haberi nerede?
ve halkın yarısı bu gazeteyi okuyor hala.
şerefsizler sizi.