birinin beni seyretmesinden nefret ederim. kim olursa olsun...
örneğin; geçenlerde televizyon izlerken eşimin beni izlediğini hissettim. benim onu farkettiğimden habersiz, gülümseyerek izlemeye devam ediyor. ben farketmemiş gibi davrandıkça izlemeye devam ediyor. sinir sistemim bozuldu, zaten izlediğimden de birşey anlamadım. dönüp bağırdım "ne seyrediyon ya, film benim suratımda mı oynuyor?"
ses çıkarmayan bi alet olmadan uyuyamıyorum. Mal gibi uyurken ya saç kurutma makinesi yada fanlı ısıtıcı açmak zorundayım. onun sesi bana ninni gibi geliyor hemen uykuya dalıyorum. aksi taktirde en az 2 saat döneri yatakta. Elektrik faturası götüme giriyor her ay. Ama olsun. Gerekli bişey hacı. Sigara içiyormuşum varsay. Alışkanlık işte vazgeçemiyorum.
-bir ayagımla birşeye bastıysam diğer ayağımla da basarım.
-birisi sağ yanağımdan öptüyse mutlaka soldan da öpmeli. * birisi sağ omzuma vurdu diyelim diğer tarafa da vurmalı. * eğer vurmazlarsa kimsenin beni göremeyeceği bir yere gidip kendim vuruyorum.*
-bir elim ıslandıysa mutlaka diğeri de ıslanmalı.
-ellerimi yıkadıktan sonra ağzımı yıkamayacak olsam bile mutlaka dudaklarımı ıslatırım.
-adımlarımı sayarım. adım saymaya başladığımda elim yumruk şeklinde olur, her 100 adımda bir parmağımı kaldırırım.*
-merdiven sayarım.
-çizgilere basmadan yürümeye çalışırım.
-dişlerimin arasında birşey olmasına dayanamam, mutlaka çıkartırım.
-kapşonların veya eşofmanların iplerinin boyları mutlaka eşit olmalı.
-mesaj biriktiririm.
-çıkardığım çoraplara dokunamam.
-duvar saati olan bir yerde uyuyamam.gece uyanıp pillerini çıkarırım.
-yanımda yürüyen insanlar mutlaka sağımda olmalı.
-ellerimin kuru olmasına dayanamam, sürekli krem sürerim.
-yemekten sonra ellerini ve ağzını yıkamayan insanlardan çok rahatsız olurum. çevremde öyleleri varsa hemen yıkatırım.
of ya ne kadar çokmuş sözlük. * edit:unuttuklarımı yazdım.
(bkz: #10769390)
oturduğum odanın perdelerini kapatırım, sanki içerde biboklar yiyormuş gibi.
su damacanasının pompasına normal insanlar gibi elimle değil dizimle, hatta bazen ayağımla basarım.
televizyon her açışta nedense 4:3de başlar ve ben 16:9 haline getirmezsem rahat edemem.
televizyondaki ses ayarının hep çiftte olmasını ve o işaretli noktalarda durmasını isterim.
bir kanalın avrupası açıksa, * değiştirir normalini izlerim.
bilgisayarı ayak baş parmağımla açarım.
her masaüstüne döndüğümde yenile yaparım.
bilgisayarı her açışımda saatin yanındaki dil çubuğunu kapatırım, kapatmazsam gözüme gözüme batar.
kullandığım bir programın yeni sürümü çıktıysa, onu indirip cracklemeden içim rahat etmez.
bilgisayarı kapatmadan önce mutlaka cookie temizleme programıyla temizler sonra kapatırım.
ben bildiğin obsesifmişim, şunları yazarken bile kendimden geçtim hatta bi bukadarda yazmadığım var lan? *
yahu inanır mısınız? yanımda bir termos kaçak bahreyn çayından yapılmış zift gibi dem olmadan yatamıyorum kurt postlu yatağımda. insan peluş ayıcıklar alır onlarla yatar ya; ahan da ben de işte böyle termosu alıyorum, onu bir güzel pamuklu, yünlü bir kazağa sarıyorum sonra sarılıp yatıyorum. çok güzel oluyor valla bak. rüyada kamyonu ondan deviriyorum zati ben. içimi gıdıklıyor ayıptır söylemesi.
tuhaf mı bilmem ama umuma açık alanlarda tuvaletlerin kapı kollarına dokunamıyorum. üzerimdeki kıyafeti eldiven yaparak kapıyı açıyorum. eğer öyle de açamıyorsam çok hüzünleniyorum. aklımdan o kapı koluna dokunduğum bir türlü çıkmıyor. çok keyifsizleşiyorum. günüm bombok geçiyor.
içecek içen kişinin sıvı boğazdan geçerken çıkardığı seslerinin ve yutkunmalarının duyulması.
sesli nefes alınması.
birinin yastık kaşıması ve akabinde çıkan ses.
aynı bardaktan iki kere çay içemiyorum, yani tam olarak şöyle bir bardak çay içtim, çayım bitince hemen yenisini doldurusanız içemiyorum. o bardağı sıcak suyla çalkalamam lazım.