Kasvetli olmali. Kuzey cephesi,gunes eve dogmamali mesela. Krem kahve tonlarinda mobilyalar ve bir hobi odasi barindirmali. Kucucuk ama akillica planlanmis bir ev olmali. Ikea minimalizeleri gibi.
Çok büyük olmasın öyle, en fazla 4+1 olsun. Ne sessiz olsun bulunduğu yer ne de çok gürültülü. Yani çocuklar çıkıp oynayabilsin sokaklarda. Ev ağır renklerle döşenmiş olmasın; ana renk beyaz olsun mesela, yanına da gelecekteki eşim hangi rengi isterse. Elimi attığım her yerde eşya olmasın öyle, şairin de dediği gibi paldır küldür yürüyebileyim evimde. Bir apartmanın maksimum üçüncü katı olsun mesela. Mutfağımız Amerikan tarzı mutfaklardan olabilir belki, hatta şahane olur öyle olursa. Sade çerçevelere yerleştirilmiş aile fotoğraflarımızın olduğu güzel bir duvar da olmalı salonumuzda. Ki evde çıkan sorunlarda gidip oraya bakabileyim, yıldığımı hissetsem de arada sırada, mutluluğumuzu görüp gücümü toplayabileyim tekrar. Az sayıda abartısız aksesuar kullanılmış olmalı bir de. Ha, unutmadan; fesleğen. Evlerde çok fazla çiçek olması taraftarı değilim lakin bir saksı fesleğenin eksikliğini mutlaka hissederim o evde.
apartıman alacam ben büyüyünce.
bi katının hepsi salon olacak, eski model mobilyalar, avizeler, biblolar. çocukluğumuzdakiler gibi işte.
bi katının hepsi oturma odası; minderler, armutlar, köşe takımı değil dört köşe takımım olacak, tam ortaya da bar koyacam, alkollü alkossüz her çeşit içeceğim olacak.
katlardan biri tuvalet olacak, birsürü klozet olacak hergün birine sıçacam.
bir kat full balkon olacak her köşesinde barbekü, ortasında havuz olacak.
en üst kata da kaydırak koyacam, döneninden, aşağıya kaydıraktan kaya kaya inecem.
birisi hamam olacak, maaşlı tellak tutacam, bi daire büyüklüğünde göbek taşı olacak.
en alt kata da kendi kokoreççimi açacam, tellak part time kokoreççilik yapsın boş boş durmasın, ben de başka yerde yemeyim diye.
edit: bi katı da oyun salonu olacak bak şimdi aklıma geldi, eski model atarilerden son model pclere kadar. gameboydan wii ye kadar herşey.
Hayatimdaki kadinla yasamak icin dusundugum bahceli bir ev ya da gol kenarina kurulacak gercek cadir. Yalnizim, cati kati yeter bana. Ne gelenim olsun ne gidenim.
36 odası olan en az 5000 m2 baya büyük havuzlu, spor araba koleksiyonumu koyabileceğim bir garajı, kişisel sineması ve basketbol sahası olan denize sıfır bir malikane.
Country tarzi,ici de ayni sekilde dosenmis,yesillikler ve agaclarin oldugu bir bahce icinde, sicak ve pozitif enerjisi olan, tabi ki guzel bir aileye yuva olma potansiyelli bir evdir.
çiftlik evi tarzında, çatı katı olan bahçeli bir ev. etrafı o kadar ağaçlarla çevrili olacak ki dıştan kimse içerisini göremeyecek. yazın alacakaranlığında altında otururken, meyvelerinden yiyebileceğim çeşit çeşit meyve ağaçları olacak. küçük bir tarlam olacak kendime sebze yetiştirebileceğim. çok değil, bir inek, bir koyun, bir at ve bi kaç tane de tavuğum olacak. kahvaltı için gelip, salatalık domates koparabileceğim bir tarla, bir bahçe ve yumurtalarını alabileceğim tavuklar. iki tane siberian husky im olacak ya da alman cinsi good shepherd. böyle atımla dolaşırken peşimden koşacak ve gece sarılıp yatabileceğim cinsten köpekler. teknolojiden çokta uzak olmasın. çiftlik hayatının güzelliklerini insanlarla paylaşabileyim. bi tane bisikletim olsun, saatlerce sıkılmadan sürebileyim. hep hayalim olmuştur, bi tane de maymun istiyorum evimde.
anlayacağınız benim ki asırlar öncekini anlatan bir hayal ve muhtemelen yalnız hayal olarak kalacak. her gece kafamı yastığa koymadan önce beynimi meşgul eden gerçekleştirilmesi imkansız bir hayal..
not: bi an anlatmak çok iyi geldi. şimdi çıktım hayal dünyamdan ve dört duvar arasında, dizlerimin üzerinde bi laptop, hafif bi baş ağrısı, araba kornaları.. böyle olmamalıydı.