kardeşimden öte gördüğüm arkadaşımın düğününe gidemeyeceğimi söyledikten sonra kısa süre de olsa bahane yarattığımı düşünmesiyle birlikte döktüğüm yaştır.
halbuki düğüne gitmek için elimden geleni yapmıştım.önem verdiğim biri tarafından yanlış anlaşılmak ve kendimi ifade edememek hep zoruma gitmiştir ve ardından mutlaka gözyaşı dökmüşümdür.
6. sınıftaki günlüğümü okudum ve ananemin ölümünü yazmışım. şuan aklıma gldi yine hakim olamıyorum kendime. ama o küçük yaşta ki o yazıları okumak, o anki duyguları tekrar yaşamak daha çok ağlattı..
sevgiliyi istemeye istemeye terk etmek, kahretmek, kahrolmak, dostunu, sevdiğini arkanda bırakırken son sarılışta 2 damla yaş akıtıp "gitme" diyerek ağlayışını duyunca koyvermek. ötesi anca canımdan bi parça giderse gelir sanırım.
7 yıl önceydi. istanbul da otururken bilecik i kazanmışım nerden bulduysam artık. neyse ilk defa eve geldim okul başladıktan sonra. hafta sonu tatili tabi hemencecik geçiverdi. pazar günü erkenden çıkmam lazım ama annemin uğraşları sayesinde gece arabasına binmem söz konusu oldu. yol normalde 5 saat sürüyor. bende aldım biletimi 3 e 8 de orda olcam yarım saat içinde hemen gidip derse giricem. plan bu. saat geldi çattı bindim arabaya. saatler geçti oda ne tam tamına 6 30 ta ordayım. dayı oğlu yol boş diyerekten köklemiş gazı. vardım bilecik e. ulan hava aydınlanmamış daha sokak lambaları yanıyor. yaşım 14 sanırım. neyse bulunur bir pastahane girilir. çay söylenir poğaça söylenir. yemek sırasında zaten zor duran göz yaşı bırakır kendini hafifçe. bir de erkekliğe yedirilmediğinden pastahane sahibine belli edilmemeye çalışılır. aile işte ne kadar kızsan da sövsen de akla düşmeyiversin. işte böyle sözlük en son ağladığım zaman ve olay buydu.
ezeldizisinde bahar'ın vurulduğu sahnede psikopat katilin şapkasını ters taktığını görünce kahkaha atıp, on saniye sonra baharı vurması ve ezel(ömer)'in ali'ye dönerek çaresizce ''ali ağabeyyy'' diye baktığı sahnede ağlamak değil ama böyle içten içten bağırmak gelir ya insanın içinden o derece kötü olmuştum.
ilginç olan o sahneyi dizi bittikten sonra her izlemem de aynı şeyin olmasıydı.
(bkz: balık burcu erkeği)