ben hüzün bağıyım
asmalarımda dert koruk olur her yaz
uyusam çardakta
bir yaprak düşer
şafak tutulması yalnızlığıma
erguvan çiçeğini hatırlatır gülüşün
kara üzümlerde karalar bağlar yüreğim yalnızlıklarda
sen gelirsin hazan gibi yüreğim
ellerin gelir
bilmezler ağladığımı
aynada hüzün yansır
sen yoksun.
Biliyor musun hayat:
Ben şimdiye değin,
Hiç birinci tekil şahsın özneleştirildiği bir yazı yazmadım.
Hep tektim, hep yalnızdım
Ama acılarımı yazdığım hiçbir yazının altına
ismimi not düşmedim.
Kendimden kaçışlarda sığındığım hayatları kaleme alırken
Ve her satırda bir parça daha mükemmele bulanırken!
Kendime izimi kaybettirmişim.
Şimdi bu tek başınalığı iyiden iyiye hissedilen yalnızlıktan
Ve bu kör karanlıktan korkmamdan dolayıdır
Kendimi arayışım.
Yokum hayat.
Kaçayım derken kaybettiğim kendim de yok.
Kendime yüklediğim inançlarım da
Ve bu kendini arayan inançsızlığımda tutunacak bir dal da yok.
Özür dilesem kendim geri gelir mi hayat?
Özür dilerim hayat.
Özür dilerim baba.
Özür dilerim sevda.
Özür dilerim dava.
Özür dilerim inanmışlıklarım.
Özür dilerim duygularım.
Özür dilerim yaşanmışlıklarım.
Özür dilerim kendim.
Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim...
Ey kendim!
Nerdesin?
Ey kendim!
Nolur dön geri; özür dilerim.
Ey kendim!
Tükendim...
kalbimi hisset hep
yağan yağmurda
balığa açlığında
serin bir biraya susamışlıkta
yollarda el kapmacalarda
hisset hep
hisset çakan şimşekte sana bir buse yıldırımlar
hisset hep
hisset
his
seni hissediyorum.
geceye düşmüş bir gölgeydi yüzün
sokak lambalarının sır gibi sakladığı
zaman bir yumak gibi savrulurken
salgın hastalığa yakalanmış
bir kedinin elinde
evrilip güneşi oluyor hayalin günün.
* * *
şiyirimin devamında patlat bir kap mısır
oturmak için ser şuraya bir hasır
ben seni hep severim ammaaaa
insan ömrü ancak bir asır...
tümü görüyormuş gibi davranmakla geçiyor hayatın,
sadece bakıyorsun aslında.
suratına anlamlı bir ifade yerleştirip
bakıyor, bakıyorsun.
bahaneler, avuntularla dolusun.
ne olur ne olmaz hani.
çıplak ayaklarla dolaşmak özgürlükmüş diyorsun.
ellerin hep aynı boyutlarda artık.
çatıdan izlediğin şehrin ışıklarından hiçbiri
tanıdığın insanlara ait değil.
ellerin büyümüyor artık.
en zoru yalnız ağlamak.
benim değil ama güzel şiir gene de...
....sevgi, ne çok özledik bunu,
yalnız akşamlarda
rüzgarın avluda kafeslenmiş köpekler gibi uluduğu
gece yarılarında
nasıl bir özlemle aradık
kırışmış terli çarşaflar arasında
izini
kaybolmuş sıcağını eski sevgilerin...
....
leyla kenter akcan.
şiir yazdım ben bugün,
duygusalım az biraz.
hava çok pis soğudu,
hep ellerim üşüdü.
neden üşür bu eller? niçin sızlar parmaklar?
silinsede başlıklar,
ben yazarım concişim.. ben yazarım concişim.
uydurmaya çalıştım.
yazarlarla yarıştım.
işinize karıştım.
ben bu işe alıştım..
sen üzülme tontişim.. sen iste ben yazarım..sen iste ben yazarım..