Kimseye yaralarımı göstermemek ve asla kimseye %100 teslim olmamak..
Ezberlenicek kadar kolay kalmamak her daim, hep yeni konuşulacak bi şeyler biriktirmek,
Hiç bi zaman tam çözülememek ve içimde kendimden bile sakladığım bir benlikle yaşamak..
Hayat bana bir şey öğretti ise oda şudur;
" insanlara yaralarınızı göstermeyin, çünkü bi gün size vurmak istediklerinde ilk ordan vururlar.."
öncellikle mallığım evet mallığım. çoğu zaman bir şeyi an ve mekanda kavramıyor oluşum. bazılarına leb dersin direk çorum der, bana leblebiyi soksan ha o zaman belki? bu mallık durumu bende olağan bir hal aldıkça haşa allah; ulan bu mal çakozlayamaz yapılan kumpası şimdi deyip her seferinde beni bir şekilde bulunduğum hal içinden kurtarıyor, direklerden dönüyorum. seviyorum mallığımı evet.
hoşlandığım, beğenip kontak kuramadığım insanlar varsa, merakımı giderip haklarında çok şey öğrenmeye çalışırım.. aksi şekilde, merak ederken, içteniçe düzeysiz olduklarını da bilirim.. zira, çok bana hitap ediyor olsalar, takılırım peşlerine.. bir bakıma, bunu kendime kanıtlamaya çalışırım. sonuçta da edindiğim bilgiler, tam da hissiyatıma uygun olur. bu tipler, bildiğin çapsız çıkarlar. işte bu merak eden ve kafasındaki soru işaretlerini gidermek için araştıran yapımı seviyorum.
istediğim saatte uyanabilmem. Öyle ki bir keresinde önemli bir işim vardı. Ne olur ne olmaz 9:00'a alarm kurmuştum. Uyandığımda saat 8:59'du. işte öyle birşey.