Yeşilliklerin içinde turuncunun mavide boğulmasını;
Kırık sokak lambalarının teker teker yanmasını;
Yorgun ve umutsuz suratları,
Yeşilin karanlık bir adama
Mavinin sonsuz bir karanlığa dönüşmesini izledikten sonra...
Dalgaların sessizliğinde beni çağıran gür bir ses!
Bilinçsizce ayağa kalkıyorum..
Ölüme ve yalnızlığa gittiğimin farkına bile varmadan...
Islak ve soğuk bir adım...
Titreyen bacaklarımda gücümü toplayarak yeni bir adıma hazırlanıyorum.
Korkak,ıslak ve soğuk..
Birden arkamda başka bir ben beliriyor:
Gölgem!
Derin anlamlarla yüzüme bakıyor,
Korkak bir insanın suratı gibi..
Bana geri dönmem gerektiğini söylüyor sanki!
Birden o güçlü sesi duyuyorum son gelen dalgayla...
O dalga korkak gölgemi titretmeye başlıyor,
Gölgem karamsar ve kararsız bakıyor yüzüme..
Korkunc bir cıglık atıyorum!
Ve son adım,
Turuncunun yanına..
Aşk dediğin insanı deli edermiş
Görmezmiş insan bakamazmış kendine tepeden
insan sevdiği zaman sevmeliymiş hemde deli gibi
Bogmalı tüm duygularını kendiliğinden olmalı sevgi dediğin
Eger seviyorsan savaş sonuna kadar sevgin için
Savaşmıyorsa bu kalp kaçıyorsa sevdasından
Eger sevmek buysa ben yokum en basında...
sonbahar geldi
yapraklar döküldü
zavallı ağaçlar
boynunu büktü
..................
yapraklar sarardı
ağaçların üstünde
kimisi de yerlerde
ama çamlar yemyeşil
not: bu şiir hüptürük tarafından 8 yaşında yazılmıştır ve o günden bu yana şiir yazma konusunda henüz bir gelişme göstermemiştir.
umut diyarlarını gectim,umutsuzluklar yükü sırtımda,
ellerim cebimde,tek servetim icimdeki cocuktan kalan misketler,
kısa pantolonlu,kir,pas icindeki hallerim sadece aklımda kalan,
kac yara var sırtımda bilmiyorum gecmisten beri beni kovalayan,
sımsıkı sarılmak istiyorum bitmeyen sensizlige,
zaten terk etmeyen bir tek o senden sonra,
kac kaybedis daha tasır bu beden kim bilir,
kac isyanda daha yanar bu ruh,
günahın en has halinde bir cinayet uykusuz saatlerim,
gözlerim boslukta,ellerim boslukta,ruhum gal-u belaya geri dönmüs,
kendime sarıldım,donuyorum....
Zamanı durdurmaktan bahsediyorsun
göz önünde olmak peşindesin hep
Fiyakalı ölüm senaryoları yazıp öldüremiyorsun da kendini..
Gideceğin yolları tükettin kanatlardan söz ediyorsun.
Beni acıtmak peşindesin..
Yakışıklı bedenler sürtünmesindesin yine
Ucuza gitsen de satamıyorsun lanet bedenini..
Üstüne sinen ihanet kokusunu silemezsin..
Artık git
Yolu bitir
Yüzünden bile iğreniyorum
Yanına yaklaşamayacağın yıldızların adını kirletme
Yalandan inandığın tanrının gözünde de küçültme kendini
Fiyakası olmayan bir ölüm seç kendine
Mümkünse artık
Bu yalnız geçen yaz gecelerinde..
Sakın beni sevme..
arjantin'im şampiyon olsun tango yapsın herkes
ümit aktan ne çenen varmış çok konuşma traşı kes
tüm yürekten avazımız çıktığı kadar bağıralım son ses
öyle futbol oyna ki ayakta alkışlasın seni herkes
Şimdi beni bulmak için yollardayım.
Yola çıktım,nereye gidiyorum?
Bu kaçıncı şehir sokakları yabancı?
Bu kaçıncı ten kokusu sen değil?
Bu kaçıncı yalan duyduğum?
Kaç yalan girecek ömrüme?
Kaç dost kaybedeceğim sensiz?
Daha kaç kez özleyeceğim seni?
Biliyorum sus diyorsun artık;
Geçseydi geçerdi çoktan sensizlik sancısı.
Biliyorum..
Oysa şimdi;
Şimdi ben sana değil
Sana olana koşuyorum;
Sana değil gidişim..
O yüzden bitmeyecek kendime koşum
Daha da hızlanacağım
Daha da büyüyecek yalnızlığım.
Sensiz;ama senle bitecek yol..
işte o zaman soracağım..
Kaç yıldır beraberiz?
Kaç rüya eskittik?
Kaç şarkı?...
Yok yok..
Sen olmayacaksın yanımda.
Seni sevmek olacak.
Şarkıdaki gibi..
Sevmekten değil
Senden geçiyorum ben..
- -
Bu ne güzel bir melodi;
ilk kez mi dans ediyoruz sence?
Elini ilk tutuşum mu bu?
ilk kez mi buluştu gözlerimiz?
Ah sevgili;.
Bu gün de mi bu çiçekler,
Bu sözcükler
Tutamıyor yerini?
mavi kart 85 ytl
artık vapurda da geçiyor
otobüste ''biz insan taşıyoruz'' yazıyor ismail yk üzerine alınma sana denmiyor
otobüste orta kapı güzeli pek güzel olur
ah şu gençlik yer vermemek için uyur
şu butona basar mısınız sorusuna
içler bir tuhaf olur içler bir tuhaf olur