sözlük yazarlarının aşk hikayeleri

entry292 galeri2
    221.
  1. trajikomik hikayelerdir. güleyim mi ağlayayım mi bilemez en sonunda heeeııııı diyerek kaşlarını kaldırırken bulursun kendini, sonra da sürekli kafa sallayıp ( onaylama şeklinde ) eveeeeet haklısııııın dersin. aşka inanmaz, çeker gidersin.
    1 ...
  2. 220.
  3. Yeni bir yere taşınmıştık. 6-7kişilik bir grupla tanıştım hepimiz aynı sitedeydik. Neyse bunlarla dost olduk iyi güzel. Meğer bunların bir arkadaşı daha varmış en son bununla tanıştık. Oturduk cardakta şişe çevirmece oynuyoruz cevap kısmı bana geldi biri sordu aramızdan biriyle sevgili olmak ister miydin? Şimdi o en son gelen dışında hepsini çözdüm hepsi birbirine aşık bir tek o çocuk kaldı. Dedim o olurdu bir tek. Neyse o gece geçti. iyice tanıştık ettik derken çocuk meğer ciddiye almış bu söylediğimi sonra bir ay geçti ve oda bende ilk defa aşık olmuştuk. Küçüktük birbirimize dondurma ismarliyorduk.ilk aşk hikayem.
    2 ...
  4. 219.
  5. Okulun ilk günü gördüğüm bir çocuk var o gün bugündür kesiyorum. Bir buçuk yıl oldu, bu süre içinde çocuğun bir sevgilisi bir de sevgili olmak üzere olduğu bir kız vardı ki olmadı. Bir buçuk yıldır gözgöze gelmeye bile utanıyorum. Sınıfta birbirimize yol vermemiz, çarptığımızda pardon dememiz dışında hiç bir iletişimim olmadı. Ben böyle saf duygular beslerken onun etrafında kızlarla gezmesi o kadar sinirimi bozuyor ki. Bu aşk mı bilmiyorum ama takıntı olduğuna inanıyorum. Çoğu arkadaşım git konuş, muhabbet et, faceten ekle dedi ama bunlar benim yapamayacağım şeyler. Ben bu duygudan nasıl kurtulurum ne yaparım bilmiyorum. Yardımcı olacak kişiler mesaj atarsa çok mutlu ederler.
    1 ...
  6. 218.
  7. sıçmık hikayelerdir. saçma sapan günlere anlamlar yükleyip aşka yorarlar. eskiden yaptığım gibi. ergenmişiz lan amk...
    2 ...
  8. 217.
  9. bir kız vardı bizim okulda. herkesin bir aşkı vardır, ankaralı aşkı. bir gün gittim dedim ki: "biraz seninle konuşak beş dakika, kaçıyorsun habire...". bana dedi ki: "gonuşah la gardaş." öyle bir ağırıma gitti ki, "ben de sana gonuşah la gardaş." dedim. ben o zaman "gonuşah la gardaş"ın anlamını bilmiyordum. onu bir küfür gibi zannettim biliyor musun?
    3 ...
  10. 216.
  11. 215.
  12. 214.
  13. hepsi iyi başladı ve kötü bitti.
    0 ...
  14. 17.
  15. 214.
  16. Atilla iLHAN "Git başımdan Aysel" şiirinde anlatır.
    0 ...
  17. 213.
  18. Koca bir sene önümde oturdu ve ben hiçbişey söyleyemedim taki okulun son haftasına kadar baya bildiğin konuşmaya başlamıştık çok iyi anlaşıyorduk arada utanmalar falan ama çok kısa sürdü çünkü okul bitmişti.sonra nemi oldu onuda sonra anlatırım.
    1 ...
  19. 212.
