bir pastanede sözde sevgilimle otururken ellerimi yıkamaya gittim elimi musluğa attım ki birde ne göreyim, musluk b.ka bulanmış ellerim b.k içinde kaldı resmen. hadi hayırlısı.
quaresma ya asist yapıyordum rüyamda. quaresma orta sahadan topu bana doğru dikiyor, ben topu kafayla ceza sahasına onun önüne indiriyorum. sonra da gol sevincini beraber yaşıyoruz. yalnız işin ilginç yanı orta sahadan attığı o topa tekrar nasıl oldu da yetişti hala çözemedim*.
dün gece galatasaray beşiktaş maçına gitmek için metroya gittiğimi gördüm. işin ilginci daha önce hiç metroya gitmemiştim. zaten gittiğim yer de acayip bir yerdi. tanımadığım biri beni metroya götürürken acayip bir yere girdik. ortalık berbat. nasılsa gittik maça * neyse daha önce hiç ttarena'ya gitmemiştim. rüyamda selçuk gol atıyordu. ama maçın tamamını göremedim, 6:10'a kurduğum saat çaldı. *
bu gece gördüm, baya korktum lan öyle böyle değil:
başlangıç noktamız bizim binanın girişi, ben ve 2 arkadaşım asansöre ilerliyoruz her şey normal. bizim ev 7. katta bu bizim binanın en üst katına çıktığımız anlamına geliyor, neyse önemli bir nokta sayılmaz bu. asansörden çıktığımızda arkadaşlarımdan birinin eli işaret ve baş parmağı açık diğerleri kapalı -silah- şeklinde.
"D-12 binası bu yönde, yeri çok kötü" diyor. anlam veremiyoruz bi bakıyorum evdeyiz eve ne ara girdiğimizi anlamıyorum* arkadaşın belirttiği d-12 binası ne ayakmış diye cama yöneliyoruz* fakat o da ne baktığımız binanın yarısına kadar su var diğer taraflarda da öyle her yer sular altında ve sular yükseliyor. bağrışmalar falan. dünyanın sonunun geldiğini düşünüyorum. ama o gördüğüm manzara mükemmel bir film karesi gibiydi ve öyle böyle değil çok korkmuştum.
uyandığımda haliyle odamdayım ve dışarıya baktım lan istem dışı hem de yataktan falan da değil ayağa kalktım korkuyla, çok gerçekçiydi lan.
4-5 yaşlarımdaydım. Anlamsız bir şekilde uyanıp elime oyuncak kaplanımı aldım.
Yürürken sanki birisi beni öldürecekti. Sonra balkona gittim aldım elime kaplanı. Aşağıya attım. Tam yere çakılacakken birden gerçek bir kaplan olup bana saldıracağı anda uyandım.
bide 6 yaşımdaydım. Yeni kardeşim olmuştu. Rüyamda şuydu
Ben yine rüyamda anlamsız bir şekilde uyanmıştım. Annemin yatakodasına baktım. Annem kardeşimi uyutmaya çalışıyor karanlıkta. Ben noluyor derken birden bağırıp "iÇAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA" dedi. Ağzıda canavar ağzı gibiydi. Sonra gülmeye başladı. ben kaçacakken anneannemin annesinin hayaletini gördüm. Beni kovalıyordu. Sonra tam beni yakalamışken uyandım.
Ben galya'da bir komutandım. şef vercingetorix'e bağlıydım işte. Bir elimde satır bir elimde kılıç vardı silah olarak.
Sonra vercingetorix beni savaş alanına çağırdı. baktım hayvan gibi bir ordu var elimizde. Ben atıma bindim ve savaş alanına gittim. Baktım jül sezar karşıda roma ordularını hazırlıyor. Sayı olarak biz fazlaydık.
Sonra bizim vercingetorix kılıcını kaldırarak hücum emri verdi. O anda william wallace ve ordusuda bizi destekliyordu.
Biz roma ordusuna hücum ettik işte. Ben elimdeki satır ile roma askerlerini psikopatça öldürüyordum. Kılıcıda kalkan olarak kullanıyodum (bkz: beyin bedava)
Sonra birden pers ordusu belirdi fillerle falan. Bizim vercingetorix atından indi Pers kralının filine bir aslan gibi kükreyerek tırmandı kralı öldürmek için. kral ölmüştü.
Bende bizim birliği toplayarak ZAFER BiZiMDiR GALYALI YOLDAŞLAR! SALDIRIN!!!! diyordum. Üstüne yürüdüğümüzde jül sezardı.
sezar'ı indirecekken sol omzuma bir ok yedim. Oku kırdım. Sezar'ın kafasına satırı geçirdim. O sırada sağ omzuma bir ok yedim.
Sonra ben HIAAAAAAAA HIAAAAAAAAAAAYT diyerek kılıcımı beni vuran okçuya fırlattım. Okçu ölmüştü.
