sözlük yazarlarından şiirler

entry5574 galeri47 ses1
    3700.
  1. Hayat kısa...
    Ve bir o kadar da uzun
    Sanki gemisi gibi Nuh'un
    Her telden var nereden baksan
    Her telden, bir avuç insan
    Anlamsız bir bütünün parçası hepsi
    Olacak, çıkana kadar beşerin son nefesi
    Çıkacak, çıkacak ya nasıl bir bilsen!
    Ancak geçtikten sonra binbir meşakkatten!
    Biri koyar önüne bir rus ruleti
    Beş şıklı, sanki kıyamet alameti!
    Geçtin diyelim, şanslısın(!) birader
    Ancak çok sevinme yakındır keder!
    Dört sene daha alırlar o kısacık ömründen
    Geriye ne kaldı, az sonra öldün sen!
    Kimsenin umurunda mı sana olacaklar
    Sen ezil, sen çalış, onlar yine mesutlar!
    Sen canını dişine tak, ya ne için?
    Bir cübbe, bir kep, bir kuru diploma için!
    Ya sonra?
    Sonrası meçhul işte
    Kalan ömrün ki ne kaldıysa elinde?!
    Ya geçecek lanet bir okulda yine
    Ya da sürünecek sersefil bir işte
    Hayat güzel! Kim demiş?!
    Onun yanında Cengizhan halt etmiş!
    Güzel olmasına güzel, ama kime?
    Ezileni tekrar tekrar ezene!
    Garibim, ezilen ne bulmuş ki şu hayatta?!
    Kabahatse kemikte değil, dayanan bıçakta!
    0 ...
  2. 3701.
  3. bir gece deli gibi geçecek sandığım
    meyhane masasında nelerin geçtiğini anlamadan uyandım.
    0 ...
  4. 3702.
  5. 29 ekim icin ilkokuldayken bir kere şiir yazmıştım, 16 kıta sürdü daha da devam etmedim, düz yazı bizim işimizmiş.
    0 ...
  6. 3703.
  7. bir öfkeydi yalnızlık, geceleri susturduğum.
    benler çatışmasıydı, bir ben'i küstürdüğüm.
    gözlerden kalbe giden kurşun misali yaşlar,
    kalbe değmesin diye fırtına estirdiğim.
    1 ...
  8. 3704.
  9. Küçük bir öksürükle başladı bu illet hastalık...
    Daha sonra ateş bastı her yanımı ve sen sandığım sanrılar bırakmaz oldu yakamı.
    Doğru, ateşli bir hastalıktı geçirdiğim,
    Baksana bitkinlik bile emir verir olmuştu.
    Doğruca gidip yatağa bıraktım kendimi
    Hadi şimdi getir dudaklarını da ört üzerimi...
    0 ...
  10. 3705.
  11. seni izliyorum sevgilim,
    uzaklarda bir yerden.
    üstünde en sevdiğn renk kazağın
    iki elinin araasında sımsıkı kavradığın kahve fincanı
    yüzündüyse o çocuksu masum ifaden
    düşünceli gibisin ama gülümsemen eksik değil dudaklarından

    şiirler gibi güzel uzun saçlarını yine açık bırakmışsın
    oynamayı sevdiğim seninse o ütopyalar kadar güzel gözlerinle kızgın kızgın baktığın anlar geldi aklıma saçlarını görünce,
    sonrasındaysa sımsıkı sarlıp güldüğümüz anlar.
    bekliyor gibisin kapı açılacak ve gelecek diye bekliyorsun
    gözlerinde bir umut ışığı bekliyorsun...
    ve kapı sesi duyulur,
    adımlar duyulur ve gözlerin kapıya döner içleri gülerek,
    bakarsın kapıya kalbin o ufacık kalbin hızlı hızlı atar.
    gelen yüreğin miydi,
    gelen kimdi ?
    2 ...
  12. 3706.
  13. Her sozcuk kendi güzelliğini sunar cumleye. Her gülûş günü ve hayatı renkli yapar. insan hayatına sozcuk tadinda gülûşleri koymalı ve başucundan eksik etmemeli. Bu gülûş senin, sözcüğün adı da sensin benim için.
    0 ...
  14. 3707.
  15. Kula kulluk etmek değil de benimkisi,
    Sevdanın hakkını vermek tabiri caizse!
    Şimdilerde gitmek, başıyla sonuyla karşılığı olmayan bir fiil.