  20. Bazen sadece kokusu burnunuzda tuter. Uzunca bir ara dusunun sanki mecbur gibi ayrildiginiz o guzellikten, dusunun ki uzun bir ara... Ozlersiniz basta kokusunu sonra tadini, kus basi pidenin gercek ask oldugunu bilirsiniz. Hic unutmazsiniz...
    1 ...
  21. 211.
  22. Gelmişti bir şans daha istemişti oysa beni terk ettiği günden bugüne çok şey değişmişti ben artık onu değil onu sevmeyi seviyordum hadi git bidaha git ki bir daha seviyim seni böyleyken zor yanımdayken olmaz git.
    0 ...
  23. 210.
  24. 209.
  25. Yokmuş onu anladım ama suan saglam bir zemin hazirlaniyor olabilir.
    0 ...
  26. 208.
  27. Bütün güzel aşklar gibi eşsiz, erişilemez ve imkansızdı.
    1 ...
  28. 207.
  29. Ben sevdim,o siktir oldu gitti.
    Sonra da bendeki her sey bitti bir baskasini sevmek namina.
    Beni de aldi,gitti.
    2 ...
  30. 206.
  31. Lise sonda idim.
    Köyden şehre inmiş olmanın ezikliği ve büyüme koşulları nedeniyle ilişkilere inanılmaz derecede uzak ve tip olarak da inanılmaz çirkin bulurdum kendimi.
    Yurtta kalıyorduk ve karşı yurtta kız yurdu idi.
    O yurttan arkadaşlarda vardı tabii.
    O arkadaşlardan birinin arkadaşı ile konuşmaya başladık birilerinin ön ayak olmasıyla.
    Bir gün içinde çıkmaya başladık.
    Pazar günü idi.
    Sahilde oturmuştuk . Sarı saçlarına ve mavi gözlerine hayran kalmıştım fakat dokunamıyordum bile ona.
    Elleri inanılmaz tatlı idi.
    Pek bir şey görmemiş birisinin edasıyla kitaplardan öğrendiğim kadarıyla edebiyat yapıyordum bol bol.
    Açıkcası çocukça davranıyordum.
    Bir sonraki gün oldu . Sezgilerim bir boşluğun farkında idi ama kabul edemiyordum.
    Akşamına ayrıldık o günün.
    Sebep ise önceki sevgilisini unutamamış olmasıydı.
    Bu yüzden beni biraz kullanmıştı.
    Hadi itiraf edeyim beni kullanmakla kalmamış aptal yerine koymuştu.
    Belki de aptaldım kim bilir..
    Her okuldan çıkışta geçtiği güzergahta onlarca tur atıyordum görmek için.
    Kış aylarıydı bir de. Soğuktan burnum kıpkırmızı olurdu fakat yine de vazgeçmezdim.
    Ara sıra görürdüm ama sanki öylesine geziyormuş gibi yapardım.
    Başkalarıyla çıkar dururdu, sürekli duyardım.
    Seviştiği bile aklıma gelirdi.
    O zamanlar ki takıntım ile dört aylık zaman dilimi sıfırdır hafızamda.
    Belki de olgunlaştığım dönem öyle olmuştu.
    Üniversite sınavını umursamamıştım o yıl, zaten normal işlemeyen kafam kitlenmişti bir nevi.
    Ardından hayattaki tüm her şeyin anlamını yitirdim.
    O zamandan beri sevmedim, önemsemedim.
    Hiç bir konuya ciddi yaklaşmadım ve amaç edinmedim.
    Zaten basit ve saçma bir insan oluşumu o yenilgi öyle bir tetikledi ki hiçbir konuda tamamen başarılı olamadım.
    Başarılı olmak, olabilmek bir ütopyaya dönüştü.
    1 ...
  32. 205.
  33. 204.
  34. o artık yok. belki de hiç olmadı. unuttum gitti.o da ayrı konu…
    sen de unut bütün olanları. kapalı dükkana kira ödedik işte..

    bir kere olan,bir daha istesen de olmayan.
    0 ...
  35. 203.
  36. sözlük yazarlarının aşk hikayeleridir.
    istanbul dayım o sıralar niye orada olduğumu hatırlamayacak kadar küçüğüm.
    teyzemlerde kalıyoruz. annem gibi değil hayli disiplinli... bense evin tek çocuğu yani neredeyse tek çocuğu o sıralar annem hamile. hatırlıyorum kıskançlıktan delirmek üzereyim. ona bir kıyafet bana iki tane alınıyor ve iyice şımarıyorum.
    o zamanla işte...
    teyzemlerin binasında biri var ismi ali.
    gözlerine baktıkça gülümsüyorum. çıkıyorum cama onu izliyorum.
    çocuk aşkından ne olur demeyin.
    komik ama bir o kadar masum...
    ali büyük benden okula gidiyor ya da gidecek. konuşmuyor benimle çok fazla küçüğüm onun gözünde.
    annem gibi davranmaya çalışıyorum olmuyor.
    en sonunda topuklu ayakkabı giyip çıktım sokağa düştü düşeceğim. ali nin gözlerine bakıyorum. o da bana bakıyor.
    yüzüm kızarıyor kaçıyorum içeri annem görüyor halimi kızmakla gülmek arası bir şeyler söylüyor.
    duymuyorum.
    ali bana baktı...
    yemek yemeden uyuyorum rüyam da görürüm belki...
    bir hafta kalıyoruz teyzemlerde ya da daha fazla hatırlamıyorum.
    ardından annemle teyzem küsüyor ve biz 10 yıl boyunca teyzemlere hiç gitmiyoruz.
    ama hala aklımda ali var. bir aşk gibi değil güzel bir anı gibi.
    teyzemlere tekrar gittiğimizde ben lise 2 deyim ali üniversitede.
    bavuluma en güzel kıyafetlerimi koyuyorum.
    farkında değilim ama sürekli gülümsüyorum merak ediyorum onu.
    gittikten birkaç gün sonra geliyor anca.
    ben ekmek almaya çıktığımda görüyorum onu sokak başında eve doğru geliyor.
    yüreğimin ritmi şaşıyor.
    boğazım kuruyor.
    aynı anda giriyoruz apartmandan. hafif bir tebessüm...
    yüreğim öyle hızlı ki acaba duymuş mudur diyorum içimden.
    pek fazla görüşmüyoruz bir iki kez konuşuyoruz ben yine leyla...
    böylece dönüyorum tekrar eve.
    aklımı orada bırakıp.
    bir sene sonra;
    bir bahaneyle telefon numarasını alıyorum teyzemden.
    okulu bölümü hakkında soru soruyorum. anlatıyor.
    bir kaç hafta sonra mesaj atıyor tam vazgeçmeye karar vermişken.
    'nasılsın'
    havalara uçuyorum.
    konuşmaya başlıyoruz gece yarılarından sabahlara kadar.
    ne zaman geleceksin diyor.
    Sınav açıklanır açıklanmaz diyorum ilk sana söyleyeceğim söz.
    tekrar gidiyorum teyzemlere hep birlikteyiz.
    yok böyle bir mutluluk...
    yanımdayken özlüyorum onu.
    bunu ona söyleyince gülüyor ama hissediyorum o da seviyor.
    o ara üniversitem başlıyor ve biz nişanlanalım diyoruz.
    bitince evleniriz.
    aileler iyice tanışıyor sözler kesiliyor...
    ve ben bir gün okuldan eve dönerken bir mesaj geliyor.
    'yapamıyorum'
    neyi yapıyorsun diyorum.
    bitsin diyor.
    arıyorum açmıyor.
    dünya dönmeyi bırakıyor, başımda bir uğultu, eve nereden gidiyordum diye düşünüyorum.
    bir korna sesi duyuyorum biri kolumdan tutup çekiyor. kızıyor, duymuyorum
    bitti.
    bir bankta oturuyorum eve nereden gidildiğini hala hatırlamıyorum.
    bitti
    ağlayamıyorum, acaba gerçek değil miydi diye telefona bakıyorum.
    yok gerçek.
    belki diyorum bu rüyadır tümden yalandır.
    bir kaç ay ev ile terapi arasında gidip geliyorum.
    ali den tek bir haber yok...
    yaklaşık bir yıl sonra ali nin ablası arıyor.
    gel ali çok kötü...
    koşuyorum hiç düşünmeden gidiyorum yanına.
    ameliyata hazırlıyorlar ali yi.
    elini tutuyorum, gözlerime bakıyor, gülümsüyor tıpkı bana ilk gülümsediği an gibi.
    sonra gidiyor.
    bir daha hiç gelmiyor.
    sonra herkes alışırsın yapma böyle diyor...
    alışamıyorum ben.
    insan alışamıyor... sadece nefes alıyor.
    sadece nefes...
    gülmüyorsun gülermiş gibi yapıyorsun.
    çünkü ne zaman gülecek gibi olsan onun gülüşü geliyor.
    eski bir filmi izlediğinde onunla da aklına geliyor.
    oturduğunuz kafenin önünden her geçtiğinde o masaya bakıyorsun.
    en sevdiği şarkıyı seviyorsun.
    en sevdiği rengi seviyorsun.
    onun gibi oluyorsun.
    yaşatmaya çalışıyorsun kendince onu.
    ve ne zaman ona benzeyen birini görsen baştan ölüyor.
    sen baştan gidiyorsun cenazesine.
    en baştan başlıyor.
    ta niye gittiğini hatırlayamadığın teyze ziyaretindeki küçük çocuktan...

    edit: bir arkadaşımın yaşadığını hikayeleştirdim.
    5 ...
  37. 202.
  38. biteli çok oldu.

    sanırım bu üç kelimelik cümle her şeyi fazlasıyla anlatmaya kafi geliyor.
    2 ...
  39. 201.
  40. Bitti.

    sanırım bu tek kelime başını da sonunu da, söylenenleri de söylenmeyenleri de ve hatta hissedilenleri bile yok saymaya yetiyor.

    Ama aşk hikayesi diyorsan, biteceğini kabul etmişsindir zaten. Başında, sonunda ya da ortasında olması fark etmez. Ki son'a bitiş demeye çok meraklıyız. Oysa her son bir bitiş, her bitiş bir son değildir.
    6 ...
  41. 200.
  42. 199.
  43. Büyük bir aşk hikayem olmadan yazmayacağım başlıklardan biri.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük