sözlük yazarlarının sevdiği şiirler

entry1812 galeri42
    1527.
  1. Seviyorum seni
    ekmeği tuza banıp yer gibi
    Geceleyin ateşler içinde uyanarak
    ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
    Ağır posta paketini
    neyin nesi belirsiz
    telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
    Seviyorum seni
    denizi ilk defa uçakla geçer gibi
    istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
    içimde kımıldayan birşeyler gibi
    Seviyorum seni
    Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
    4 ...
  2. 1526.
  3. Giderayak işlerim var bitirilecek,
    giderayak.
    Ceylanı kurtardım avcının elinden
    ama daha baygın yatar ayılamadı.
    Kopardım portakalı dalından
    ama kabuğu soyulamadı.
    Oldum yıldızlarla haşır neşir
    ama sayısı bir tamam sayılamadı.
    Kuyudan çektim suyu
    ama bardaklara konulamadı.
    Güller dizildi tepsiye
    ama taştan fincan oyulamadı.
    Sevdalara doyulamadı.
    Giderayak işlerim var bitirilecek,
    giderayak.

    -nazım hikmet-
    0 ...
  4. 1525.
  5. içkiye benzer bir şey var bu havalarda
    Kötü ediyor insanı, kötü...
    Hele bir hasretlik oldu mu serde;
    Sevdiğin başka yerde,
    Sen başka yerde.
    Dertli ediyor insanı, dertli.

    içkiye benzer bir şey var bu havalarda,
    Sarhoş ediyor insanı, sarhoş.

    Orhan Veli Kanık
    2 ...
  6. 1524.
  7. "iyi, kötü günler geçirdik.çoğunca da iyi günler.öperim o günleri." Cemal Süreya

    (bkz: onüç günün mektupları)
    0 ...
  8. 1523.
  9. belli şu dünyanın temeli belli
    ne yadigar kalır ne sırma teli
    istersen yüz yaşa ister yüzelli
    akıbet ölümdür, ne hayaldasın

    -Şah Hatayi
    1 ...
  10. 1522.
  11. saat yaklaşıyor,
    günle beraber çıkacaksın...telaşlı.
    ellerin çok üşür biliyorum.
    dışarıda acıtan bir yağmur var.
    sıkı giyin.
    üşürsen
    üşürüm.
    1 ...
  12. 1521.
  13. 1520.
  14. Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak

    her şey yapılabilir
    bir beyaz kağıtla
    uçak örneğin uçurtma mesela
    altına konulabilir
    bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
    sallanan bir masanın
    veya şiir yazılabilir
    süresi ötekilerden kısa
    bir ömür üzerine.

    bir beyaz kağıda
    her şey yazılabilir
    senin dışında
    güzelliğine benzetme bulmak zor
    sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
    her şeyden
    bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
    belki tabiattadır çaresi
    senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
    ve benim
    bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
    anlarım bitkiden filan
    ama anlatamam
    toprağın güneşle konuşmasını
    sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

    sen bana ışık ver yeter
    bende filiz çok
    köklerim içimde gizlidir
    gelen giden açan soran bere budak yok
    bir şiir istersin
    “içinde benzetmeler olan”
    kusura bakma sevgilim
    heybemde sana benzeyecek kadar
    güzel bir şey yok

    uzun bir yoldan gelen
    tedariksiz katıksız bir yolcuyum
    yaralı yarasız sevdalardan geçtim
    koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
    her şeyi anlattım
    olan olmayan acıtan sancıtan
    bilsem ki sana varmak içindi
    bütün mola sancıları
    bütün stabilize arkadaşlıklar
    daha hızlı koşardım
    severadım gelirdim
    gözlerinin mercan maviliğine

    sana bakmak
    suya bakmaktır
    sana bakmak
    bir mucizeyi anlamaktır

    sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
    aşk sorgusunda şahanem
    yalnız kelepçeler sanıktır
    ne yazsam olmuyor
    çünkü bilenler hatırlar
    hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
    bahçıvanlar değil tüccarlardır
    sen öyle göz
    sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
    sen teninde cennet kayganlığı iken
    sana şiir yazmak ahmaklıktır

    bir tek söz kalır
    dişlerimin arasından
    ben sana gülüm derim
    gülün ömrü uzamaya başlar

    verdiğim bütün sözler
    sende kalsın isterim
    ben sana gülüm derim
    gül sana benzediği için ölümsüz
    yazdığım bütün şiirler
    sana başlayan bir kitap için önsöz

    sana bakmak
    bir beyaz kağıda bakmaktır
    her şey olmaya hazır
    sana bakmak
    suya bakmaktır
    gördüğün suretten utanmak
    sana bakmak
    bütün rastlantıları reddedip
    bir mucizeyi anlamaktır
    sana bakmak
    Allah’a inanmaktır.

