sebebü'l edit: rötuş isteği gelmiş bu entry'ye zamanında yeni gördüm. hemen editledim, gereken rötuşu yaptım.
neredeyse tam bir yıl önce girdiğim entryden sonra, 1 yıl içinde başımdan neler geçtiğini düşününce garip oluyorum. gerçi o benim anormalliğim. geceleyin galata köprüsünde durup ağzımda sigara, 8000 yıllık istanbul'un üzerindeki aşkları, sevinçleri, hüzünleri, doğumları, son nefesleri düşünmüşlüğüm var. hatta ara sıra düşünürüm. sokakta gördüğüm yüzleri düşünürüm. acaba şu an hayatları nasıl, mutlular mı? birini mi bekliyorlar? ne dertleri var...
nereden geldik nereye gidiyoruz neden gidiyoruz gidince ne oluyor gitmesek ne olur gidenler gittiği için gidiyorsak gitmeyenler gibi gitmesek mi bazan...
"eğer şimdi kalkmazsam serviste ayakta kalırım. ayakta kalırsam serviste uyuyamam. serviste 45 dakika daha uyuyabilmek için 10 dakikamı verebilir miyim? verebilirim... ananskim 5 dakka geçmiş bile lan koş olum koş..." *
kişiyi ikilemden ikileme sürükler. işsizken aklınızda tek bir şey vardır; benim sigortalı bir iş bulup yuvarlanıp gitmem gerekir, diye düşünürsünüz. iş bulduğunuzda sabah 9, akşam 7. belki daha da fazla, bu tamamen çalıştığınız iş ile alakalı. her neyse, her sabah o yataktan kalkarken gideceğiniz yere küfürler savurursunuz çünkü oraya ait olmadığınızı bilirsiniz. bu biraz da çalıştığınız yeri sevip sevmemek ile alakalı. filhakika bu böyledir, kısır bir döngüdür. ben de bu döngüden geçmiş birisi olarak, bugün işsiz birisi olarak sabah işe gitmek için uyandığım o günleri özlem ile arıyorum. eğer iş bulursam, hatim ettiğim pink floyd, camel albümlerini, camel desenli sigaramın beynimde yarattığı geceler boyunca o vurucu etkiyi, bana sabahlara kadar eşlik eden guild wars 2 yi ve daha nice şeyleri de özlemle arayacağım.