976.
"Sana burdan bi korum, istikamet çorum."
977.
fikirler göt deliğine benzer, her insanda bir tane bulunur.
978.
"Ahlaksız biri olmaktan daha kötüsü, ahlaksız bir baba olmaktır."
979.
"yaşamak isteyen, acele etmemeli."
980.
"uçmak istedikleri için yürümeyenlere; kanatların olsaydı daha hızlı ilerleyebilirdin. ama yere basıyorsun, en iyisi yürümeli."
981.
"kadinlar, ceylan gibidirler ve sen onlara avci kiliginla yaklasamazsin."
983.
"geçmişini kabullenmeli, şimdiye ise uyum sağlamali, ilerlemek isteyen."
984.
"şarap güzeldir. daha çok şarap en güzelidir."
985.
"kusursuz bir sistem olan dünya bile eğri bir açiyla dönerken, hangi insanoğlu kusursuz olabilir?".
986.
"sahip olmak" için, senden kötüsüne bak ve hamdet.
"olmak" için ise, senden iyisine bak ve azmet.
987.
"eğer, bir gün icerisinde, bir tane bile cesaret gösterememişsen, bil ki sen bir korkaksın. ve korkak, kendi önüne barikatlar kurandır."
988.
"insan bir şey anlatmak istediğinde ne diyeceğini bilemez; hazırcevaplar ise anlaşılmayı beklemez."
989.
"seni seveni sen de sev, sevmeyeni de sen sev. sen yeter ki sev ki dünya daha güzel olsun."
990.
"yaşamayı sevmek zorundasın, hayat sensin."
991.
ışıltılı elbiseler altındaki kalp güzel olmayabilir .
992.
hiçbir acı sonsuza dek sürmez sen istemedikçe ve hiçbir saat ayrılığı göstermez sen öyle görmedikçe.
993.
hedefine varmayan her ok masum bir şeye zarar verir.
994.
çocuklar gibi şen olmak değil marifet, çocuklar gibi yaşamak.
995.
''bu milletin beyni altından olsaydı, şimdikinden daha fakir olurdu''
996.
birisi gidiyor her şeyi yıkarak, sonra bir başkası gelip o yıkıntıladan yeni bir insan yaratıyor ve bu gerçek ölüm gelene kadar sürüyor... sonra tüm suçlu hayat ve kadınlar oluyor...
997.
senin sırtın yere gelmez sabancısı, benim yaram sana değmez yabancısın..
998.
Ne varmayı arzuladığım bir öte diyar, ne de bir yerlerde bıraktığım kayıp bir cennetim var.
999.
Ölümsüzlüğe mahkûm olmaktan korkuyorum ölesiye.
1000.
Adına 'yaratıcılık' yahut 'esriklik' veya 'hayal gücü' denilen o dipsiz, hudutsuz derya, ne binalarda mümkün, ne de kapalı kapılar ardında. Özgürlüj, çıkış kapılarının gümüşî aralığında.