sözlük yazarlarından şiirler

entry5574 galeri47 ses1
    1150.
  1. uykumu da alıp gitmiş,
    kayıplara karışan ruhum;
    ben, kelimelerle oyalanırken,
    ruhumu duymuyorum.

    bilmem kaçıncı nöbet bu,
    kaçıncı titreyiş bu, bir gecede;
    ve gün...

    ve gün, şimdi yavaş yavaş
    yanıp sönüyor yine pencerede.
    4 ...
  2. 1151.
  3. Gece sıcaktır, yağmur yüzü görmeyince,
    Karanlıktır
    Ve bir ateş çemberinden geçer,
    Geceleri uyumayanlar.
    Gece, karanlık bir ateş çemberidir.
    Yağmur, bizi görmeyince.

    Oysa güneşi ister yağmur,
    Aydınlığı sever.
    Ondandır bulutların güneşe siperi,
    Ve ondandır
    Gökkuşağının yedi rengi.

    Günbatımında, gözlerin görmediği
    Bir sis bulutu gezer etrafta,
    Ellerde bir titreme...
    Ve denizden gelen bir haberle,
    Yüzlerde gülümseme.

    Sevdalıların kavuşma vaktidir yağmur.
    Denizden gelir,
    Sokaklarda gezer geceleri...
    Gece, karanlık bir ateş çemberidir.
    Yağmuru getiren rüzgârı görünce
    Yüzlerde bir tebessüm belirir.

    27.05.08 sonkuzu
    3 ...
  4. 1152.
  5. Bir çocugun gözlerindeki umut olabilmek, bir kuşun kanadına değebilmek gibidir uçarken... 24 agustos günü bunu başarabilmiş, tüm yüregi güzel, çocuk ruhlara, saygılarımla...

    Bugün bir çocugun rüyasıyım
    Ellerinde çiçek
    Saçlarında el
    Gözlerinde ışık

    Bugün bir çocugun duasıyım
    Gökyüzünde güneş
    Çölünde yagmur
    Evinde şenlik

    Bugün bir çocugun şarkısıyım
    Yüzünde gülücük
    içinde sevinç
    Aklında huzur

    Bugün ben bir çocugum
    Gözlerim umuda değmiş
    Çiçek açmış dallarım
    Çığlığım göğü delmiş

    çocuk saipsiz
    8 ...
  6. 1153.
  7. hissedemedim
    vücudumda dolaşan kanı
    annemin bana dokunan merhametli ellerini
    gözümde patlamak üzere olan damarları
    acı acı bağıran iç sesimi
    elimdeki kalbimi
    hissedemedim.
    yoktum çünkü
    o yokken bende yoktum.
    2 ...
  8. 1154.
  9. ve tutku kaçınılmaz bir sondu
    hayat çökerken benliklere,
    avunmak ve avutulmak
    sevginin yaşamla birleşmeseydi.

    hep sancılıdır var olmak
    var olmayı başarırken,yalnızlaşmak
    hep en kötüyü sevdin iyi olmak için
    ve hep en olmadık anlarda türkü söyledin
    kaçmak için...

    benlikler yaşamak için; gülmek,ağlamak
    bir kurşun sıksam yokluğa en hüzünlü babanın yalvarışını görürüm
    büyük şehirde kaos;seni,beni büyütmek içindi,
    gördüm ve yalnızım.

    sorsalar her an
    terkedilen neydi diye,
    küfretmek için bir bekleyiş sanki yaşamak
    ve edersin boş bir kurşun sıkarcasına,
    mırıldan şimdi
    tutku kaçınılmaz bir sondu...
    5 ...
  10. 1155.
  11. Yeniden doğuş mümkün müydü?

    Merhaba dünya,

    Parçalanan tüm hücrelerime inat,

    Yeniden dünyaya doğmaya geldim.

    Asıl olan beni zırhımın içinden çıkarıp ,

    Sana sunmaya geldim.

    Sunulmuştu belki daha önceleri, sunulacaktı belkide gelecekte...

    Sana hikayeler yazmayacağım,

    Masallar anlatmayacağım,

    Evet bugün ,

    Hayallerimden sıyrılıp,

    Sana sunulmuş tüm yalanlardan uzak,

    Sana sadece gerçekleri söylemeye geldim.

    Kalbimiz acıyacak,

    Ellerimiz kanayacak oyunlar oynarken,

    Gözyaşlarımızı kimse silmeyecek belkide.

    Ama ben burdayım işte karşındayım,

    Sapasağlam dimdik ayaktayım,

    Ayaklarım acıyor,

    Ayaklarım kanıyor,

    Dimdik basmaya çalışıyorum,

    Ama huzurluyum,

    Gülümsüyorum...

    Yeniden doğdum dünyaya...

    Tekrar hoş geldin dünyama...
    0 ...
  12. 1156.
  13. hayat hiçbir zaman benim verdiğimden fazla anlam taşımaz...
    diledigim an silkinip, şahlanabilirim, beni durduramaz...

    Bir zamanın ölüşü

    Bir zaman...
    Karanlık bir zaman
    Evvel zaman içinde
    Kan revan içinde bir zaman

    Nice ölümlere düştüğüm
    ihanetlerle öpüştüğüm
    Kan çanagı gözler gibi
    Düşman yolu gözler gibi

    Tepesinde baykuş öten
    Dumanı kapkara tüten
    Etimi çiğneyip yutan
    Kızıl kanlı bir zaman

    Hınçla vurup yumrugumu
    Ansızın alnının ortasına
    Benden aldıgı aydınlığı
    Geri çaldıgım zaman

    O zaman ölüyor şimdi içimde
    içinde bir adam doğuyor
    Karanlığı kayboluyor yalanların
    Güneş, doğrular doğuruyor

    işte yeni bir hayat
    Uçsuz bucaksız denizler
    Ruhum şahlanan bir at
    Şahlanınca silindi eski izler

    işte düşümde gördüğüm çocuk
    işte o mavi boncuk gözleri
    Elimi tutuyor elleri ufacık
    Başka bir hayata dair sözleri

    Gökyüzünde benim çizdigim bulut
    Benim hayalimdeki sevgili
    Büyüttügüm, beslediğim koca umut
    Gelecek, güzel günlerle ilgili

    Bu dünya sizin
    Başka bir alem benimkisi !

    Mavi gözlü çocuk,
    bulut sevgili
    Ve bana yetecektir,
    şahlanan atın terkisi

    imza saipsiz
    7 ...
  14. 1157.
  15. Benim Şehrim...

    Yaşayabilmek !

    iklimini hiç bilmediğim bir şehrin ,
    kararsız mevsimini yaşıyorum.
    Daha önce hiç görmediğim sokaklarda,
    Nefes almaya çalışıyorum.

    Yürüyebilmek !

    Yabancı geliyor yürümeye alışmak,
    Sokaklarında ,caddelerinde
    Ve köşe başında, çiçekçinin önündeki
    Arnavut kaldırımında bu şehrin.

    Evet ,kendi yolumu arıyorum !

    Gök gürültülerinin ,
    Şimşeklerinin ardından,
    Tekrar güneşin açtığı bu kararsız şehirde,
    Kendi yolumu arıyorum.

    Bu şehre alışmak zor !

    Bazen çıkmaz sokaklarda gezinirken buluyorum kendimi,
    Tanıdık simalara rastlıyorum çoğu kez.
    Gülümsüyorum ,selamımı almıyorlar,
    Bir yabancıymışım gibi dudaklarını hafifçe büküp ,
    Arkalarını dönüp gidiyorlar.
    Sesimi duymuyor sanki hiçbiri,
    Arkalarından bağırmaya çalışıyorum,
    Boğazımın zorlandığını hissediyorum,
    Ama sesimi duymayı bir türlü istemiyorlar.
    Dün bana gülümseyen her biri,
    Sanki bugün bir yabancı olmuş bu şehirde.

    Ben hala küçük bir çocuğum !

    Annesini kaybetmiş yolunu bir türlü bulamayan,
    Küçük bir çocuk gibi hissediyorum kendimi bu sehirde yürürken.
    Korkuyorum,
    Ağlamaya çalışıyorum ,
    Göz yaşlarım akmıyor,
    Hepsi kuruyor yanaklarımda,
    Tıpkı içime akıttığım üzüntülerim
    Ve haykırışlarımın kalbimde kuruduğu gibi.

    Kendime giden yol,evim !

    Artık yürüyecek gücüm kalmadığında,
    Evime dönüyorum,
    Başka gidecek hiçbir yerim yok,
    Bir tek evimin yolunu biliyorum.

    Kapıyı açıyorum,
    içeri giriyorum,
    Işıklarımı kapatıyorum.
    Camımı aralayıp,
    Penceremin önüne oturuyorum.
    Toprağın kokusunu tüm benliğimle içime çekiyorum,
    Yağmurun huzur veren sesini dinliyorum.
    Karşı kaldırımdaki ,caddede yalnız başına duran sokak lambasına gözüm takılıyor biran.
    Etrafta hiçbir ışık olmadığı halde tüm caddeyi tek başına aydınlatıyor.
    Gözlerimi kapatıyorum,
    Kendime bakıyorum ,
    Kendimden bile uzaktan,
    Karanlıkta yolunu bulamayan küçük kızı görüyorum,
    Küçük kız büyümeye çalışıyor,
    Caddede yalnız başına duran sokak lambasında,
    Kendimi buluyorum.

    Biliyorum !

    Kalabalıklar içinde kendimi yalnız hissetmeye alışmak zor,
    Karanlıktan korkan küçük kızı koruyacak tek kişi benim,
    Yolumu aydınlatacak,
    iklimlerimi değiştirecek,
    Kokusunu içime çekip ,nefes almaya çalıştığım bu şehri,
    Benim şehrim yapacak
    Tek kişi sadece benim...

    Bursa - 2005
    3 ...
  16. 1158.
  17. bir sehirden gecerken ayagim takildi.
    sonra,
    kirk yil orada kaldim.
    kirk yil boyunca,
    kirk haramilerin corbasina
    pirinc saldim.
    kirkayak geldi mutfaga,
    iste o zaman ayildim.
    sonra da cabucak bir bayildim.

    kendimi hep baska yerli sandim.
    bir uyandim ki,
    elimde firca, sehrimi boyuyordum,
    o vakit anladim.
    bu sehre bu kadar boya yetmez.
    benim bu yurek bes para etmez...

    sehir hala gri,
    ruhum hala yolcu.
    fircamdaki bu pembeyi,
    nereye sureyim, sen soyle be burcu?

    urgup 27 Agustos 2008
    3 ...
  18. 1159.
  19. cnbce türkiyenin açık ara en iyi kanalı neden mi
    anlatayım
    bir kere saçma sapan diziler yayınlamaz
    her şeyi renkli ve orjnal
    izliyorum izlemeye devam edeceğim

    adim samuel 25 yasim.

    (bkz: #3791727)
    * *
    3 ...
  20. 1160.
  21. uludağsözlükteki şair bünyeleri ortaya çıkaran şiirlerdir. hepsi öpülesidir. artı oy verilesidir. bir anlık duygu ile yazılmıştır. yazıya döküp, paylaşıldıkları için tebrik edilmelidir.
    ayrıyeten; (#3229734)
    2 ...
  22. 1161.
  23. 1162.
  24. hayat solugunuzu taşırdıgında,
    bir kuytuda karşılar sizi

    soluksuz göğsünüz,
    soluk yüzünüz
    ve yangınlı özünüzle

    bir inziva...

