hayat başlıbaşına bir rüya ve ben çok enteresan buluyorum.
bir ara otobiyoğrafimi yazacağım ama rüyanın bitmesi lazım.
umarım yazmam mümkün olur ve hepiniz okuyabilirsiniz.
birgün bir ağacın önünde insanlar sıra oluşturmuş. ben de sıraya giriyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. bakıyorum noluyor diye. insanlar ağaca zıplayıp tepedeki 2 beyaz güvercine dokunuyor ve mutlu bir şekilde ordan ayrılıyor. sıra bana geliyo ben de atlamaya çalışıyorum ama 2 beyaz güvercin de kanatlanıp uçuyor.
güzel bir koltukta otururken etrafta bilimum hollywood hatun erkanı olduğunu farketmek, sonra angelina jolie'nin koşarak yanınıza gelmesi ve "beyim konak yanıyor demesi" . sonra da uyanmak
bilinçaltımın beni kadıköy iskelesi olduğuna inandırdığı bir yerde otururken; uzun, kahverengi pardösüsüyle zeki müren'in yanıma oturduğu ve kendisiyle bir vapur yolculuğuna çıktığımız, yolda elindeki evrakı kaybedip aramaya başladığımız rüya bir örnektir.
ilk defa evinde kalkdığım arkadaşımda gördüğüm rüyadır.bütün gece filmdi, internetti, muhabbetti derken uyku vakti geldi çattı ve son olarak bir batıl inanış olan yatağın altına anahtar koyma eylemini de gerçekleştirerek uyuduk. bütün gece eskilerden geyik yaptığımız için bilinç altında eski manitaları beklerken sabah uyanır uyanmaz ne gördüm diye sorguladım kendi kendime.
inanmıyacaksın belki sözlük ama, kocaman, her tarafı siyaha yakın gri camlı, çok lüks bir ev gördüm. hemde denizin dibinde. ihtişamlı bir evdi. tabiki her bayan gibi çenemi tutamayıp yüksek paylaşım isteği genlerimden ötürü bir arkadaşla paylaştım.
arkadaşımın rüyaya getirdiği yorum ;
Kızım çok zengin bir bekar olarak yaşayacaksın. **
bu sabaha karşı gördüğümdür. ayaklarımda kuran-ı kerim yazısı olan kitap şeklinde bi ayakkabı vardı. ev arkadaşım görünce pek memnun olmadı. ama yine de üstünde ne yazıyor diye merak edip okumaya çalıştı. allah hayırlara götürsün inşallah.
aga benim rüya çok saçma ama anlatayım gene ben.aga max payne olmuşum.bildiğin max payne oyun kahramanı.geleni vuruyorum gideni vuruyorum.sonra bi yerlerden yaratıklar çıkıyor bana saldırmaya başlıyor.sonra ben bunun rüya olduğunu anlıyorum.diyorum ki olum yaratıklar geliyor oyunu durdurayım.escapeye basıyorum durmuyor.öyle yaratıklar bana saldırırken uyanıyorum.korkudan bi dahada uyuyamıyorum zaten.
(bkz: insanı altına sıçtıran rüyalar)
(bkz: fazla oyun oynamanın zararları)
Efendime söyleyeyim, rüyamda bir kuyumcu dükkanı açmışım satış yapıyorum, hatta rüyaya adamın birine 1200 liralık bi zımbırtı satarak başladım.
işin garibi dükkanda atletle oturuyor olmamdı. Neyse ben atletimle oturuken içeri 1 kız 3 de erkek girdi, eylemden gelen gençlermiş komunist olduklarını anladım zaten (rüyada olduğum için malum oldu) .
neyse kız komuniste yanaştım "buyrun" dedim, kız bana "menüyü ver" dedi. Burada yemek yok dedim kuyumcu burası restorant değil.
sanki ben öyle dememişim gibi geçtiler oturdular.(bu arada nedense kuyumcuda masa sandalyede var). Arkamı bi dödüm çırak elinde hazır kek kesiyor servis yapacak bunlara. Hemen atladım karonun arkasına bunun burnuna burnuna vurdum yermisin yemez misin.Bi tane komunistte kalkıp bir şey demedi.
Neyse sonracığıma bu çocuk yere düştü bende eğildim yine vurdum burnunun üstüne, öyle bir hınçlanmışımki o sinirle uyandım.
rüya değil kabus kabusss...benim böyle ilginç takıntılarımdan biri de böyle üzeri pıtır pıtır olan yaralara bakamamaktır, ya da şimdi söyleyince farklı anlasılacak ama bir yerime birşey girmesidir.içim kötü olur kusarım,ellerim uyusur falan. dün akşam servisteki kadınlarda kaş bıyık alma aldırma konusunu konusuyorlardı içimden geçirdim ne pis karı lan bunlar diye.sonra bu takıntı ve gün içinde geçen düşünce sonunda gördüğüm rüya: kaşlarımı zorla almışlar ve kaş alan kadın cımbızı kaşımda unutmuş böyle dana kadar altın rengi cımbız sağ kaşıma saplanmış çıkmıyor. allahım ölücem sandım.