"ne alaka" ve "senin dediğin saçmalık" dediğinizi duyar gibiyim fakat benim en sevdiğim ve beni en çok rahatlatan vakittir sabah vakti. Uykudan kalkıp kıldıktan sonra derin bir rahatlama hissi verir.
“Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar, belli vakitlerde namaz kıl ve özellikle sabah namazını! Zira sabah namazı şahitlidir.” (isra, 17/78)
Eğer zifiri karanlıksa ortam bir çift göz sadece karanlıgı görür..aslında gördüğü şey göremediğidir.. az ileri bakarsa insan zaman sokağında ilerde bir tabutun içinde yatanın kendisi olduğunu görür...seyreyle kendini uzun uzun.... o yatay vaziyette kimden isteyeceksen derdine derman , dikey vaziyetteyken şimdi,fırsatın varken çal kapısını mesela bir sabah namazı vakti bagla ellerini önde anlat ona yanlızca onun önunde egildigini...kimbilir belki saygiyla önünde bagladigin eller, bir cennet meclisinde sana ilahi mesajı ileten peygamberin elleriyle buluşur..
Elinizdeki telefonu yavaşca yere birakin..evet bu sizi korkutacak , icinize sonsuz bir yoksunluk hissi verecek, kendinizi cirilciplak ve yanliz hissedeceksiniz..nefesiniz kesilecek... deneyin..1 abdestlik zaman ondan ayri kalabilirsiniz... umulur ki sonrasinda namazda kilarsiniz...
he bu arada dun teravih namazinda bir ergen , hemen ön safimda telefonu ayaklarinin arasina koymus ayakta iken ayak bas parmagi ile ekrani acti saate bakti..bugunde camideydi..Allahin buyuklugunu birkez daha anladim..onu huzurundan mahrum etmeden yinede gel ey kulum demiş..yada ben oyle sandim.Dogrusunu Allah bilir..
"Esselatu hayrun minen nevm" insanin en tatli zamanini, uykusunu bolup rabbi için temizlenip, abdestini alip kendini onun huzuruna ayirmasidir. bir kutsi hadisi serifte mumini sabah ile yatsi namazi belirler diye buyrulmustur. Ne mutlu uykusunu bolup sabah namazini eda edenlere. rabbim butun muslumanlara nasip eylesin insallah. allah kabul etsin.
Hayatımda en fazla 2 tur yani iki ramazan tevih namazına gitmisligim vardır. Orta okul dönemlerinde. lisede dinden tam anlamıyla elimi ayağını çektim. Üniversite 2. Sınıfta annemi kaybettim ve bu durum beni daha fazla sinirlendirdi. Annemin ölümünü hiç bir zaman anlatamadım, anlatamayacağim da sanırım.
Yıllar sonra babamı da kaybettim. Tüm gün bir gram uyku girmedi gözüme. Ertesi gün babam toprağa verilecekti. Evde kalan diğer bireyler " sabah hocaya git durumu bildir. Ne zaman sela verebilecek bir sor." Dediler. Ben de en musait zamanı sabah namazı olarak gördüm. Camiye doğru yola koyuldum. Yıllar sonra ilk defa caminin yolunu tuttum. Yolda karşılaştığım ne kadar köpek varsa o sabah hepsi üzerime saldırdı, gitme dercesine. Neyse zorla camiye ulaştım. "Her zaman caminin önünden geçerken karşılaştığım ve selamlaştığım hocayı görürüm durumu ona anlatırım." Dedim içimden. Ayakkabıları çıkarıp girdim camiye. 8-10 kişi vardı içeride ve hepsinin yaş ortalaması 50'nin üzeri. Biri e usulca yaklaşıp "pardon, hocayı nerde bulabilirim?" Diye sordum. Parmağıyla bir kapıyı işaret etti. Gittim, çaldim kapıyı girdim içeri. Hocayı gördüğümde hiç tanımadığım her zamankinden farklı ve genç bir çocuk vardı. Herhalde değişti dedim ve durumu ona izah ettim. Tamam şu saatte olur demesini beklerken uzun uzun nasihat verdi ve konuşurken hiç göz göze gelmedik. Gözleri hep ellerimdeydi. Daha önce de kıl dönmesi ameliyatı olan abimin ameliyat parçasını bana getirmişlerdi. Çok defa neden diye sorgulandim bu durumu. Bir sure sonra abime sorduğumda " bıçak parası istemişlerdir oğlum." Dedi. O an hocanın önundeyken de bu durum aklıma geldi. Lafı uzatması ve sürekli ellerime bakması buna işarettir. Bir şekilde lafı kesip saati hocadan öğrendikten sonra para vermeden çıktım camiden.
Sela vakti geldi. Babamın namazını kılan hoca bu sefer benim her zaman karşılaştığım hocaydı.
Kafamda bir sürü soru belirdi. Hoca neden sabah namazında değildi? Her namazın hocası mı ayrıydı? Sabah konuştuğum eleman kimdi? Asıl hoca diye düşündüğüm adam sabah neredeydi? Her caminin bir hocası yok muydu? Hala sorgularım.
Bazen bir şekilde saygı duyduğumuz adamlar, keyfe keder işler yapabiliyor. Ve bu durum ciddiyken bizi böyle düşüncelere sevk edebiliyor.
evet benimde zaman zaman yaşadığım durumdur. eğer insan içten kalben isterse eğer allah böyle istekleri geri çevirmiyor,
bende bir gün oruç tutmak için, gece kalkmak istediğimde, alarmların çalışmadığı o gece rabbime şöyle dua ettim,
_ allahım! senin rızan için bana farz olan orucumu tutmak istiyorum, beni bu gece kaldıracak hiçbir alarm yok, rabbim eğer sen beni kaldırırsan bende orucumu tutucam....
dedim ve yattım o gece sahurtam zamanı gözlerimi hiç uyumamış gibi açtım, her gece alarm ı kurarak yattığım halde yorgun kalkardım fakat o gece öyle dinç kalktımki kendim bile inanamadım...
bunlar yaşanan gerçekler...
allah herşeye kadirdir.
yeterki kul içten istesin....