normal egitim- ogretim donemi icinde kolaylikla yaptigim, ama uzun bir tatilin ardinda 1-2 haftalik bir sure zarfinda izdiraba donen eylemdir. Kac yildir okuyorum, her sene basinda ayni problem bas gosteriyor.
çirkin bi şeydir. zorunlu değilsem asla kalkmam diyordum ama eskiden pazar sabahlarıda 08'30 gibi falan kalkardım ama artık 10:30'u genelde geçip 12:30'a kadar uzayan bir saman diliminde kalkıyorum.
idealist insanların işidir. ya da cehennemden fazlaca korkan amcaların. şahsi fikrim ise sabah erken kalkan insanla evlenilir gece geç yatan insanla eğlenilir ya da dertleşilir.
Uzay gemisi tarafindan uranusun yuzeyinde unutulan yazarin, cektigi cileyi ve akittigi gozyasini sitemkar bir dille dile getirdigi baslik. Oysa kim istemezki eski bir ahsap evde alti silindirik bir sandalye ile yanan sominenin yanina kurulup, kosede kivrilmis uyuyan kedisini izlemek ve kitap okumak. Hele su siralar sogukta ve karanlikta uyandigim her sabaha "bu boyle olmayacak bir sekilde zengin olmaliyim" cumlesiyle gune baslatiyor.. devaminda ise ise giderken yurudugum soguk kaldirimlar uzerinde sicak ve luks bir ev hayal ediyorum. Jipime binip klima acik sekilde ise gitmekten ise bahsetmiyorum bile.
Günden istediğin şekilde yararlanmaktır. Mutlaka ki herkesin elinin ayağının çekildiği geceleri daha çok seviyorum ama akıp giden günü tasarrufluca kullanmak zevki de bambaşka.
iş hayatım boyunca sabah erken kalkmamak için hep geceleri çalıştım.
hiç alışamadım sabah 6-7 gibi kalkmaya. zorunluluktan kalkacaksam eğer daima uyumamayı seçerim.
bu saatlerde ve daha de erken, sövmeden uyanmak için sebepler aramaya iten durumdur. 24 saat içerisindeki her bir, saatin, dakikanın, saniyenin, salisenin, yarım salise bile hiçbir zaman durmuyor olmasından mütevellit olduğunu düşünmekteyim. erken kalkan yol alır hesabı. ama bu olayı eğlenceli hale getirmek için, baya bir ıkınmak gerekiyor mecazi anlamda. swh.
dün gece kendi evimde yatmadım. yabancı yatağa uyum sağlamakta zorlanan biri olduğum için sabaha kadar uyuyamadım. erken işim olduğu için de saati 7'ye kurdum. sıfır uykuyla neredeyse 4 saattir ayaktayım. bilincim ve vücudum çakı gibi. kendimi inanılmaz dinç hissediyorum. azıcık baş ağrısı var sadece.
lisede nefret edilen, üniversitede hiçbir zaman yapılmayan, çalışırken ise s*ke, s*ke yapılan fiil. güzel tarafları olduğu kadar kötü tarafları da vardır. kötü taraflardan en çok özlediğim ise gece sokaklarda kimsenin olmadığı saatlerde sigara içerek dolanmak sanırım. haftasonları da bünye alıştığı için erken yatıyorum malesef. büyümek çok bokmuş.
zordur, ama alışkın bünyeler için alışılagelmiş bir durumdur. eskiden ben, geç yatınca daha iyi erken kalkıyorum mottosuna kendimi iyiden iyiye inandırmıştım. ama yok yani, erken yat erken kalkarsın mottosu dövermiş, hemde sağlamca. geçen gece saat 10 buçuk hatta 10 gibi uyumuşum. uyuya kalmışım daha doğrusu. uykudan ilk uyunma hadisesi vardır ya hani. onu yaşarken, gözlerimi açtım " aha dedim sabah ezanı okunmuştur bile", hadi onu geçtim saat sekize geliyordur derken, bir baktım saat gecenin ikisi. tabii bunun etkisi biraz da yorgunluktan olabilir ama o an ki mutluluk, alarmın çalmasına yarım saat var mutluluğu ile eş değerdi. hatta daha fazlaydı. onun için erken yatmaya ben " tamam" oldum arkadaşlar.