Nötr bir durumdayım öyle ki hiç bir şey hissedemiyorum. diyorum ulan ben mutlu muyum? mutsuz muyum? iki duyguyu da hissetmiyorum. işte bu şekilde uykusu olmayan bir adamın yatakta döndüğü gibi dönüyorum manasızca...
bir acayip be... o kadar küfrettim arkasından, saydım sayıştırdım falan. ama şu sıralar içimden bir ses "ya sen yanılıyorsan, ya sana karşı cidden bahsettiği gibiyse" diyor. saçmalıyor o içimdeki ses farkındayım ama yok, laf geçiremiyoruz. özledim mi acaba diyorum, yolda gördüğüm üç kızdan ikisini ona benzetir oldum anasını satayım. rüyamda görüyorum son zamanlarda, birkaç kez gördüm. az önce de zeki demirkubuz'un masumiyet filmini izledim. bir garip oldum ne bileyim. bilen bilir, o bekir'de geleceğimi gördüm bir an. aman evlerden ırak. bu arada o filmdeki haluk bilginer ustanın muhteşem tiradını da paylaşmadan edemem, adam kendi yaşasa ancak bu kadar gerçekçi anlatabilirdi vesselam:
en yakın dostu tarafından terk edilmiş. ona çok ihtiyacı var o bunu biliyor ama yapmıyor yardım etmiyor. bu durumda yazara bayağı bir koyuyor. kısacası terk edilmiş ve yalnız.