Sonra ben yere çöktüm. Miğferimi çıkardım. Vercingetorix ve birliklerim beni korumaya çalışıyordu. Ben vercingetorix'e ölmeden önce=Bu savaşı kazan. Zafer birleşik galyanındır. Unutma. Birleşik galya tüm evrene karşı direnebilir!
Sonra o an öldüm ve uyandım.
rüyamın sebebleri=rome total war,spartacus,Satır ile yaptığım manyaklıklar.
belki en garibi değil ama çocukken gördüğüm bir ruya hala bana enteresan gelir. bir binanın tepesinden pembe bir şemsiyeyle atlıyordum yere 1 metre kala şemsiye ters dönüyordu. freud'a sormalı belkide...
8 yaşındayken apartmandan ali amca vefat etmişti ölüsünün kapı önünden helallik alınma sırasında beyaz örtüsüyle yatarken görmüştüm;ondan olsa gerek ki o gece sabah olmadı bembeyaz yüzlü kısa boylu altı görünmeyen biri bak hala yüzü aklımda gün gibi şu an bile yaşıyorum.ben nereye gitsem peşimde sessiz ve planı var gibi bana bakıyor öyle uyandım ama böyle rüya da görmedim daha allah'ta göstermesin.amin.
rüyamda dedemlerin bahçesindeydim. bahçeden sokağa çıktım hava kızılımsı ve ürkütücü idi. birden çığlıklar ve ardından dayanılmaz bir ses geliverdi. sokağın başına baktığımda tahmin edemiyeceğiniz kadar kalabalık bir hayvan sürüsü önüne çıkanları ezerek ve tozu dumana katarak bu tarafa koşuyordu. hepsi simsiyahtı köpekler keçiler ve atlar aklımda kalan. bahçeden içeri girdim soluk soluğa ve duvardan tırmanıp bakayım dedim. gürültü insanı çıldırtacak derecede korkutucu idi. bütün bu hayvanlar koşarken bir tane keçi önümde durdu. gözleri kıpkırmız kendi ise simsiyah. kavasını cevirdi gözlerimin içine baktı gülerek bu dünyanın öteki dünyasıda var dedi. asla sıradan bir rüya değildi bir mesajdı ama ne demek istedi ?
sonra bir de balinalarla yüzdüğüm var.
bir gemideyim kaldıramayacağım bir gerçekle karşılaşıyorum en sevdiğim insanlar bana en büyük ihaneti ediyorlar.
bende gemiden atlıyorum vesselam sular çok soğuk iş işten geçtikten sonra bana bir ölüm korkusu basıyor.
gemiye çıkmak istiyorum tekrar bağırıyorum yardım bekliyorum ama kimse bana yardım etmiyor
ne can simidi ne birşey atmıyorlar yukarıda dikilip öylece halime sırıtıyor sevdiğimi sandıklarım
meğerse onlarında bu anı dört gözle beklediklerini farkediyorum.
halbuki ben gemiden acı çeksinler diye atlamıştım. ama onlar gülüyorlar zevk alıyorlar. ve kurtarmak istemiyorlar.
okadar ki sevmiyorlar beni yıkılıyorum. neden beni sevmediklerini benden nefret etme sebeplerini düşünüyorum.
ben halbuki onlar beni seviyor sanıyordum.
ölümüm onlara zevk vereceği için dahada yaşamak istiyorum öfkeyle doluyor içim.
gemiye tırmanmaya çalışıyorum tırnaklarım sökülüyor ama öfkeden acıyı bile hissetmiyorum.
balinaların geldiklerini farkediyorum korkuyorum ama yardım isteyecek kimsem yok
çırpınıyorum yüzüyorum ama balinanın ağzını açıp beni içine almasına engel olamıyorum.
basınç artıyor derinlere indiğimizi farkediyorum balinanın ağzından kurtulsam bile bu derinlikte
yüzeye çıkamadan öleceğimi biliyorum. dışarı çıkış yolunu buluyorum fırsatım oluyor kaçmak için
ama cesaret edemiyorum balinanın oksijeni birtek beni hayatta tutan ondan ayrılırsam ölürüm.
ama ne için kim için yaşayacağımı sorguluyorum cevabı buluyorum intikam için.
sonra artık ya herrü ya merrü diyerek atıyorum kendimi balinanın boğazındaki delikten dışarı.
zifiri karanlık denizin yüzeyi bile görünmüyor. öleceğimi biliyorum yukarı doğru yüzüyorum ama umudum yok
nefesim tükeniyor çırpınıyorum ama bir türlü bitmiyor hep son bir umut çırpınışları ama ölmüyorum.
geçen gece gördüğüm rüyadır gerçi bana hepsi garip geliyor.
evdeyim evler yıkılıyor bütün binalar bende bir binanın içindeyim deprem gibi ama değil.
gizli bir güç sırayla indiriyor hepsini sıranın içinde bulunduğum binaya geldiğini farkediyorum.
kaçamıyorum ve bir titreme ardından o kadar ağır çekim de yıkılıyor ki bina odanın içinde tepe taklak olmaktansa
duvardan duvara yürüyorum ve tam dağılmadan yerele bir olmadan yere atlayıp uzaklaşıyorum.
ve aniden kum toprak oluyor bina.
zaman sanki yavaşlamıştı ama ben yavaşlamamıştım matrix gibiydim adeta.
