kağıt paraları büyükten küçüğe doğru ve Atatürk'ler aynı yöne bakacak şekilde destelemek, normal hayatta zaten desteleyecek kadar para elime geçmiyor ancak bir kasiyer olarak kasamı geç kapatmamın tek sebebi bu takıntıdır.
-Musluktan su akarken aynaya bakamam.
-duşta gözlerimi kapatırsam çıkana kadar acamam.
-sabah çay içmeden güne baslayamam o çay icilmeyince resmen yoksunluk belirtileri gösterir bağımlı gibi davranirim.
-saclarim şampuan kokmuyorsa dışarı cikamam.
-karanlıkta nefes alamam.
kendi yatağımdan başka yatakta uyuyamam. ev dışında bir yerde kalmak zorundaysam, tv karşısında koltukta uzanırım.
bir başkasının herhangi bir yerine en ufak temas etmiş olsa bile, o yastıkla yatamam.
musluktan su icemem, mecbur kalırsam sadece dudağımı ıslatırım ya da ağzımı calkalarım.
peynir yoksa kahvaltı etmem.
çok fazla çay düşkünü olmamama rağmen, günde en az bir bardak çay icmezsem başım felaket ağrır.
mutfağında kadın personel çalışmayan lokanta, restoranda yemek yiyemem.
başkasının arabasına bindigimde, başımın koltuğa degmemesine dikkat ederim. uzun bir yolculuksa mutlaka mendil, peçete ya da ceketi montu katlar koyarım.
tokalaştıktan sonra imkanım varsa ellerimi mutlaka yikarim. yoksa ıslak mendille gecici olarak idare ederim.
yumurta kırdığımda beyazının elime degmesinden nefret ederim. beş yumurta kırıyorsam, 5 defasında da elimi yıkar öyle devam ederim işime.
birisi uyarmazsa saçımın ve sakalımın uzadığını fark etmem. çok gerekmedikçe aynaya bakmam.
en korktuğum şey berberlerdeki havlulardır.
gerilince sırtım kaşınır, evden çıkarken buzdolabı hariç bütün aygıtların fişini çekerim, kombiyi vanadan kapatsam bile en az 3 defa kontrol ederim, gece aynaya bakmam, aynalı odada uyuyamam. aklıma gelenler bunlar.
