bugünlerde çok garibim sozluk, etrafta öylesine dolaşıyorum... sigara içiyorum ama zevkten değil her nefeste dert çekip sonra üflüyorum.
sozluk ne yapsam bilmiyorum uçurumun kenarında tutunacak bir dalım yok. boşluklardayım... hiç olmadığım kadar.
itiraf ediyorum ki, çevremde gördüğüm aşıkları çok yapmacık vıcık vıcık buluyorum. böyle bir dünyaya aşkı getiremem!
aşık olunca böyle salak olmaktan korktuğum için aşık olmuyorum. inanmadınız dimi? bana da inandırıcı gelmemişti. şimdi itiraf ediyorum. aşık olamıyorum. hatta kimseden hoşlanamıyorum. biri burnumu kaf dağına mı koydu nedir kimseyi beğenmiyorum. hayırdır hafız ya!
sözlük artık sayende aşkı farklı boyutlarda yaşıyoruz.
seninle geçirdiğimiz zamanların haddi hesabı yok. sen dincisinden ateistine, sağcısından solcusuna, efendisinden zibidisine hepimizin aşkısın.
sosyal yaşamdan koptum sözlük. sol frame e bağlandım. halbuki bağlanmaya sonuna kadar karşıydım.
sözlük senden bize kız bulmanı istedik, sana allahsız bile dedik.
ama anlayamadık, affet. sen zaten sevgilimizdin.
sen idealimizdeki sevgilisin.
dondurmamızı senle paylaşmak zorunda kalmıyoruz, sapıkça fantezilerimizi sana döküyoruz ve sesini bile çıkarmıyorsun, dırdır nedir bilmiyorsun sözlük.
hepimiz sana yazıyoruz sözlük.
hepimiz sana...
aşık olmak istediğim kişiyi bulamıyorum. buluncada platonik başlayıp platonik bitiyo. benim istediğim aşklar olmuyo olamıyo. amortiye talip olmak istemiyorum.
lisedeyken bi sürtüğe aşıktım. deliler gibi seviyordum. fakat o sürtük beni sevmiyordu. sonra bunun sürtük olduğu ortaya çıktı. vucudunun artık benim için bi anlamı kalmadı. öldü haberini alsam, sikimde olmazdı. ama itiraf ediyorum, o sürtüğü hala seviyorum...
midede kelebek kıpırtısı, boyunda komik böcek yürümesi, baktığın herşeyi saydam gibi görmek ve sırıtarak arkasına doğru bakmak. alakasız benzerlikler kurmak, dışına değil içine değer vermek, endişelenmek- içine anne kaçmış kadar ileri derecede endileşenmek- sanırım bunlar aşk belirtisi sözlük.
aşık olmuyorum sözlük. evet olmuyorum, olana da mani olmuyorum hani. olsam nolcak? aldattı mı, yoksa sevmiyo mu, şimdi durup dururken niye öle dedi, o kız kimdii, yine nereye gitti, bak yine gecikti, başına bi iş mi geldi, karnı tok mu sırtı pek mii sorularından bir hayli uzak, hawaii gömleğimle meyve suyumu yudumlar, bilimum evhamlı aşıklara selam ederim.
hataları var, biliyorum, o da biliyor. hatta bazen bu hatalar çok can yakıyor. ama aşkta bir yanlış bir doğruyu götürmüyor ve yüzüne her baktığımda seviyorum ya diyorum hala.
sözlük adını avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. aşkına sahip olabilmek için adaklar adıyorum. ondan gayrı milyarlarca insan mı varmış. sevdiğin değil sevenin mi mutlu edermiş. gurur mu mühimmiş. aşk adamı köpekleştirirmiymiş. iyi aşkın acizleştirdiği en aşağılık bünye beni seçin. onun yokluğunda gömülü ölüyüm.*
tespitlerimin ispat olma sürecinde ondan fazlasıyla esinleniyorum.
bunu itiraf edebilirim.
dilbilgisi dediğin şey böyledir belki de;
konuşmadığımız dilin nesini bilmem gerekiyor? onu da somutlaştırıp esinlerime ulayabilirim.
aşık olup esridiğim her an için bin pare top atışı gerekiyor.
bir de aşk onursuz çekilmiyor.
parça parça olsam da yenilmemem gerekiyor.
bu da kayda böyle geçsin.
tutanağını infaz memurları resmetsin.
yazı, ey hayatın anlamı!
söz gibi uçsana sen de...
tüm değer vermeyenlere bir şarkıdan geliyor,
'bir nefeslik ömrünüz bir anlıktı sevginiz bir seferlik dostunuz bir anda yokoldunuz
bir yalandı söylenen bir masumdu kaybeden bir haindi kazanan bir umuttu yokolan
bir sevendi mafolan bir hayat harap olan bir çiçekti hep solan bir duvardı yıkılan
bir kızdı terkeden bir aşıktı bekleyen bir ömürdü son bulan bir katildi can alan'