    Yalnızlığı tanrıyla pay ettiğimiz gecelerde,
    Bu sevda denilen hissel müessesede hatıraların tek kutsal emanetimdir.
    ismin kutsallıktan ambargo edilmişken hemde!
    Aklının ucundan geçmek için girdiğim o yorucu seferlerde
    Seyir halindeyken,
    Tam da o aramızdaki inançsız köprülerde şarampole yuvarlanışlarım;
    Gözüne girmek için bin bir takla atan mahlukatlar arasında mukayese edildiği vakit,
    Adalet sadece bir kadın ismiydi.
    Ve benim için aşk,
    Tanrıya giriş yasağı olan bir ütopyanın örsünde dövülmüş gibiydi.
    Evrene son anda yetiştirilmiş illegal bir psikoloji.
    Kendimizi ötekileştirdiğimiz bir otobiyografi.
    Ruhumuza ruh kattığımız merdiven altı bir otopsi.

    Ah Amata, her şeye rağmen saçların hür olduğum tek özerklikti.
    Bitmesin tellerinde banada yer olan bu ileri demokrasi!

    Kula kulluk etmek değil de benimkisi,
    Sonuna kadar inanmak sadece!
    Şimdilerde sevmek, başıyla sonuyla inkar edilen bir yara.

    Bedava olan ibadeti pahalı bir imana dönüştürmekti seninki.
    Veya gökyüzünü şifreli yayına koymakla eşitti.
    Duyguları ağır ödeten kapitalist bir rejimdin.
    Konak hücrelerime kadar yerleşen köklü bir inancın eseriydin.
    Seni sürsem şimdi kendimden tanrıyla ters düşeceğiz, biliyorum.
    Biliyorum, tanrıyla akrabalığın göz ardı edilemezdi.
    Aynı zamanda ismin kutsallıktan ambargo edilmişti.
    iki devrik inancı bir bedende yaşatmak seninkisi!

    Aşk, ölümden devşirilmiş melez bir cesetti birazda.
    Birazda yaşardı aslında tüm riyakar tenler pahasına
    Ah Amata!
    Şimdi serp günahkar bedenimden tüm kalanları ganj nehri dudaklarına
    Artık tek amacım ruhunda ruh olmaktır!

    Emre Kaynak / Kalemden Sen Çıkarma Ayinleri
    0 ...
  16. 3708.
  17. doğrusun yalan değil seni jiplerle gezdiremem, ama şunuda bilki kadın omuzlarım senindir!
    senden tek isteğimdir biraz olsun gül yeter, o gamzen görüldüğünde tüm dünyalar benimdir!
    0 ...
  18. 3709.
  19. "seher vakti kalkar namaz kılarım,
    günahıma gizli gizli ağlarım.
    yaralı gönlümü yine dağlarım.
    derdimin dermanı mekke yolunda.

    susadım çöllerde yanar ciğerim;
    benliğine serap görür gözlerim
    allah'ım bir damla zemzem isterim.
    derdimin dermanı mekke yolunda.."
    0 ...
  20. 3710.
  21. beyaz şoför
    ve aralıkdaki çizgisiz yollarında
    karınlık bir odaya biraz fazla geldiniz
    yarınız tekerleğin altına
    ölmeden heber verin muhattap olmak istiyorum açtığınız çukurlarla.
    1 ...
  22. 3711.
  23. terkettin aşkımı bana vermeden,
    benle derdin neydi bu zulüm neden,
    dolaştırdın köşe bucak demeden,
    seni gazel gibi kurutsun allah.

    yanağın kırışsın saçın dağılsın,
    kör olsun gözlerin belin kırılsın,
    varsın her gün bin kol sana sarılsın,
    seni gıdım gıdım yok etsin allah

    kar gibi eritsin çöl gibi yaksın,
    çürütsün dilini lal gibi yapsın,
    eskiyip atılmış şal gibi yapsın,
    çöplükten çöplüğe sürütsün allah.

    kahkaların feryada dönsün inşallah.
    bir yığın alevle çıksın her bir ah.
    milyonlarca defa desen de eyvah,
    yılanlar misali süründürsün allah...
    4 ...
  24. 3712.
  25. yargılarını infazlarken üzerimde bir bir
    gözlerinle boğduğun okyanusun ölü balıklarını karaya çıkartmakla meşguldüm
    bana karşıdan gösterdin ama
    arzum orta parmağını öpebilmekti.
    0 ...
  26. 3713.
  27. Sen oradan öyle gülümseyince
    Ben buradan bir koşu Barcelona’ya gidip
    Zilleri çalıp kaçıyorum.
    Çıkmaz bir sokaktan girip, her kapıdan kendime çıkıyorum.
    Bir sokak ki rengi gül, tadı kırmızı.
    Hani bana kırmızı yakışmazdı?
    Sen gülümseyince kendime şaşıyorum.

    Al al oluyor yanaklarım
    Ben bir dalıp geleyim diyorum
    Ortaköy'den kendimi bırakıp
    Manş Denizi’nden çıkıyorum.
    Bir deniz ki rengi anemon, tadı mavi.

    Candan Selman
    0 ...
  28. 3714.
  29. Yeminim var, yeminim var....
    Senden başka sevemem yar.
    Adını yollara yazdım.
    Bizi bekler yarınlar…
    iyi dersler arkadaşlar!

    mecnun çınar
    1 ...
  30. 3715.
  31. kaba tavırları,
    beğenilmeyen şiirleri vardı.
    hiç toplayamamıştı karışık aklını.
    ne olsa giyer, yemek seçmezdi.
    hiç sevmediği memuriyetin
    sonu olacağını düşünürdü.

    toplayıp iki parça eşyasını
    attı kendini o kadının evine
    düzeltip façasını,
    terk etti ucuz şarapı.

    artık parlak gözleri
    cilalı sözleri vardı.
    kitabı milyon satmıştı.
    terk etti o kadını
    bacakları kısa,
    göğüsleri küçük diye.

    sıçradı terli bedeni
    karga seslerini duyunca anladı.
    daireye giden tren çoktan kaçmıstı.
    1 ...
  32. 3716.
  33. adıma yazılmış şiirleri,
    şiir okumam ben, dedi.
    dedi ve gitti.
    0 ...
  34. 3717.
  35. ş dir ilk harfi
    i dir ikinci harfi
    i dir üçüncü harfi
    R dir son harfi.
    0 ...
  36. 3718.
  37. Geçmişin bize yaptıklarına inanamazken ben,
    biz zamirinin irini akıyor parmaklarımdan.
    Ne çok kanatmışız sevda maskesi altında gizlenen yarayı,
    Vücudumuzun en görmediğimiz, göremediğimiz yerini.
    1 ...
  38. 3719.
  39. anlamaz kimse derdimi,
    sikeceğim kendi kendimi.
    1 ...
  40. 3720.
  41. "Yalnızım çünkü sen varsın"

    "gel" desen gelirdim
    gittiğin uzakta bendim
    dağ gibi bir ihanetten düştüm
    bu kendime son gelişim

    ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
    kendimi suçüstü yakalıyorum
    ve kentsizliğimin isimsizliğini
    Araz'a uyak düşüyorum
    gözlerime senden düşler sürüyorum
    ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
    bana en büyük tehdit yine ben oluyorum

    sonra bir durağa yaslanıyorum
    sonra bir kente
    ve sen gidiyorsun
    ben kanıyorum
    diyorlar ki; kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun.
    oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun

    yorgun Haliç'e biraz inat
    biraz ihanet bırakıyorum
    ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
    aklıma düşüyorsun
    düşüyorum
    düşünce
    üşüyorum
    azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
    ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
    yalanlarımla bir hiçlikteyim
    beni içinden kaç

    bu kentte her yağmur kendini ağlar
    aklıma düşsen yalnızlık oluyorum
    ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
    nerde kimi üşüyorsun
    artık kendini yakan bir ateşim
    kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
    şimdi boş duraklara yaslanıyorum
    boş kentlere
    oysa "gel" desen gelecektim

    gün düşlerime dönüşlerimde
    bakışın içiyor beni gözlerimden
    gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
    uzaklığına uzanıyorum
    sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
    ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
    yıkılıyorum şarkılara
    "kimseler biliyor"
    yalnızlık dostumdu
    şimdi korkum oluyor
    oysa "gel" desen gelecektim

    artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
    güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
    göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
    kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
    göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
    düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
    uysal yalnızlıklar satın alıyorum
    gülüşümle ödeyerek
    ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
    yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
    cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
    kirli sözlerimi temize çekme
    oysa "gel" desen gelecektim

    gözlerim ihanete ihbar taşıyor
    kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
    sözü namluna sürmelisin şimdi
    en yaralı yanımdan vurmalısın beni
    çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır

    avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
    ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
    susuşuna kan döküyor gözlerim
    sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
    oysa bilmelisin Araz'ım
    kimsenin içi görünmez
    ve hiç bulamadıklarını
    asla yitiremezsin
    bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
    söylenecek bütün sözler

    her sabah akşam oluyorsun
    alnından ellerine damlıyorsun
    yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
    içine dert oluyorsun kentin
    dışına yağmur
    yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
    duvarların kan öksürüyor
    ve sen
    başkalarının gözlerini
    yüzümde aramamayı öğreniyorsun
    beni bir durağa yaslıyorsun
    beni bir kente
    gidiyorsun
    oysa "gel" desen gelecektim

    susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
    en susmakta neydi öyle
    sen en dinlerken
    biliyorum Araz'ım
    insan kendini bulmamalı, hep aramalı
    gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
    gece cinnetlerimi de alıp yanıma

    denize bakmayı bilmeyenler
    bir gün mutlaka boğulur
    işte bundandır gözlerinden kaçışlarım

    siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet
    yaptınız mı

    ben şimdi gurbetim
    içimde taşıyorum
    heba olsa da senlerce yılım
    oysa "gel" desen gelecektim

    ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
    ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
    şairler ölüdür derler
    inanmıyorum

    en karanlık ceketimi giyiyordum
    ışığa kördüm çünkü
    şimdi ise güneşe ilerliyorum
    dirilmek için

    kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
    gecenin kör gözünden utanıyorum
    hadi bana en militan kelimelerle saldır
    batır içime cümlelerini
    beyhude bir dehşet bırak
    hak ediyorum

    gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
    can kaybından ölüyorum
    cenazemde namaz kılacağım
    zan altındayım
    yalanıma inanıyorum

    yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
    kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
    kinim kendime
    susuşum sana
    küsüşüm tüm dünyaya

    üstü kalsın ihanetimin
    "gel" desen gelecektim

    yine bir tren geçiyor içimden
    sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
    saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
    görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
    hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
    sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
    süsle beni ey aşk
    geçtiğin yerleri öpüyorum

    yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
    dişlerindeki nikotin tadı terkimde
    sirenler ve ateş hatları içip
    sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
    ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
    yasadışıyım
    tutukla beni gözlerimden

    kalemim bitti yitirdi şiirini şuur
    öldü kanımdaki mürekkep balığı
    solumdaki sise intihar etti intiharlar
    bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
    yaşamak için geç bir zaman
    ölmek için ise erken

    çok davullu bir senfoni sürçüyor
    dikiş tutmaz ayrılığımda
    kirpiğinden yapılma bir darağacına
    geceyi asıyorum
    yoksun
    bu yağmurlar ıslatmıyor beni
    bir durağa yaslanıyorum sensiz
    gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum
    "gel" desen gelecektim oysa

    kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
    şimdi herkes biraz sen biraz acı
    göğsümde bir vagon
    gizli sözler batıyor
    fırtınalar çıkıyor üstüme

    şakağımda
    intihar acemisi bir şairin
    delilik provaları
    arkandan uluyan kapılardan
    söküyorum kokunu
    yokluğunu kokluyorum
    yokluğunu yokluyorum

    çöz gözlerimi senden hadi
    ücranda yak bakışımı
    gözlerine bekçi sevdam
    dünden ve senden kalmayım

    içine her düşen
    kendi keşfi sanıyor seni
    oysa sen
    melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
    ve kendini acıtmak istiyorsun
    ama güller kendine batamaz
    bilmiyor musun
    "gel" mi diyorsun

    herkes kendi gördüğüne bakar
    peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
    kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
    hadi en kanadığımız yerden susalım
    "gel" desen gelirdim
    "git" dedin ve gittin

    Aşka...
    Rüzgara...
    Ayrılığa...
    Zamana...

    eyvallah...
    1 ...
  42. 3721.
  43. gösterir ki ülkem şiir anlayışı uyak ve ahenk üzerine kuruludur. arada açıp turgut uyar, edip cansever ve ece ayhan okuyun, sözlükçü ozanlar derneği..
    1 ...
  44. 3722.
  45. Bu siiri sana yazdim
    al bak hala sicacik
    oysa sobam sonuyor, isiklar karardi
    gecenin ayazi coktu yuregime.

    bu siiri seninle isittim
    gecenin birinde aramiza bir
    sevda cakmagi olsun bu siir.

    bu siir benden sana
    kotu klavyemle
    ucuz telefonumla yazildi.
    gel yelken acalim pahali sevdalara...
    kendimi satsam kac para ederim ki?
    kendimi satsam tirnagin olmam.
    en iyisi sen kendini bana birak
    ben seni hak edemeyecegim...
    5 ...
  46. 3723.
  47. 3724.
  48. Bugün daha iyiyim gözlerim kapalı,
    Ve sözlerin unutulmayan aşk şarkıları gibi dilimde,
    Sonbaharda dökülen yapraklar gibi solgun ve cansız,
    Döküldü bugun gözyaşlarım aynı ahenkte.

    Gelseydin o gün yanlızlığımın bahçesine,
    Ve yudumlasaydın sensizliğimin çayını,
    izleseydik beraber 1 damlayla sağnak olan yağmuru,
    Görebilseydik içimizdeki kaybolan baharı.

    Belkide dile gelirdi ağlardı sıcaktan kavrulan kırlangıçlar,
    Gökyüzü kararırdı adeta mahzen gibi gözlerimin ışığı boyunca,
    Kimbilir suçsuz aşkımızda darbelere maruz kalırdı,
    Ve söylerdi dara ağacında son sözünü aşk.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük