cahillerle tartışılmayacağının canlı kanıtına şahit oldum, öğrendim.
müzik kursumdan geri dönerken sıcaktan bitap düşmüş bi şekilde otobüse bindim. her durakta yığınla insan geliyo. en önden bi yerlerde ayakta duruyorum. yanıma bi kadın geldi. böyle hem 18 yaşında gibi, hemde böyle büyük gibi. garip yani. şişman böyle, şapkası filan ilginç. yüksek sesli konuşmalarından bi bokluklar olduğunu anlamıştım. ''teyze sanada yükleniyoz kusura bakma'' filan. biraz daha öndede arkadaşları var, onlar normal insana benziyo ama...
neyse, otobüs tıka basa doluyken şöför sanırım birazdan devir yapacağı için diğer şöför arkadaşını yanına aldı. benim bi bokluk var dediğim kadın o zaman patladı. ''ya hala daha yolcu alıyosun, bizde para veriyoruz, düştüğümüz duruma bak.'' dedi. bi de bunu maskülen bi şekilde dediğini düşünün. şöförde cevap verince iyice tartışmaya başladılar. kızın arkadaşlarıda bişeyler söyledi. şöförün yanındaki yaşlı adamlar filan ''taksi tutsaydınız o zaman'' diyince ''size mi sorcaz biz?'' filan dediler. bi de kadın tam yanımda, bi anda bi patladı ''oraya gelirsem ağzını burnunu kırarım'' diye. anam dedim ''noluyo?'' şöförde işimizi yapıyoruz filan diye bağırınca kadın ''tutmayın beni'' ye bağladı resmen. otobüs hareket ederken dalacak şöföre. bende tam işini yapıyo adam demeye hazırlanıyodum, dedim iyi ki dememişim. kadın bildiğin psikopat, kültürsüz, kavgacının teki, yeminle gebertirdi beni orda. ''biriniz düğmeye basabilir mi?'' diye bağırıp, kendimi dışarı attım.
eminim ben indikten sonrada kavgayı sürdürmüştür, hasta! böyleleriyle hiç muhattab olmayacaksın.
* Teyzemin kocası fetullahcı ama öyle böyle değil evinde tablosu olacak kadar. uzun süre baktıktan sonra anladım. o kadar şaşırdım.
* Sevgilim öpme ifadesi olarak mcccuuukk gibi bir şeyi kullanıyor. Gitgide şüpheleniyorum bu adamdan.
iş başvurusuna gittiğimde görüşmem gereken bi' kadın vardı; yelizhanım.
uzaktan gelirken, öyle insan kaynakları müdürüymüşfalan gibi durmuyordu, ayağında babetleri, kendi halinde sevimli elbisesi, uzun saçları ve kilometrelerce öteden dikkat çeken kirpikleri vardı. cv'mi okurken yemyeşil gözlerini çevreleyen kirpiklerine baktım, kirpikleri takmaymış, sağ gözündeki hatta biraz açılmış. sonra saçlarına baktım, o da peruktu; inanamadım. bi insanın ancak bu kadar "yapma" olabilir diye düşündüm.
sonra bana referans olan kişinin eşi olduğunu öğrendim ve birkaç ay önce karısının kanser olduğundan bahsederken yaşadığı acıyı anımsadım. benim "yapma" dediğim kadın aslında kanserin pençesinden kurtulmaya bu arada da hala çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunmaya çalıştığını farkettim. kendimden nefret etmek bir yana tiksindim sözlük. "atomu parçalamaktan zordur, önyargıyı parçalamak" demiş einstein ama aslında çok kolay ama biz eşeklik etmekte ısrarlıyız ve sınır tanımıyoruz.
* empati kurmak gerçekten de çok şeyleri çözebiliyormuş.
* teoman, daha 17 şarkısını; 1980 darbesinde 17 yaşında asılan erdal eren için yazmış. çünkü onla akrabaymış.
* su, milyarlarca yıl geçse de asla bozulmazmış...
bir erkek olarak:
--spoiler--
bir insan saçının 3 kilogram ağırlığı kaldırabileceğini, uyluk kemiğinin betondan daha sert olduğunu, bir penisin insanın başparmağının 3 katı olduğunu, kadın kalbinin erkek kalbinden daha hızlı attığını, kadınların bu yazının tamamını okuduğunu, erkeklerin ise hala başparmağına bakmakta olduğunu öğrendim.
--spoiler--
YETi diye dev bir kar adamı olduğunu öğrendim.Yani efsaneyi öğrendim.Bu nedenle parklarda çimenlerin arasına taş olarak dev ayak figürlerinin bu efsaneden yola çıkılarak ya da esinlenilerek konulduğunu öğrendim.