gözlerin ne kadar büyüleyici
insana istediğini yaptırabilecek derinlikteler
sanki tutsak ediyor gibisin beni içlerine
kılım kıpırdamıyor kımıldayamıyorum onlara bakarken
öyle derin ki içlerin de kaybolunsa bir daha çıkılamıcak gibi
peki çıkmak istenir mi o güzel yerden
kocamandı gözlerin yüreğin gibi
güzel, güzel olması kadar da korkutucu gözlerin
ya kaybedersem onları diye öylesine korkuyorum işte
ellerini tutsam, o kocaman gözlerinin içinde kaybolmuşken şiirler okusam ne güzel
ve gözlerin yorgun bakıyor dinlenmeliler yüreğimde.
atandan kalmış olan kılıcı iyi bile
onu bütün gücünle vuracaksın çağında
savaş!
bunun tadını ey türk sen bulamazsın
ne sevgili yanında, ne baba ocağında.
Sen yokken
Yürüdüm istanbul sokaklarında
Yağmurun altında sırılsıklam
Sessizliğin yarattığı korku
Karanlığın yok ettiği özgürlük
Martılarla eşlik ederek şarkılara
içime çektiğim sigara dumanıyla
'Belki bir umut' diyordu gözyaşlarım
Ve ardımda bıraktığım adımlarım
ilerlerken bu yağmur kokan sokaklarda
Anladım ki benliğimi de yitirmişim
Adını sayıklarak söylediğim şarkılarda
Nefesimin yetmediğini farkettim
Şarkının sonunda 'Gitme' diyerek haykırmaya
Dedim belki çıkar şimdi karşıma
Der 'Dur Ben gitmedim aslında'
Ama bu yoktu işin faslında
Seni düşünürdüm gene bir mart ayında
Sen yokken istanbul sokaklarında...
bir kadın yürüyordu sokakta yavaş yavaş
saçları ipekten dokumuşçasına güzeldi, fazla uzun olmayan saçları
düşünceli, korkan bir yüz ifadesi vardı
kimbilir ne derdi vardı
hayat yormuş onu belliydi kimi yormuyor ki zaten bu hayat
dikkatimi çekti sonra hiç telefonuyla oynamıyordu, garipti
herkes telefonla meşguldü o yürümekle
sonra yorulmuş olacak ki oturdu bir banka
etrafını seyrediyordu meraklı bakışlarıyla
sonra biraz üşüdüğünden eldivenlerini giydi o ufacık ellerine
onu seyrettiğimi gördü irkildi o korkulu yüz ifadesi belirginleşti
gülümsememi farketti kendide zoraki bir gülümsemeyle karşılık vermeye çalıştı
fakat unutmuş gibiydi gülümsemeyi gülemiyordu
oturdum yanına anlat dedim nedir bu halin
bu güzel yüz neden gülmüyor
sanki bunu bekliyormuş gibi başladı anlatmaya
rahatlıyordu anlattıkça ama yavaş yavaş gözlerinden bir iki damla yaş akmaya başladı
sonra gerisi geldi damlalar denize döndü
engel olmaya çalışıyordu göz yaşlarına ama olamıyordu
omzuma yaslandı ağladı orda sadece ağladı konuşamadı bile
sildim gözyaşlarını, kalkmasını bekliyordum ki
baktım gözlerine içi gülüyordu gözlerinin sanki biraz daha durayım der gibiydi
öylece kaldık o bankta saatlerce, günlerce, aylarca, yıllarca.
-niye kimi zaman beni sevmeyeni sevmek isterdim
-niye aşkı arardım
-niye birisi olmazsa diğeri olur demezdim
-niye kafamı ağrıtırdım
-niye zorlu yollardan geçerdim
-niye ha niye
-herkes beni sevmiyorsa ben de herkesi sevmiyorum demezdim
-bitti...