çocuktum. 8-9 yaşlarında. altın bi tabutun içinde kel, zayıf bi adam dirilmişti ölüyü gömecekken. adam gandiye benziyordu. millet kaçışıyordu etrafa çığlıklar, ağlaşmalar. ben mal gibi bakıyodum sadece. gördüğüm bütün rüyaları 10dakika içinde unutan biriyimdir. 10 yıldır unutamadım bu rüyayı.
benim gibi çok fazla ve sık rüya görenler için hatırlaması zor olduğundan en garip tanımı sürekli değişir.en sonuncusu mesela köpekbalığı ile konuşuyordum beni yemesin,başkalarına zarar vermesin diye. garip kısmı da devasa balığın korktuğu tek kişinin anthony hopkins olması. o suya girince korkudan bize yalvarmıştı. evet evet bilinçaltım inanılmaz karışık,kabul.
dolunay'ın aydınlattığı bir yaz gecesi, küçük bir kasabanın hemen dışında,
kasabaya bakan küçük bir tepecikte oturmuş, gece kuşlarının o hüzünlü seslerini
dinliyor ve kendi halimde düşünüyorken, birden kuşların o hüzünlü temposundan tiz çığlıklara
dönüşen sesleriyle irkilip ayağa fırlıyorum.
kuş çığlıklarına, kasabadan yükselen insan ve köpek çığlıkları da ekleniyor.
gece, hüzünlü bir dinginlikten, çığlıklı bir kaosa dönüşüyor aniden.
insanların evlerinden çıkarak, benim bulunduğum kır alandaki tepeciğe doğru koşturduklarını görüyorum.
ne olup bittiğinin şok'unu yaşarken, ay'ın aydınlattığı yerdeki gümüşi aydınlığın kızıla
dönüşmüş olduğunu hayretle farkedip kafamı ay'a doğru kaldırdığım da, ay'ın hemen üzerimde
tepeme yaklaşık on metre kadar yaklaşmış olduğunu ve alev alev yandığını gördüğümde,
dizlerimin bağı çözülüyor ve yere diz çöküp, benim bulunduğum tarafa doğru koşan insanlara
bakıyorum.
o insanlar da tıpkı benim gibi diz çökmüş ve yanan ay'a bakıp ''kıyamet'' diye bağırışıp
kurtlar gibi uluduklarını görüyorum. ve bende onlar gibi (sanki dua) ay'a bakıp ulumaya başlıyorum.
kanter içinde uyanıp bunun bir rüya olduğunu bildiğim de, allah'a şükrediyorum.
ve şimdi, öyle bir günü yaşayarak ölmekten de ödüm sıdıyor.
daha bu sabah gördüm. izmir'e gitmişim iş seyahatine, uçakla döneceğim. uçağa yetişmek için sınırlı bir zamanım var, dolmuşa biniyorum bakıyorum olmuyor, taksiye biniyorum olmuyor ben bir araba kiralayayım diyorum, bir şekilde havaalanına geliyorum. havaalanın içinde koşuyorum uçağa yetişmek için, ama koşmam bir türlü bitmiyor, uçağı bulamıyorum, uçak da kalkmıyor ben gelmeden.
rüyam kesilmesin diye gözlerimi açmıyorum uçağa bineyim de öyle uyanayım diye. ama ne uçak kaçtı ne ben uçağı buldum.
11-12 yaşlarımda gördüğüm ama unutmadığım rüya; dedemle her pazar olduğu gibi gezmeye gidiyoruz arabayla rüyamda. dedem ruhsatı unuttum diyip arabadan inerek eve gidiyor. araba çalışır vaziyette sadece el freni çekik. ben de birden dedemin koltuğuna geçiyorum el frenini indiriyorum ve sürmeye başlıyorum. yokuştan inerken de yokuşun sonundaki eve bodoslama dalıyorum. böyle saçma bir şey ama kan falan gördüm rüya bozuldu tabi. *
Kesinlikle deprem olduğunu gördüğüm rüyadır. Önce deprem oldu, sonra bir kum fırtınası. Kum fırtınası bütün insanları alıp götürüyordu. Sonra başka bir gezegene iniyorduk. Saçmaydı ama gerçekçiydi. Grafikleri güzeldi yani.