yaşım ilerledikçe ciddi sorumluluklar üstleniyorum. bunlarda yaşama amacımı her geçen gün soyutlaştırıyor.
aslında herkesin yaşama amacı benzer şeyler. genel olarak aile, kariyer, para veya ibadet etmek yaşama amacımızın en üst sırasında yer alır. çünkü diğer kapılarda bunlara çıkıyor. yaşama amacım yok diyen insanları da samimi bulmuyorum. bunların içinde en kötüsü de karın tokluğuna yaşamak olsa gerek. maalesef ülkemiz şartları da insana bu acı gerçeği çok elverişli kılıyor.
Amerikalı bir işadamı, iş seyahati için Meksika’ ya gitmiş. Boş zamanında şirin bir kıyı kasabasını ziyaret etmiş. Limanda gezinirken, balık dolu bir tekne ve içinde keyifli bir balıkçıyı görmüş. Balıkçıya seslenmiş:
– Merhaba balıkçı, teknen balık dolu, bu kadar balığı ne kadar zaman da tuttun?
Balıkçı cevap vermiş:
– Bir iki saatte tuttum.
işadamı merak etmiş:
– Neden biraz daha uğraşıp daha fazla tutmadın?
Balıkçı omuz silkerek, cevaplamış:
– Bu kadar balık bizim için yeterli, daha fazlasına ihtiyacımız yok ki.
– Günün kalan zamanında ne yapıyorsun peki, bütün günü nasıl geçiriyorsun?
Balıkçı, anlatmış bir gününü:
– Sabahları, denize açılırım, ihtiyacım kadar balık tutarım. Sonra çocuklarımla oynarım, onlarla vakit geçiririm. Öğleyin karımla biraz siesta yaparım. Akşamları amigolarla beraber gitar çalıp, şarap içer, gece yarısına kadar eğleniriz. Anlayacağınız gün nasıl geçiyor anlamıyorum, sinyor.
işadamı kendinden emin bir şekilde:
– Bak demiş istersen ben sana yardım ederim. Balık tutma işine daha çok zaman ayırmalısın. Büyük bir tekne ile daha çok balık tutabilirsin. Elde edeceğin gelirle başka tekneler de alırsın. Kısa zamanda bir balıkçı filosuna sahip olursun. Çok balık yakaladığın için balığı aracılara değil, doğrudan işleme tesislerine satabilirsin. Hatta daha sonra kendi balık işleme tesisini bile kurabilirsin. Benim yardımlarımla balıkçılık sektöründe lider olursun.
Balıkçı merakla sordu:
– Bu dediklerinizi yapmak kaç sene sürer sinyor ?
iş adamı:
– Tahminen 15-20 yıl sürer, ama sonrası daha güzel, şirketini halka açarsın, hisselerini iyi paraya satarsın, kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanabilirsin.
Balıkçı heyecanlanmış:
– Milyonlar kazanırım ha, peki sonra bu parayla ne yapacağım?
işadamı hayalini anlatmış:
– Sonra emekli olursun. Şirin bir balıkçı kasabasına yerleşirsin. Bundan sonra artık zevk için balık tutarsın. Çocuklarınla, torunlarınla oynarsın. Eşinle keyfince istediğin kadar siesta yaparsın. Akşamları da arkadaşlarınla şarap içer ve gece yarısına kadar gülüp eğlenirsin. Sence de mükemmel değil mi?
Balıkçı işadamını dinleyince ondan daha zenginim diye düşünür.
Zengin olan çok parası olup hayatı boyunca durmak bilmeden çalışan mı, yoksa zengin gibi hayat süren mi?
Bazı kendi özel nedenlerim var ama yaşama amacımı şu şekilde özetleyebilirim zevk almak, acı çekmek, hata yapmak yanlış düzeltmek, doğru yapıp mutlu olmak, ailemi onurlandırmak gururlandırmak, inandığım geçici doğruların izini sürmek. Araştırmacı ve pozitif bir insan olmanın verdiği getirilerdir bunlar. Bırakın kimseyi tatmin etmemize gerek yok siz olduğunuz sürece renkli olucak bu dünya.
Bir çocuğun hayatını değiştirsem,
Bir aileye yardım etsem,
Bir gencin hayallerine destek olsam,
Hayırlı bir evlat yetistirsem,
Anneme babama ve kardeşime faydali olsam,
Eşimle mutlu olsam...