beşiktaş kalesinde, esirlikten imparatorluğa uzanan bir hikayenin baş kahramanıdır rüştü reçber. 3 hafta önce taraftarların ağır küfürlerine, '' rüştü'yü bize verin başka bişey istemiyoruz! '' larına aldırmamış özellikle oynamak istemiştir, en sonunda dün geceki man u maçıyla her yerini öptürmüştür taraftarlara, padişahım çok yaşa olmuştur. daha öncede pendik facialarından barcelona kalesine uzanan bir macerası da vardır rüştü'nün. örnek alınası bir kişiliktir.
"önemli maçların sakat kalecisi" ünvanlı kalecidir. lakin kendisi bu ünvanı fenerbahçe ve manchester utd. maçlarında kalesini gole kapayarak herkeslere yedirmiştir.
kariyerine antalyaspor'da başlayan sonra fenerbahçeye transfer olan ve sayısız başarılara imza atan türk kalecidir.bazı zaafları olsa da şuan tartışmasız türkiye'nin en iyi kalecilerinden birisidir.son manchester united-beşiktaş maçında iyice devleşmiştir ve yeteneklerinin hala körelmediğini kanıtlamıştır.
barcelona'da victor valdes denen kazmayı geçemeyip kulübeye mahkum olan, oynadığı maçlarda da kevgire dönen, bunlara rağmen kendisini oynatmadığı için hala rijkaard'a çemkiren kaleci. maçtan önce gidip elini sıkmamış.. rijkaard o gece uyuyamamıştır sabaha kadar neden elimi sıkmadı diye, ne kadar kötüsün sen ya.
yıllar geçmesine rağmen iyi mi kötü bir türlü anlayamadığım kaleci. bir tek iyi özelliğinden eminim o da özgüveni. bu adam gerçekten güveniyor kendine. belki de kusurlarını bununla örtebiliyor. haa bir de yan hakem olursa türkiye ligi dünyanın en az gol atılan ligi olur bu da başka emin olduğum bir şey. her gol ofsayt amk.
dün oynanan denizlispor maçında çekilen bir şutu kornere çelmiş, fakat pozisyonu iyi süzemeyen hakem aut vermiştir. Rüştü hakeme defalarca parmak uçlarını ve korner noktasını işaret etse de kabul ettirememiştir.
uğur meleke'nin bugün milliyet'te yayınlanan yazısının baş kahramanı.
-------------------
Dünün saygı duyulacak esas adamıysa Rüştü Reçber'di. Futbolcusu, antrenörü ve hakemiyle Avrupa'nın eliti içine girmiş Türkiye'yi paçasından aşağı çeken en büyük problem: "erdem zafiyeti"... Hakemi ve rakibi aldatmanın âdiyattan sayıldığı, en basit taç atışında bile haksız kazanç sağlamaya çalışan ve yüzü hiç kızarmayan 500 küsür adamın yarıştığı Süper Lig'de böyle bir sporcu olduğu için çok şanslıyız.
30 senedir hemen her gece rüyamda Süper Lig'de futbol oynadığımı görürüm. Eğer rüyalarım 1 günlüğüne gerçek olsa ve bir seferliğine yeşil çime çıkma şansı bulsaydım; sizi temin ederim, Hagi gibi bir frikik, Rıdvan gibi bir çalım atmanın değil, Rüştü gibi topun kornere çıktığını itiraf etmenin gururunu yaşamak isterdim. iyi ki varsın Rüştü...
uzun yıllardır beşiktaş'ın maçlarını kaçırmamaya özen gösteririm. bu zamana kadar ezeli rakiplerimiz olan fenerbahçe ve galatasaray'ın birer futbolcusuna derbi öncesi çiçek verildiği ve buna kimsenin itiraz etmediğini, aksine alkışladığını gördüm. bunlardan biri galatasaray'dan ergün penbe, diğeri ise rüştü reçber'di.
beşiktaş'a gelmeden önce de kendisini çok severdik, beşiktaş'a geldikten sonra yaptığı bu hareketlerden ötürü kendisine olan sevgi daha da arttı. 15 mart 2010 denizlispor beşiktaş maçında durum 0-0 iken yaptığı bu hareket ile ne kadar dürüst bir insan olduğunu bir kez daha göstermiştir. türkiye ligi ne sahtekar futbolcular gördü. rüştü'nün bu yaptığı hareketi ne kadar takdir etsem azdır.
denizlispor maçında yaptığı hareketle artık fenerbahçe ile hiçbir ilgisi kalmadığı anlaşılmıştır. o artık öz be öz ve en az en kral beşiktaşlı kadar beşiktaşklıdır. iyi ki varsın gururumuz rüştü. ee bir takımda hakem hatasını düzeltmek için çırpınan rüştüler, üşüyen rakibine eldiven veren serdarlar oynar; diğerlerinde de bülentler, arifler, emreler ve luganolar. aramızda bu fark da olsun yani.
oynadığı takım adına her şeyini ortaya koyar. geçmişte yaşanan birçok olay yüzünden, aziz yıldırım orada olduğu sürece rüştü fenerbahçe kulübünde olmak istemez. zico zamanında bir inat uğruna takımdan ayrılmıştı... ama fenerbahçe ile bir ilgisi kalmamış diyenler yanılmaktadır. ve her zaman fenerbahçe'li rüştü olarak kalacaktır...
hakemi ve rakibi aldatmanın ya da bunun için yavşakça rol yapmanın, yalan söylemenin, tribünleri tahrik ederek sürekli hakeme itiraz etmenin değişmez kural olduğu futbolda, böyle dürüst ve karakterli insanlar da varmış dedirten güzel kişilik.
ne kadar önemli bir oyuncu ve oyuncudan da öte kişilik ve figür olduğu 27 mart 2010 beşiktaş eskişehirspor maçı'nda bir kere daha anlaşılan türk futbol tarihi'nin en başarılı ve en iyi kalecisi. beşiktaş 0-2 gerideyken ve tüm takım dağılmışken tek başına ayakta kalıp takımı maçta tutuşu görülmeye değerdi. diğer bir takımcıkta da küpeli ve rakip taraftara edep yerini gösteren bir garabet oynar; ee bizim de o takımcıklarla bir farkımız olacak tabi.