Camı yumrukladığımda bileğimin kesilmesi.
Evet şah damarım kesildi ve 2 hafta hastanede yattım.
Bileğimin içindeki cam kırıklarını çıkartmaları mahvetmişti beni.
O kadar çok ki hangi birini anlatacağımı bilemedim.
Sanırım en çok acıyı koluma düşen buzlu cam sonucunda 36 dikiş atılan, 3 tendon ve 1 atardamarın tamir edildiği 4,5 saatlik operasyondan önce, doktorun içerde cam kalma olasılığı için elini kolumun içine sokup karıştırması esnasında yaşadığım acı.
Bir tendonun o esnada koptuğunu net biçimde hissettim. O acıyı kabaca şöyle tarif edebilirim. Kolunuza hakim olan sinirlerden birine kocaman bir kablo sokup 10 bin volt elektrik verilmesi gibi.
Motor kazası sonucu kaval kemiğim çatlamıştı 3(üç) yıl geçti daha iyileşmedi. Bi darbe aldığımda hâlâ aynı acıyı hissediyorum. Siz siz olun kemiğinizi çatlatmayın. Kırın ama çatlatmayın.
burnum kırılmıştı, doktor demir bir şeyle tak diye yerine otturdu kemiği. acıdan insanın gözünden yaş gelir mi direk, geliyormuş. neyse birde kalp acısı var, o hiç geçmiyor. ne demiş üstad;
''kalbime girerken zahmet edip ayakkabılarını çıkarma, ayağına kırıklar batar. üzülürüm...''
bir adet toplu iğnenin topuğuma dik olarak girmesi. acıdan tüm uzuvlarım kitlenmişti ancak iğne çıkarıldıktan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi hayata dönmüştüm.
iki demiri birbirine kaynak yapan ustaya biraz yakın durunca, o gece göz kapaklarımın içinde adeta diken topu ile boğuştum. Bir ara "en kolay yoldan nasıl ölürüm de bu acıdan kurtulurum" düşüncesi zihnime düştü. Evlerden ırak..
sene 2014 ocak ayı. öğrenim gördüğüm üniversiteden memleketime dönerek yarıyıl tatiline başlamıştım. memleketime dönmüş ve evimde bütünleme sonuçlarını bekliyordum. gecelerimi gündüze katarak çalıştığım mukavemet 2 dersinden haksız bi şekilde ff ile kaldığımı görünce çılgına dönmüştüm dostlar. o anki sinir ve öfkemi anlatmaya kelimeler yetmez. akabinde arayıp konuştuğum hocamdan da ters bi yanıt alınca öfkem katlandı. bütün gücümle mutfak duvarına yumruk attım. sinirden farketmedim bile ama el tarak kemiği çoktan derimi yarıp dışarı çıkıvermişti bile. annem bayıldı. babam kalp krizi geçiriyodu. duvardaki çökük halen daha durur mutfakta. annem gelenlere gösterir hep.