    Taş kesilmiş bir inziva
    Topraksız, agaçsız, kuşsuz
    Görende bırakacağı intiba
    Acınası olacaktır kuşkusuz

    (mu) allak bullak bir suskunluk
    Telaşlı fikirler beyninden taşıyor
    Göreni aldatan bir durgunluk
    Omuzlar fırtınalı bir baş taşıyor

    Tüyleri diken diken eden bir düş
    Ve ona ulaşamamak kaygısı
    Kendi kendine batan bir güneş
    Ve hep karanlık olacak duygusu

    içinde gecenin tanıdık ürpertisi
    Başındaki miğfer delik deşik
    Ansızın yüzüne iner elinin tersi
    Evire çevire döver seni yalnızlık

    Sessizlik, yoklugun mümessilidir
    Bu kavgalar varlığın tesiri
    Aynada bir hiç timsalidir
    Bu silik siluet, hiçliğin esiri

    Bu inziva yeni bir hayata gebe
    Acılı, sancılı, korkulu
    O hayat ki, doğacak gün gibi
    Acısız, sancısız, tutkulu

    imza saipsiz
    6 ...
  25. 1163.
  26. kış
    elimde başka bir ilacın prospektüsü,
    yerlerde bembeyaz
    sessizliğin örtüsü
    oyuncak bebeğin saçlarında
    karlar var
    elbisesi ipekten
    teni solmuş sevilmekten
    hiç gelmeyecek bir aşkı
    bekliyor gibi
    o da bir iki satır karalıyor bazen

    karakuşlar
    uzaktakiler için
    parkları boyuyorlar
    siyanürle...
    3 ...
  27. 1164.
  28. güneşe bakan kapım,
    durmadan çalıyordu.
    her defasında biri
    ezip de geçiyordu.

    önce ayağı topal,
    aksak bir adam geldi;
    sonra da saçı kanlı...
    kulağı küpeliydi!

    geldiler ve gittiler;
    kala kala ben kaldım.
    onlardan kalanlara
    bunu anlatamadım.
    3 ...
  29. 1165.
  30. A$ka küsmü$ken rüzgar gibi girdin hayatıma..
    Ve yine rüzgar gibi çıkıyorsun...
    Biliyorduk ikimizde, bitecekti, bu sadece bir rüya.....
    Neden sen benden daha çok aglıyorsun...?

    En güzel anları ya$adık.. Mutluyum ne olursa olsun!
    Ağlama sen de... Bensizken hatırla anıları.. N'olursun!.
    Biliyorum.. Daha güçlüsün benden... Hep söylüyorsun;
    Öyleyse neden sen benden daha çok ağlıyorsun?

    Hiçbir rüzgar sonsuza kadar sürmez... Biliyorduk...
    Güneşte çıkacaktı birgün...istemeden bekliyorduk...
    Hiçbirşey önemli değil...ikimizde çok seviyorduk..
    Öyleyse neden sen benden daha çok ağlıyorsun?

    Güçlü ol...Ben de ölmüyor muyum sanıyorsun?
    Unutmamam ki bende..Kolay değil..Biliyorsun...
    iyi ki geçtin hayatımdan güzel rüzgar!!!...
    Kalan benim burada..Sen ise gidiyorsun...
    Öyleyse neden sen benden daha çok ağlıyorsun?

    puuffss :/

    (bkz: amaaslihepiyiydi)
    2 ...
  31. 1166.
  32. nedensiz yere hep yollara bakıyorum,
    hiç gelmeyecek birisini bekler gibi,
    eminim okey olmamasına rağmen okeye dönenlerin umudu benden çok daha falzadır,
    hem çekin şu güneşi üzerimden,
    korkmayın yarasa falan değilim,
    yalnızca kaçıyorum,
    senden, benden ve herkesten,
    ve denize yüzmek için girenleride bir türlü anlayamıyorum,
    o güzeliliği seyretmek yerine içine giriyorlar,
    ben o güzeli uzaktan seviyorum başkaları ise eline değiyor bir de utanmadan aşkım falan diyorlar,
    anlayamıyorum şu insanları,
    bazen deli diyorlar bana,
    belki de çok haklılar,
    belki de insan kalbinde demokrasi falan geçerlidir,
    kimbilir ?
    3 ...
  33. 1167.
  34. babama...

    tam 2 yıl oldu be baba!
    çok zormuş be baba!
    bu kapanmayan yara,
    neler aldı götürdü bu candan,
    bu hayattan, etten, tırnaktan.

    neden baba neden!
    aslına bakarsan 2 yıldır tek cümlem,
    hiç yakışmadı sana o alçak kefen,
    kara toprağamı karıştı şimdi o beden?
    o gün tutup elinden,
    seni çekip çıkarmayı ne kadar istedim bir bilsen,
    meğer kanatsız kuş olmuş ruhun,
    farkedemedim gökyüzünden selamlarken.

    acının terazisi yok ki be baba!
    bana göre melhemsiz bu yara,
    duyar gibi oluyorum,
    sana göre ufak bir ara,
    ebediyette buluşmaya.

    artık eskisi gibi tadı yok be baba!
    evin, işyerin geçerken önlerinden o sonbaharda,
    görmüş olmalılar seni ay yıldızlı tabutunda,
    eşyaların bile kokmuyorlar eskisi gibi, sen gibi
    her özlediğinde gardıroba koşan oğluna.

    kokunu buldum be baba!
    seni içime çekiyorum her yudumda,
    belki de bir an önce gelebilmek için yanına,
    biliyorum çatacaksın yine o kara kaşlarını ama,
    sigaram seni hatırlatan son şey artık bana.

    içim parçalanıyor be baba!
    bak yine gözyaşlarım fazla geldi cana,
    sen üzülme hiç, çok mutlusun belki de orada,
    gelicem en kısa zamanda yanına,
    toprağını okşamaya,
    mezar taşını yıkamaya,
    oğulun babayla olan cevapsız konuşmasına.

    gelicem baba...
    3 ...
  35. 1168.
  36. Cehennem ateşinde yansada sevdam,
    küllerini yüreğime dağıtır,
    yanarım seninle sevdam.
    yaşarım seninle sevdam..
    3 ...
  37. 1169.
  38. yalnızlık bana kol gibi koyarken
    sensizlik bacak gibi koyuyor
    bunun tek nedeni zeytin gözlerin
    dağın eteklerine benzettiğim saçların
    belki de ilk hecelerimdeki saçmalıklarım

    senden bukadar uzak olmam
    belki de ilk kez sevgimden kaçmam
    sensiz yağan yağmurlara alışamam
    oysaki tek gerçek var
    sen gelene kadar kapalı bu can

    *
    3 ...
  39. 1170.
  40. Bu resmi ben çizdim
    Çizgiler hayata dair

    Zaman duruyor
    Dur dedigin anda
    Gemiler güneşe yüzüyor
    Ve bir mavilik, tanda
    Meltem yüzünde geziyor

    Bu resmi ben çizdim
    Limanda bir kız yürüyor
    Kızıl saçlı bir sonbahar
    Sarı yaprakları suya sürüyor

    Yavaşca bir akşam üstü
    Güneş usulca batıyor
    Sahilde yaşlı bir adam
    Tepside midye satıyor

    Bu resmi ben çizdim
    Çığlık çığlığa bir deniz
    Akşam avında martılar
    Denizde yakamoz, tertemiz

    çizen saipsiz
    6 ...
  41. 1171.
  42. tül
    gamlı bir mum ışığı
    yemin ediyor
    doğduğun günkü gibi
    saçlarının parlaklığına dair

    biz aziz
    ak tellerini okşuyor
    sarı ışığın aksettiği
    mavi gözleri hain

    bir melek daha yoruldu ki
    tutsaklığından şerrin
    tüller uçuşuyor...
    2 ...
  43. 1172.
  44. asil
    sen
    ah... sen
    simsiyah danteller içinde yaslı
    iyot kokusunu içime çekerken devamlı
    öpmek istedim
    bilmediğim halde...
    sen...
    kim olduğunu bilmeden tutulduğum
    gözümde hep gizemli olan
    asil yalan
    bir bıçak gibi saplanan
    meleğim!
    2 ...
  45. 1173.
  46. herhangi bir kitaptan hernagi bir nenseydi gözlerin,

    kulak fısıltıları çoğu zaman ,
    çınlamalar ,

    tek harfli kelimelerdin defterimde ,
    kullanılmayan sözcünlerim...
    2 ...
  47. 1174.
  48. bekler oldum mevsimler boyu,
    sevmez oldum sensiz geceleri,
    bekledim görmeden seni,
    öptüm dokunamadan sana.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük