3 misli iddaa oynayıp üzerimde sadece 2 tl olduğu andır. eşek kadar adamın 1 tl si daha çıkmaz mı arkadaş, iptal ettirdim ve o günden itibaren önce parama bakarım. utandım.
Geçen bir düştüm.
Kalabalıktı.
Resmen boylu boyunca yere yattim.
Ağlamak istiyorum ya çok utandım.
Ordan nasıl kalktım nasıl gittim hatirlamiyorum bile. *
Bugün sınav vardı.
Sınıfa girdim. Liste geldi baktım adım yok.
Yanlış sınıfa girmişim.
Telefona baktım sanki biri çağırmış gibi ciktim doğru sınıfa gittim.
arkadasımın ailesiyle aksam yemegi yerken gelen gülme kriziyle beraber içtiğim şehriye çorbasının şehriylerinin ağzımdan, burnumdan cıkarak tüm masaya dağılması hayatımdaki güzel anılardan biridir.
ablamın yeni tanıştırdığı bir arkadaşını başkasıyla karıştırıp "öyle miii" diye psikopatça selamlamam ve ortamda değişik bir sessizlik olması. sonra durumun farkına vardım ama iş işten geçti tabi. *
lise yıllarımda oldu. marketimize gelen 2 tane çıtır kızın "pipet var mı?" sorusuna, "evet var" deyip kızları bayan pedlerinin olduğu reyona götürüp "buyrun kadın pedleri burada" demek.
kızlar kahkahalara ben dumurlara boğuldum.
beni asıl rezil eden şey kızların bizim yan sınıfta okuyor olması ve uzaktan birbirimizi tanıyor olmamızdı.
Mühendislik fakültesinin önünde bodozlama yere yapışıp pantolonumun birden fazla yerini yırttığım an. Evet hepsi bana bakıp kıkırdadılar. Ağlayacağım sözlük. *
Başarı bir yerde yenilginin yarısıdır. Başardıktan sonra yapacak hiçbir şey kalmaz. Gerisin geri inersin tırmanmak için canını dişine taktığın merdivenden. itinalı davranır ve kayıp düşmezsen tekrar dibe çökmen yıllar alır. Varlığın hedefi yok olmaktır, yokluğun hedefi var olmak.
Otuz iki yaşını yeni doldurmuş sarışının vajinasını yalarken bunlar geçiyordu aklımdan. Usul usul inliyordu. Sesi güzeldi. Fiziğiyse muhteşem. Teni pamuk gibi. iyi bakmıştı kendine. Avuçlarıyla çarşafı sıkıp bırakıyordu. Bu yüzden yapıyordum zaten güzel bir kadını kısa bir süre de olsa mutlu etmek. Hoşuma gittiği için değil.
Sonra seksi seksin gerektirdiği şekilde tamamladık. Oldukça geç geldim. Hoşuna gitti. Oysa bütün olayı kendiliğinden sönmeden bir bahane uydurup pes etmeliyim. Diye düşünürek geçirdim.
Önce ben duşa girdim, sonra o. Duştan çıktığında kahveler hazırdı. Benimkini olması gerekenden birkaç dakika önce bitirip onu evine bırakmayı teklif ettim. istersem kalabileceğini söyledi. Aklımdan böyle zamanlar için yaratılmış onlarca bahane geçti. Ama bazen yeni şeyler denemek gerekir ve otuz iki, bahane yemek için pek uygun bir yaş değildir. Bir süre yalnız kalmak, yalnız kafayı bulup yalnız uyanmak ve yalnızca mastürbasyon yapmak istediğimi söyledim. O an, belki de bu kadınla evlenmeliyim diye düşündüm. Çok şey düşünürüm, özellikle de asla yapmayacağım şeyleri.
Arabada ilk kocasından bahsetti. Bir kozmetik markasının Türkiye distribütörüymüş. Mutlu bir evlilikleri varmış. Haftada en az bir kere yemeğe çıkarlarmış, birkaç kere de içmeye. Birgün adamı, kendi yataklarında satış elemanlarından biriyle basmış. Adam oldukça içkiliymiş, saatten bihaber, yoksa hayatta yakalanmazmış. Bir ay içerisinde boşanmışlar ve o günden geriye her ay hesabına düzgünce yatan yüklü miktarda nafaka kalmış.
Konuşmanın gerisi ev tarifiyle geçti. Lüks bir apartmanda oturuyordu, kapıda güvenlik,kapalı otopark, boydan boya camlar filan. Demem o ki; dedi, bu dünyada hepimiz bir şeylerden kaçmak için birbirimizi kullanıyoruz. Fazla takma kafana. Hikayenin içinde olduğun sürece kullanan ya da kullanılan olmanın pek de bir önemi yok. Kullanılıp kullanılmadığımı anlayamadığım bir şekilde öptü beni. Arabadan indi. Bir adım attı, geri döndü. Tokasını çıkartıp camdan içeri fırlattı.
- Benden ufak bir hatıra. Bu küçük hikayeyi unutmaman için.
Eve dönerken uzun uzun düşündüm. iyi bir hikayeydi, birçoğundan daha edebi ve daha gerçek. Tanrı bütün iyi kadınları öldürmemişti henüz veya içimdeki sessizlikten yeni çığlıklar yaratan kadın, bir süre için tanrım olacaktı, hangisi hoşunuza gittiyse.