muhalefet demek, her bi' boktan nem kapmak değildir; yeri geldiğinde lafı gediğine oturtmaktır. ne zamanı tutturabiliyorlar, ne de olaylara objektif bakabiliyorlar.
geçen gün elime geçti. alalen ak parti reklamı yapan gazete. manşetten bi okuyosunuz spor sayfası dahil akp de akp. ulan ne güldüm okudukca. bi gazete bu kadar düşemez.
kafa tasçı bir şekilde ideolojisiini direten gazetedir. izmirde başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum. bucadan 104 e bindik konağa gitmek için. otobüste türbanlı 4 5 bayan çocukları falan var. neyse birde teyze var açık falan elinde sözcü gazetesi gözünde güneş gözlüğü. hemen çaprazımda olduğu için nereye baktığını görebiliyorum gözlük kar etmiyor. elinde gazetesi kafayı sözde oraya gömmüş ama bildiğin türbanlı bayanları kesiyor. suratını asıyor falan. allahtan türbanlı bayanlar indide içimdeki burukluk az da olsa azaldı. insanlar neden inançları ve fikirleri yüzünden nefret görmekte? bunu mantıklı bir açıklaması var mı? islamcı falan değilim hatta dindarlığım bile tartışılır ama bu durum benim çok zoruma gitti. eğer sen mini etekle gezmek isteyip o insanın türbanla gezmesine karşı çıkıyorsan kusura bakma ama bağnaz ve gericisindir. özgürlükler hepimizin bunları korumak lazım insanların yaşam alanına müdahale etme hakkımız yok.
şimdilik iktidarın üzerine en güzel giden gazetedir.gazete nin amacı bellidir.
artık insanların gözlerini açmak, yandaş medyanın yavşaklıklarına inat
ülkede asıl olanları göstermektir.
yapılan haberler yanlış olmamakla birlikte akp leyhtarlarını bir hayli kızdırmaktadır.
israil ile görüştüler,
yok onla yazıştılar,
bunla çiziştiler ise fasa fisodur.
kimin israil ile ne şekilde ilişkileri olduğu ve nerelerden madalyalandıkları malumdur. götün yiyim ayaklarına gerek yok.
aptal mal beyinlerin her zaman okudugu gazete. tipki zaman gazetesi gibi bu da. okuyani ve savunani sadece muritleridir. her yaziyi begenir falan. lan siktirin gidin ya az objektif olun. iktidarin her yaptigini oven gazete(zaman) tarafsiz olmadigi gibi her boka muhalefet olan gazete de objektif degildir. beyin yikar. uzak durmak lazim.
okumayin demiyorum, hobi olarak yine okuyun ama kutsal kitap muamelesi yapmayin.
muhaliftir, iyidir. muhalefetin olması sevindirici ama bazen sıçıyor.
anlamsız bir şey delice eleştiriyor, abartıyor.
ama diyorum ya muhalefetin olmadığı ülkede lazım böyleleri.
ama daha kaliteli muhalefet fayda getirir, bu değil.
camilere alerjisi olan gazete. utanmadan okul ve hastane sayısıyla kıyaslıyor. ulan bu ülkenin çoğunluğu müslüman değil sanki.
edit:
lan niye eksiliyon lan amcık!
--spoiler--
Hükümet karşıtı yayınlarıyla bilinen Sözcü Gazetesinin imtiyaz sahibi Burak Akbay ile gazeteci babası Halit Ertuğrul Akbayın Mavi Marmara baskınından ötürü Türkiye-israil ilişkilerinin gergin olduğu bir dönemde Türkiyenin israil Büyükelçisi Gaby Levi ile gizli bir toplantı yaptığı ortaya çıktı.
iKi SAATLiK SIR GÖRÜŞMEDE NE KONUŞTULAR?
israil Büyükelçisi Gaby Levi ile Sözcünün patronu Akbayların 10 Kasım 2010 tarihinde saat 12:00 sularında Sözcü Gazetesinin istanbul Sefaköydeki binasında iki saat süreyle görüştüğü öğrenildi. Toplantıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Davostaki One minute çıkışıyla doruğa çıkan Türkiye-israil diplomatik gerginliğiyle ilgili gelişmelerin değerlendirildiği ifade edildi.
Edinilen bilgilere göre; israil Büyükelçisinin görüşmede, Sözcünün sahibi Akbay ailesinden, gazetenin israille gerginliğin tırmanmasından hükümeti sorumlu tutan yayınlar yapmasını istediği iddia ediliyor. Büyükelçinin görüşmede özetle, Siz muhalif yayın yapan cesur bir yayın organısınız. Hükümetin ve Türkiyenin israilin dostluğunu yitirmesi Türkiyeye çok şey kaybettirir. Hükümetin Mavi Marmara krizini tırmandırma konusundaki çizgisinin olası sonuçlarını haber ve yorumlarla kamuoyuna duyurmanız lazım dediği savunuluyor.
SÖZCÜNÜN KÂĞITLARINI MUSEVi BAĞLANTILI iŞADAMI MI TEMiN EDiYOR?
Mavi Marmara krizine kadar ılımlı çizgisi ile bilinen Gaby Levinin Sözcü yöneticilerine, muhalif yayınlarından ötürü kâğıt temini gibi gazete için hayati konularda sıkıntı çekerlerse yardımcı olunabileceği mesajını verdiği de dile getiriliyor. Gazetelerin en önemli gider kalemi olarak bilinen kâğıt ihtiyacını karşılayan üreticilerin çoğunun Musevi kökenli işadamları olduğu biliniyor. Görüşmeden sonra Akbayların Türkiyedeki kâğıt ithali tekelini elinde bulunduran Musevi asıllı işadamlarının ortağı Ali Arbel ile eğlence mekânlarında birilkte görülmesi de, Levinin ziyaretinde konuşulanlara önemli bir açıklık getiriyor. işadamı Ali Arbelin israil Büyükelçisi Gaby Levi ile iyi ilişkiler
içinde olduğu da biliniyor.
HÜKÜMETE VUR EMRi iSRAiLDEN Mi?
israil Büyükelçisi Gaby Levi ile görüşmeden sonra Sözcünün, gazetenin en önemli gider kalemi olan kâğıt ihtiyacını karşılıyor olmanın da verdiği güvenle hükümet karşıtı yayınların dozunu artırdığı dikkat çekiyor. Sözcünün, israilden Hükümete vurun talimatını aldıktan sonra muhalif yayınlarını artırdığı savunuluyor. Bununla birlikte gazetenin, Mavi Marmara olayı ve Türkiye-israil ilişkilerindeki gerginliğe rağmen israile muhalif yayın yapmamaya özen göstermesi de dikkat çekiyor.
SANKi iSRAiLiN SÖZCÜSÜ!
Mavi Marmara gemisi 31 Mayıs 2010 tarihinde insan Hak ve Hürriyetleri insani Yardım Vakfının (iHH) organizasyonu ile israil ablukasındaki Gazzeye insani yardım götürürken israil askerleri tarafından basılmış ve saldırıda 9 Türk vatandaşı öldürülmüştü. Türkiye-israil ilişkilerindeki gerginlik Mavi Marmara baskınından beri sürerken Sözcü, hükümetin israile karşı takındığı tavrı yerden yere vuran yayınlarını aralıksız sürdürüyor.
SÖZCÜNÜN PATRONU BU SORULARA SESSiZ KALDI
iddialarla ilgili görüştüğümüz Sözcü gazetesi yetkilileri, yazılı soru geçmemiz halinde bu soruları cevaplayacaklarını söylediler. Soruları gönderdikten sonra ulaştığımız Sözcü gazetesinde Burak Akbayın sekreterinden Patronumuz sorularınıza cevap vermek istemiyor açıklaması yapıldı. işte Sözcünün patronu Burak Akbaya yönelttiğimiz sorular:
1- Geçtiğimiz 10 Kasım 2010 tarihinde saat 10.00 sularında israilin Türkiye Büyükelçisi Gaby Levinin Sözcü gazetesi genel merkezini ziyaret ederek sizinle bir görüşme gerçekleştirdiği iddia edilmektedir. Bu iddia doğru mudur?
2- Bu görüşmede, gazetenin yayın politikası açısından bağlayıcılığı olan hangi konular görüşülmüştür?
3- Bilindiği gibi Türkiyedeki gazeteler büyük oranda kağıtlarını yurtdışından karşılamaktadır. Siz gazete kağıdını nereden, hangi kanallar ve hangi şirketler vasıtasıyla almaktasınız?
4- Görüşmede aracı olan ve israile yakınlığıyla bilinen Ali Arbelin gazetenin reklam alması ve kağıt masraflarının karşılanmasında oynadığı rol nedir?
5- Gazetenizin, Mavi Marmara saldırısı sonrası israille bozulan ilişkilerde hükümeti sorumlu tutan yayınlarında bu görüşmenin herhangi bir etkisi var mıdır?