bir gün o kadar fakirdim ki caminin bahçesinde yemek veriliyodu biri mi ölmüş ne anlamam o işlerden. tam merhumun tanıdığı gibi davranıp içeri gircektim ki arkadaşım vazgeçirdi.
Bu soğukta beleş wi fi var diye kaldırımda oturup bu mesajı yazıyor olmak bir anı olabilir ileride.
şaka bir yana ileride zengin filan olursam anlatacak çok anım olacak .
tabi bu da şakaydı
gerçek zenginlik içten gelir. Ve adı da sevgidir.
hiç bir ticari kazancın ısıtamadığı kadar ısıtır sizi bir çocuğun gülümseyişi.
Bunlar anı olabilir mi bilmem ama tanım gerekliyse illaki
şöyle denebilir.
hüzünlü bir mutluluk veren anılardır.
Burs sirasinda bosuna oldugunu bildigim halde saatlerce bekleyip, servisi kacirdigimda da cebimde 5 kurus yol parasi olmadigi ve bi sonraki sonraki servisi buz gibi havada kulagimda grup yorumun buyu turkusuyle caresizce bekledigim andir.
orta okul felanım 1999 lu yıllar, bi kriz felan etrafta laf dolanıyor .babamda küçük esnaftı o zamanlar şimdi de öyle neyse anflasyon tavan yapınca battı babam bi kamyon borç seyyar balıkçılık yapmaya başladı ama eve zor ekmek alıyoruz .okuldan geldim anneme canım hoşaf istedi yapar mısın dedim annem yapmış getirmiş hoşafı bi içtim şeker yok hiç hoşuma gitmedi bir iki daha içiyim dedim sonra çaktım olayı tabi evde şeker bitmiş almaya para da yok 1 kase hoşafı bitirdim anneme teşekkür ettim. kadın anladı tabi gözü doldu ben de çok üzülmesin diye dışarı çıktım okul formasıyla belki ben gidince daha çok ağlamıştır evde. belkide üzüldüğünü görmemek için direkt dışarı çıktım bilmiyorum. neyse oyun felan oynadık hüseyinlerin evine geçtik annesi çay yapmış getirdi yanında şekeri getirdi tabi şekeri görünce annem aklıma geldi kötü oldum.'' ben çayı şekersiz içiyorum dedim'' annesi niye felan yaşlılar öyle yapıyo sen çocuksun ihtiyacın var şekere dedi tabi ben pek siklemedim kötü olduğumu bellide etmemeye çalıştım.
özet:99 dan beri çayı hep şekersiz içerim bazen çay içerken annemi aradığım olur.
Babam okul harçlığı vermez, sabah iyi bir kahvaltı yapar okulda yemezdim saat 3te evde olurum genelde, o gün kahvaltı yapamadım rahatsızdım param olmadığından okuldada karnımı doyuramadım çok açtım ölüyordum resmen, çok fakir olduğumu düşünüp tenefüste oturup ağladım en sonunda arkadaşın cüzdanından 2t çalıp karnımı doyurdum, ne yapsaydım ölsemiydim, sonra ertesi gün geri parasını yerine koydum.
birinin içkiye verecek parası olmaz, birinin arabası vardır otopark parası bulamaz, birinin canı acaip frappaçino(böyle mi yazılıyo lan) çekmiştir taksi parasını ona veremez. bunlar mı lan fakirlik anıları?
yok olm zenginsiniz demiyorum. fakirken bile cool görünmeye çalışıyosunuz ya işte. hah ben o tavrınızı sikeyim sizin. ulan bunları yazanların çoğunun victor hugo'ya 'sefiller'in devamını yazdıracak gariban anısı vardır ama 'en kötü durumum bile böyleydi' diyip hala zengin imajı çizmeye çalışıyo paritesini siktiklerim.
Ilkokuldayken babamın bir sürü borcu vardı. Eve para bırakamaz hale gelmişti. Ekmek almaya paramiz yoktu.okula aylarca ac gider gelirdim.arkadaslarimin beslenme cantalari dolu dolu olurdu.Eskiler bilirler minderli koltuklar vardır.bol cepli pantolonlardan bozuk para duserdi. Bende minderlerin altina bakar bozuk para arardım ekmek almak için. Ama sonra öğrendim ki orospu cocugu (babamdir) kazılarda kızlarda yiyormus. Tabi bunu yıllar sonra öğrendim.
sade ekmekle çok öğün atlatmışlığımız oldu okul yıllarında.
kantinde tost falan var, alacak para hani amk?
lokantalar zaten ateş pahası.
hala görüşürüm, bi arkadaşım vardı, onla alır bi ekmek ortara kırışır yerdik.
haha, lan aldığım nefes zarar.
ortaokul yıllarıydı. kredi kartı borcunu ödeyemediğimiz için haciz tehlikesi ile karşı karşıyaydık. Haliyle aile bireyleri olarak kemerleri sıkmak zorundaydık. aldığım harçlık en fazla 2 gün yeterdi kalan günler parasız geçirirdim günleri. babam her paran var mı diye sorduğunda var derdim. bilirdim yoktu parası. bir keresinde ekmek almaya gönderecekti cebimden para al dedi. elimi bi attım cebinde sadece 10 lira ve 2 ekmek parası kalmış. bozukları aldım on lirayı cebine koydum. ertesi gün okula gittiğimde elimi cebime attığımda bir de baktım ki 10 lira. cebindeki son parayı benim cebime koymuş. o gün hayatımın dönüm noktası oldu. o günden sonra dişimi tırnağıma taktım okudum. çok şükür o günler geride kaldı ekonomik olarak da çok çok iyiyiz. zenginim havalarında dolaşanlardan ve fakirsiniz olm diye dolaşanlardan da oldum olası nefret ederim.
2 sene önce hayli yüklü bir ders kitabı masrafım çıkmıştı. normalde evdekilere söylemeden kendim hallederim ama altından kalkamayacağım bir miktardı. (orospu çocuğu hocalarıma selam olsun. ulan allahsızlar bir kitap 35 lira olur mu? hadi ben buldum buluşturdum aldım; yiyecek ekmeği zor bulanlar ne yapsın?! neyse sakinim.) babam da o sıralar yeni emekli olmuş işi bırakmış, sürpriz bir şekilde de vergi borcu çıkmış, baya zor durumdaydı. utana sıkıla mesaj atmıştım; kitap almam lazım, normalde kendim alırdım ama beni de aşıyor, yarı yarıya verelim ama eğer yoksa çok da önemli değil. sizi etkilemeyecekse gönder demiştim. ertesi gün paranın tamamını yatırdıktan sonra arayıp "o mesajın üstüne ceketimi satar, yine de gönderirdim o parayı." demişti. bak yine gözlerim doldu. babam benim.
üniversite okurken cepte her zaman para olmuyor. evde kalıyoruz. öğle yemeğini okulda yiyoruz da, akşam yemeği için de okuldan çaldığımız ekmekleri çıkartıp yerdik. vay lan.
Babam ortak olarak bir şirket açmıştı. Başta herşey iyidi sonradan ortak ile arası bozulduğundan şirketi devretiler bir sürü borcumuz olmuştu. Eskiden yumurta tane ile satılıyordu annem borç aldığı para ile 10tane yumurta almamı söylemişti. Bisiklete atladım aldım yumurtaları alcak kadar poşete koydu ona birdaha poşet vermedi market, ozmanlar marketler poşet kıskanırlardı. Velhasıl evin önünde annem oturmuş ben vardım tam inerken düşüverdim Bisikletten. Birtane sağlam yumurta kalmadı. Annemden sağlam bir sopada Yemiştim. Annem ağlamaklı tabi. Zor Günlerdi... Çok şükür Rabbim bu günlere geldik. Siz siz olun ortak şirket ve ortak hiç birşey olmayın.
Bir ara durumumuz kötüydü.
Babam tablacıdan ayakkabı almıştı.
Ergenlikten midir neden bilmem çok zoruma gitmişti birde zenginlerin olduğu bi okulda okumanın etkisi var tabii.
O ayakkabı 3 milyondu hiç unutmam.
Sırf derslerim kötü olduğu için böyle bişey yapmıştı galiba. Ya da bana öyle söylemişti. Daha sonra durumdan ders çıkarıp biraz toparladım dersleri.