1924 ısparta doğumlu, türkiye cumhuriyeti 9. cumhurbaşkanıdır. uzun siyaset yaşamında değişik hükümetlerle 12 yıl başbakanlık yaparak ismet inönü'den sonra türkiye tarihinde en uzun başbakanlık yapan kişi olmuştur.
bundan 20 yıl önce çıkardığı emeklilik yasası sayesinde bu günden 20 yıl sonra olmam gereken emekliliğimi aradaki 40 seneye rağmen bafileyebilecek kadar ileri görüşlüdür. sayesinde emekli olmayı beklemeden geberip gidecek birkaç nesil var.
abbas güçlü'nün programında genç biri buna sormuştu "neden erken emeklilik yasası çıkarıp ta insanları 38 yaşında emekli olmasına müsade ettiniz"
cevabı çok güzeldi aganın;
"1991'de hökümete geldiğimizde hazinenin kasasında 1 kuruş yoktu. bizde dedik ki bu memurları emekli edelim, gitsinler kendilerine iş tutsunlar."
o programda kimse ikinci soruyu akıl edemedi, yada cesaret edemedi. "onca insan emekli edilirken 1 kuruşu dahi olmayan hazineden nasıl kıdem tazminatı ödendi, nasıl emekli maaşı bağlandı?"
size bir sır vereyim; ilk başta her şey toz ve gaz bulutuydu ve süleyman demirel vardı. gözlerinizi kapatın ve hayatınızın her dönemini düşünün, süleyman demirel hep var.
hiç istemiyorum ölmesini. çok yaşasın hep yaşasın istiyorum. canı her gün acısın istiyorum. sürünsün. ne kadar sürünürse o kadar mutlu olacağım eski cumhurbaşkanı.
Kendine has veciz sözleriyle siyasetini tasvip etmeyenleri bile gülümseten, esprili, ilginç, darbeler sonrası yeniden lider olabilen dünyadaki tek örnek, pekçok işi başarabilen ama birtürlü şapkasına sahip çıkamayan ve devamlı kaptıran ünlü babamız.
Demirel'e ülkenin durumu hakkında ne düşündüğü sorulmuş....
Demirel de soruyu yönelten kişiye:
- " Bak sana bunu bir fıkrayla anlatayım da pazar neşesi olsun" demiş. Demirel' in anlattığı fıkra şu:
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var.... Karakuşi Kadı, fırıncıya:
- ' Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:
- ' Hani bizim ördek? ' Fırıncı boynunu büküp:
- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...
Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş...
Ördeğin sahibi,
- 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikáyet etmiş.
Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
- 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?'
Fırıncı
- 'Uçtu' demiş.
Kadı, kara kaplı defterini açmış:
- 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. Onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:
- 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...
Davacı:
- 'Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?' diye sorunca Karakuşi Kadı
- 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu düşüren kadının kocasına da Karakuşi Kadı:
- 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.' Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi'ye:
- 'Senin şikáyetin nedir bre?' Yahudi bir süre düsündükten sonra ellerini açmış,
- 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa Sen, e mi !'
Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek, kıssadan hisse:
- Ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikáyet edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın???
ona geçenlerde sormuşlar: memleketin halini nasıl değerlendiriyorsunuz diye?
''tek kelime ile söylersem iyi demiş, iki kelimeyle söylersem iyi değil! ''
hamiş: hiç sevmem kendisini ama zeka başka bir şey kesinlikle.
Galatasaray'ın cumhurbaşkanlığı kupasını kazanması üzerine kafaları karıştıran bir söz söylemiştir: Bu değerli kupayı bir türk takımının kazanması gurur vericidir.