-bir hırstı beni benden çalan
-bir hırs, göğsümü delen
-aşksızlığı yaşatan
-bir hıstı, zorlu hayatı anımsatan
-aşkı da sevgisi de yoktu
-hataydı hep
-zorlu adamların yoluydu....
-içinde zorluklar vardı savaş vardı -her şeymücadele-emek-savaştı
-savaşma seviş yalandı-hemen kiminle sevişiyorduk zaten
-aşk yorgunlukları içinde
-güveni de yoktu
-niyeydi tüm bunlar
-anlamak güçtü
-anlamsızdı, duyguların yok olduğu zamanlarında hayatın
-pişmanlık şimdi benim adım,
-şiir değil düz yazı sanki
-aşk değil mücadele benim adım!
-gıçımı bile toplayamadığım zamanlar-yorgunluklarım-her şey yalan!
-gecelerinde hayatın gözyaşlarını dökerim şimdi...
-ey sevgili dostlarım yarasalar nerdesiniz
-bir sevişme daha yalan
-kendime ağlıyorum
-fahişe hayat kandırdı beni
-bak görüyor musun tırnaklarımda yok!
-bitti...
-kimi hırslarım bir boka yaramazdı içinde ben yanardım...
kac gece gecti sensiz
bilmem daha kac gun bitecek
geceleri haram sanki uykular
gunduzleri gulmek
al gencligimi feda olsun gulusune
yeter ki bitsin sensiz, sessiz geceler..
yazamiyorum sana
korkuyorum senden, digerlerinden
yasayamiyorum seni ozgurce doyasiya
korkuyorum yine bir seylerden
ama ask ya bu deli adami birakmiyor
vazgecemiyorum yine senden.
Her şey seninle güzel.
Seninle güzel mutluluk.
En güzel seninle gülüyorum, senin gülüşünden keyif alarak.
Zaman dursun istiyorum o an.
Çünkü zamanla gülüşün kaybolacak.
Kaybolunca zamanla gülüşün,
Mutluluğumun yerini hüzün alacak.
Oysa hüznüm bile sadece seninle güzel.
Seninle güzel nefes almak,
Aldığım her nefeste içime seni doldurmak.
Ve soluduğum havayı içimde kendimle karıştırmak…
Organlarımı düşünüyorum da..
Kalbimi mesela;
Kim bilir ne kadar sarsacak göğüs kafesimi senin kokunu tanıyınca…
Ve beynim,
Acaba ne kadar hızlı komut verecek ellerime;
Sana daha sıkı tutunmak,
Seni daha iyi hissetmek
Ve seni hücrelerime işletmek için…
Şimdi de atmosferi düşünüyorum sevgilim,
Ne kadar şanslı olduğunu;
Bendeki seni içeren nefesi kendisine bırakacağım için…
Kuşlar da uçup gelecekler mi kahkahalarımızı duyup?
Ve daha güzel ötecekler mi kahkahalarımıza ritim tutturup?
Demiştim ya bitanem her şey seninle güzel diye,
Ben bile seninle güzelim işte sadece…
Ve zaman..
O bile koşturuyor sevincinden seninleyken,
Bu tutumunun aleyhimize olduğunu bilmeden.
Ama olsun be sevgilim,
Bırak zaman gönlünce koşsun.
Ve biz ömrümüzce coşalım onunla.
Sen yanımda ol, yeter.
Nasıl olsa ‘her şey seninle güzel’…
dağınıklık içinde kaybolduğumuzu aslında
-cevaplanan ya da cevaplanmayan yalanları
-çürüyenleri
-yok olanları
-yanan ırmakları
-art niyetlerin arasında nasıl kaybolduğumu
-nedensiz esen rüzgarı
-savaşırken hep biz kahraman olmak istiyoruz denilenleri
-ayakta kalma savaşından düşüşümüzü.
hayat olanca hıncını kusmuş üzerime
kaç kurtar kendini benden
kirlenme benimle
içimi kavuran sızı beni boğarken
git çocuk git mutlu ol
yakmasın seni acılar.