    Yılmaz Erdoğan
    0 ...
  15. 1519.
  16. 1518.
  17. Git iş işten geçmeden, çok geç
    olmadan vakit,
    Günahıma girmeden, katilim olmadan
    git!
    Git de şen şakrak geçen günlerine
    gün ekle,
    Beni kahkahaların sustuğu yerde
    bekle.
    Git ki siyah gözlerin arkada
    kalmasınlar,
    Git ki gamlı yüzümün hüznüyle
    dolmasınlar.
    Mademki benli hayat sana kafes
    kadar dar,
    Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
    Hadi git, benden sana dilediğince izin,
    Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın
    izin.
    Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
    Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla
    bilirler.
    Sanırlar ki sen beni biricik yar
    saymıştın;
    Oysaki hep yedekte, hep elde var
    saymıştın.
    Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra
    bırak,
    Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk
    kadar ırak!
    Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi
    gitmez,
    Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm
    yetmez.
    Her darbene tahammül edecektir
    bedenim,
    Gururum mani olur perişanıma
    benim.
    Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
    Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.
    Henüz layık değilken tomurcuk kadar
    aşka,
    Sana gül bahçesini kim açar benden
    başka!
    Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
    Kim bilir şerefinden kaç kadeh
    içecekler!
    Mademki aşk tablosunun takdirinden
    acizsin,
    Git de çağdaş ressamlar modern
    resimler çizsin.
    Ne vedaya gerek var, ne de mektuba
    hacet,
    Git de Allah aşkına bir selama muhtaç
    et!
    Güllere de aşk olsun gene sen
    kokacaksan!
    Fallara da aşk olsun gene sen
    çıkacaksan!
    Kopsun nerden inceyse artık bu bağ,
    bu düğüm!
    Her gece daha berbat, daha vahim
    gördüğüm.
    Korkulu düşlerimi yorumdan
    kaçırıyorum;
    Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!
    Git iş işten geçmeden, çok geç
    olmadan vakit,
    Günahıma girmeden, katilim olmadan
    git! ...
    Cemal Safi
    3 ...
  18. 1517.
  19. SON

    içimden hep iyilik geliyor
    Yaşadığımız dünyayı seviyorum
    Kin tutmak benim harcım değil
    Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum
    Parasız pulsuzum ne çıkar
    Gelecek güzel günlere inanıyorum

    Gelecek güzel günlere
    Sonunda galip geleceğine eminim
    iyiliğin, zekânın ve cesaretin
    imanım var zaferine
    Aşkın, adaletin ve hürriyetin
    ...
    Necati CUMALI
    0 ...
  20. 1516.
  21. Yürü bre ehli deve endamını göreyim.
    Sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim.
    Mecnun gibi top muyum bir am için
    öleyim.
    Leylayı da sikeyim mecnunu da sikeyim. Bana yar olmayan karının izzetini
    itibarini sikeyim.
    Yansın karıların alayı su veren itfaiyenin
    hortumunu sikeyim. Düşmüşüz bir orospunun belasina,
    Koymadik diye taaa amının ortasina.
    Kader böyle yazmış hatırasına,
    Ben böyle hatiranin hikayesini sikeyim. Kerem dagları deler bir amcık uğruna,
    Aslı gitsin de, ona buna vurdura.
    Bir kari için değer mi hiç bütün bunlara,
    Her taraf amcık dolu mala iyi vurana. Fuzuli am pesine düştün gurbete.
    Am serindir, am derindir, şifa verir
    Millete.
    Ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte.
    Bu gidişle, yarrrağımı gidersin cennete.
    0 ...
  22. 1515.
  23. 1514.
  24. öyle bir hayat yaşıyorum ki,
    cenneti de gördüm, cehennemi de
    öyle bir aşk yaşadım ki,
    tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
    bazıları seyrederken hayatı en önden,
    kendime bir sahne buldum oynadım.
    öyle bir rol vermişler ki,
    okudum okudum anlamadım.
    kendi kendime konuştum bazen evimde,
    hem kızdım, hem güldüm halime,
    sonra dedim ki “söz ver kendine”
    denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
    sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
    uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
    korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
    öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
    öyle çok değerliymiş ki zaman,
    hep acele etmem bundan, anladım...

    nietzsche
    2 ...
  25. 1513.
  26. 1512.
  27. HANi KURŞUN SIKSAN GEÇMEZ GECEDEN
    Yiğit harmanları, yığınaklar,
    Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
    Dize getirilmiş haydutlar,
    Hayınlar, amana gelmiş,
    Yetim hakkı sorulmuş,
    Hesap görülmüş.
    Demdir bu...

    Demdir,
    Derya dibinde yangınlar,
    Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
    Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
    Çelik kadavrası korugan'ların.
    Ölünmüş, canım,ölünmüş
    Murad alınmış...

    Gelgelelim,
    Beter, bize kısmetmiş.
    Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
    Susmak ve beklemek, müthiş
    Genciz, namlu gibi,
    Ve çatal yürek,
    Barışa, bayrama hasret
    Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
    Otuziki dişimizle gülmeğe,
    Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
    Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
    Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
    Ve asıl biz biliriz kederi.

    içim, bir suskunsa tekin mi ola?
    O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
    Ve genç bir mısradır
    Filinta endam...
    Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
    Bakışlarındaki öldüren buğu?
    Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
    Nasıl da almış aklımı,
    Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
    Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
    Kınanmak, yiğit başına.
    Bu, ne ayıp, ne de yasak,
    Öylece bir gerçek, kendi halinde,
    Belki, yaşamama sebep...

    Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
    Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
    Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
    Ve zehir - zıkkım cıgaram.
    Gene bir cehennem var yastığımda,
    Gel artık...
    Yazar : AHMED ARiF
    0 ...
  28. 1511.
  29. içime işleyen acıyı size değil
    bir suya bırakmayı ögrendim
    dal olmaktan vazgeçeli çok oldu
    bu yüzden ne bir ağacım var
    bana beden
    ne de çiçek açacak benden... *
    0 ...
  30. 1510.
  31. Aysel Git Başımdan

    Aysel Git Başımdan
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim
    Ölümüm birden olacak seziyorum.
    Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
    Aysel git başımdan istemiyorum.

    Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
    Dağıtır gecelerim sarışınlığını
    Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
    hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Benim icin kirletme aydınlığını,
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

    Islığımı denesen hemen düşürürsün,
    gözlerim hızlandırır tenhalığını
    Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
    Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
    ya korku biriktirmek yetisini.
    Acılarım iyice bol gelir sana,
    sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Ümitsizliğimi olsun anlasana
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

    Sevindiğim anda sen üzülürsün.
    Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
    içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
    uzak yalnızlık limanlarına.
    Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
    Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
    Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
    Sakın başka bir şey getirme aklına.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
    ölümüm birden olacak seziyorum,
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
    Aysel git başımdan seni seviyorum...

    Attila ilhan "Aysel Git Başımdan"
    1 ...
  32. 1509.
  33. 1508.
  34. berberim

    saçım sakalım uzadı
    serseri gibiyim
    gezerim, deli gibiyim
    yol papazlarımı berberim

    saçlarım bitlendi
    üst katı kiraya verdim
    kiramı da alamadım
    kurtar beni bu kiracıdan
    berberim

    elindedir makasın
    pek hünerlidir ellerin
    tatlıdır dilin
    herkesi seversin
    benim yakışıklı berberim

    Posta Gazetesi Şiirleri
    0 ...
  35. 1507.
  36. ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
    azıcık okşasam sanki çocuktular
    bir akşam korkudan gözleri sislenir.
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir
    hayır, sanmayın ki beni unuttular
    hala ara sıra mektupları gelir.
    gerçek değildiler birer umuttular
    eski bir şarkı belki bir şiir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    yanlızlıklarımda elimden tuttular
    uzak fısıltıları içimi ürpertir
    sanki gök yüzünde birer buluttular
    nereye kayboldular şimdi kim bilir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir...
    2 ...
  37. 1506.
  38. Öldükten Sonra

    Diyecekler ki arkamdan
    Ben öldükten sonra
    O, yalnız şiir yazardı
    Ve yağmurlu gecelerde
    Elleri cebinde gezerdi
    Yazık diyecek
    Hatıra defterimi okuyan
    Ne talihsiz adammış
    imanı gevremiş parasızlıktan

    muzaffer tayyip uslu
    0 ...
  39. 1505.
  40. Verde que te quiero verde
    verde viento verdes ramas
    el barco sobre la mar
    el caballo en la montaña *
    0 ...
  41. 1504.
  42. kadınlar susarak giderler,
    çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için.
    birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez.
    erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der.
    erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.

    kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar.
    bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar.
    sonunda pes eden adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır.
    genellikle ne cevap alır? abuk subuk konuşma!
    gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır.

    yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.
    bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa;erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının.
    yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur.
    daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.

    kadın susarak gider!
    en önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir.
    o gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir.
    ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir.
    yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir.

    kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir.
    her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider.
    ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır.
    bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.

    cemal süreya
    0 ...
  43. 1503.
  44. Seni, anlatabilmek seni.
    iyi çocuklara, kahramanlara.
    Seni anlatabilmek seni,
    Namussuza, halden bilmeze,
    Kahpe yalana.

    Ard- arda kaç zemheri,
    Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
    Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
    Bir ben uyumadım,
    Kaç leylim bahar,
    Hasretinden prangalar eskittim.
    Saçlarına kan gülleri takayım,
    Bir o yana
    Bir bu yana...

    Seni bağırabilsem seni,
    Dipsiz kuyulara,
    Akan yıldıza,
    Bir kibrit çöpüne varana,
    Okyanusun en ıssız dalgasına
    Düşmüş bir kibrit çöpüne.

    Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
    Yitirmiş öpücükleri,
    Payı yok, apansız inen akşamlardan,
    Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
    Seni anlatabilsem seni...
    Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
    Üşüyorum, kapama gözlerini...

    ahmed arif.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük