bir anda ortama ısınamayan kimin ne olduğunu izleyen tiptir. fakülteye başladığım ilk zamanda kimse ile konuşmazdım. sınıfta acaip bi kız çoğunluğu vardı. kimse ile konuşmamamın nedeni insanlara çabuk ısınamamamdı. ama ilk tanıştığım kızla sohbet ederken benim hakkımda düşündükleri küçük dağları ben yarattım havasında olan kimseyi tınlamayan bir tip olduğumu sanmasıydı. bir tek onun değil tüm sınıf böyle düşünüyor demişti. sınıfa giriyosun hiç kimseye selam vermiyorsun kimseye bakmıyorsun insanlara bakmak yerine kapıya pencereye tavana bakıyorsun sen olsan ne düşünürsün seni tanımadan demişti. ama tanıdığında asla öyle biri olmadığımıda eklemişti.
her insanın içinde iyi ve kötünün bulunduğunu, hir birşeyin mutlak iyi veya mutlak kötü olamayacağını bilen insandır. genelde insanların kötü yanına rasgeldiği için savunma mekanizmalarını aktifleştirmiştir. bu savunma mekanizması onun, diğer insanlar tarafından "kibirli", "kendini beğenmiş", "egoist" olarak algılanmasına sebep olur.
insanları uzaktan seven, humanist bir insandır. fakat insanlara çok fazla yaklaşmaz, çünkü bilir ki insanlar onu sınırlar, normal olmaya zorlar. normal olduktan sonra yaşamanın bir anlamı yoktur onun için.
bazı istisnaları vardır bu tiplerin, genelde lise zamanında ezik ve itilen insanlarken, içinde biriktirdiklerini üniversiteye geçtiklerinde ayarsız şekilde kusarlar. Pantolonunu kafasına kadar çeken, şaçlarını ortadan ayıran tipler iken; üniversitede pantolonu kıçından düşen, elinde her daim fotograf makinası olan, uzun saçlarına taç takan tipler halıne donusurler. Yeni imajlarıyla kendı gıbılerını etrafına toplayan ve kendı gıbılerle takılmaya baslayan bu tiplerin, uzun zamandan sonra lisedeki eski arkadaşlarıyla karsılasması sonucu, liseden arkadasının "nolmus lan sana sümüklü ..." dediğinde, tum karızmasının yerle bır olmasını gormek kadar keyıf verıcı bişey yoktur.
genelde universitelerde bulunur bu tiplerden. ben de bunlardan biriyimdir. sadece istediğimiz aman konuşuruz. bunun sebebi de, universiteye gelip ortam yapmaya çalışan yavşaklardan tiksinmemizdir. lise ve daha öncesinde evden çıkmamış, ortam kuramamış, universiteye gelince herşeyi tatmak adına, sırf ortamım olsun diye saçma sapan arkadaşlıklar kurmaya gerek yoktur.
çekingenliğinden midir, asosyalitesinden midir, çevresindekilerden daha zeki olduğundan mıdır bilinmez ancak hemen hemen her sınıfta bulunan insanlardır.
konuştukları insanlar sınırlıdır. resim çizmeye meraklı olurlar, hayal dünyaları geniştir. belki de bu yüzden çok insanla konuşmazlar. genelde başarılıdırlar. ve diğer insanlar tarafından havalı, bir yeri kalkmış insanlar olarak tanımlandırılırlar. fakat siz onları asosyal ağır varlıklar sanarken aslında öyle olmadıklarını yaklaşık 1,5 sene aralıksız konuştuktan sonra anlarsınız. **
sınıf türkiye'den numuneler barındırıyorsa, yüzüne gülüp arkandan dedikodunu yapanlarla doluysa kimseyi kaale ** almamak tercih sebebidir. ayrıca, üç kuruşluk ciğere 5 kuruşluk değer vermeyen insan kişisidir.
sınıf halkının yaşayış tarzı, düşünceleri, tavırları falan hoşuna gitmez. ergen ergen hareketler, boş beleş insanlar.. pek sarmaz usta. ukala derler, asosyal derler.. sikine takar mı? umrunda olmadığından sikine de takmaz. böyle insanların kendine has hayatı vardır. ne eksik ne fazla. tek zor yanı, sınav zamanlarında not alacak kimse olmaz.
patlamaya hazır bomba gibidir bu tipler. bir dokun bin ah işit lafının birebir kanıtıdır. acıyıp bi konuşalım şu insanla la dendiğinde vay amk bi susmadı ya denmesine sebep olabilirler.