bir sevgilim var çok güzel. neyse kız eskişehirde biz bursa. yürütmeye çalışıyoruz seviyoruz da birbirimizi. ama 2 günde 3 kişi daha açıldı bana. kendimi itou makoto gibi hissediyorum. ah bi de onun gibi ileri gidebilsem..
belki 1 yıl sonra bugün evli olacağım kimbilir ama annemin sözü geliyor aklıma siz yapamazsınız diyor, haklı demeye başladım nedeni de şu ara sık sık yaptığı iğrençlikler...
en son telefonda senden iğreniyorum dedim hiç içim titremeden...
oysa daha 1 ay öncesine kadar o insanı gözümde ne kadar büyütürken şimdi nişanlıyız ve ben iğrendiğimi söylüyorum ona korkmuyorum kaybetmekten ne olursa olsun diyorum aksine...
üzülerek söylüyorum ki haklıymışsın annen.... keşke bunu bende görebilseydim... geç değil belki ama yinede off tuhaf bi durum sözlük...
onu özlemeyi özledim...olay et ten olayı değil..yıllar geçti ama onun dışında kimseyi..
nefesimin kesilmesini sessiz cığlıklarımı ve dahası senı sevıyorum demeyi özledim..yıllar geçti ve ben hala seni özlüyorum.aslında seni de değil kafamda çizdiğim ulaşılmaz ve kusursuz insanı...
AŞIĞIM ben sana, ...sonuna kadar da savunurum AŞKIMI; karşılık göremesem de, acı çekeceğimi hissetsemde savunurum
ve çıkarım karşına göğsümü gere gere de sölerim bunu...
Aşkın zamanıda yokmuş, hiç beklemediğim bir anda sarıp sarmaladı beni...seni gördüğüm ilk günden buyana kalbim
daha bi hızlı atıyo * yerle gök arasındayım sanki...
terkettim evet, çünkü dengesiz, egoisttin. annen habire benim hakkımda konuşuyordu herkese. her halükarda yanlış kişiydin. elimi tutmanı, beni seviyorum diyişini özlüyorum. ama nedense senin suratını görmek istemiyorum. çünkü seni özlemiyorum, profiline bakıyorum ve yazdığın şeyleri gördükçe kahroluyorum. ne zaman geçecek bilmiyorum ama bazen elimi tutmanı istiyorum. keşke daha farklı biri olabilseydin. **
her şeye rağmen, ne dersem, ne yaparsam yapayım; seviyorum. kendime engel olamıyorum.
kendi beğenmiş, huysuz biri olduğunu her ne kadar bilsem de, bu huylardan nefret etsem de, yapamıyorum.
ben senden nefret edemiyorum.
adın, sesin, saçların, sen. her şeyinle sevdiğim kişisin.
bir batak oyununa satıldık sözlük. bu kadar rahat başka bi insan görmedim. gayet umursamaz bir tavırla batak oynuyorum dedi ve ekti hayvan herif. her gün başka bir çiçekten bal alan arıydı o. bu yaşantıya ucundan bucağından dahil oldum mu ne. uyuzum uyuz. nasıl kandım. değer veriyor ayaklarına yattı iğnesi götüne batasıca.
(bkz: istanbul çocuğu)
ilk başlarda onu sevmekten çok korkuyordum. umutsuzca sevip ayrılmaktan içimdeki şeytanla ve yalnızlıkla başbaşa kalmaktan çok korkuyordum. hiç vazgeçmedim vazgeçemedim yine de. hep bekledim. ne kadar beklemeyi sevmesemde hasretten kudurana ve içimdeki volkan patlayana kadar bekledim. bekledim de ne mi oldu? ben onun o benim oldu. gözlerinde ışık teninde sıcaklık yüreğindeki aşk hep benim. her küslük sonunda bunları yazmak adet oldu bende. hiç şüphesi olmasın istiyorum hep bilsin onu deliler gibi sevdiğimi. onu kızdıran içimdeki aptala cezaların en büyüğünü veriyorum hiç merak etmesin. sadece hep seveceğimi bilsin birde hiç unutmasın.
yılda ortalama 3 hatundan hoşlanıyorum. son hoşlantımın üzerinden 4 ay geçti, bu da demek oluyor ki önümüzdeki aylarda yeni bir hoşlantım ortaya çıkabilir.
facebook'ta bir kız gördüm aşık oldum ya. evet muhtemelen ilk cümlemden sonrasını okumak istemeyeceksin, haklısın. öyle resimle filan olucak iş değil bende biliyorum. ekleyemedim, kabul etmeyecek diye korkuyorum. aslında etmesin de. niye kabul etsin ki tanımadığı birinden gelen arkadaşlık teklifini? özel bi mesaj yazıp öyle ekliyim diyorum ama ne yazıcam ki? ne yazılır? toplam 5 tane resmi var. lanet olası siteye her girdiğimde resimlerine bakıyorum, aynı yorumları okuyorum. eminim o resimlere kimse benim kadar bakmamıştır. ah bir bilse burda salak bir hayranı olduğunu... ulan inanmayacaksın ama sabahları telefondan girip bile bakıyorum resimlere ya. hele bi resmi var böyle hafif hafif gülmüş, az bişey gamzesi belirginleşmiş, işte ona bakıp bakıp sırıtıyorum yaa. keşke şunları okuyabilseydin be güzelim. **
6 senedir peşinde koşuyorum. 7 olacak, 7 de belki olur gibi sanki. şöyle ki, kapı hep açık ve bir netlik yok. hep belirsizlik ve karşı tarafın hoşuna gidiyor. gitmiyorsa bile, ne yazmışım okuyor. ömür aşk peşinde koşarak geçecek, yaş zaten 30. 40'a kadar koşacağım ve 40'ım da gidip başkasıyla evlenirim. evlenmiyorsam 50'ye kadar başka aşkın peşinden koşarım. yalnız 7 güzel rakam. **