Genetik bir mirastır. ilkel çağlarda ağaçların tepelerinde yaşayan uzak akrabalarımızın düşme korkusunun zamanla genlere kodlanmasıyla bizlere ulaşan bir hatıradır.
lise zamanımda dershaneye giderken, felsefe hocam tarafından, bu durum bize şöyle aktarıldı. 5 yıl önceydi, tam olarak aklımda kalmasada şöyle bir şeydi; kişi gün içeriside gerek fiziken, gerekse ruhen yorulur ama bazen fiziksel olarak daha çok yoruluruz ya da tam tersi ruhsal olarak daha çok hırpalanırız. işte gece yattığımızda fiziksel ve ruhsal uyku aynı anda başlamazsa; yani, birisi daha az yorulduğu için geç uykuya daldığında bu düşme hissini yaşarız.
doktorun dediğine göre böyleymiş yani rüya ile alakası yokmuş;
Yorucu bir günün sonunda gelen uyku esnasında kaslarımızın ani kısa kasılmalar geçirmesi, boşluğa düşme hissine neden oluyor. Çoğunlukla uykuya dalmadan hemen önce bu şekilde bir hisse kapılmak, çoğu insanın başına gelen bir durum. Çok büyük bir ihtimalle vücudumuzun uykuya fizyolojik olarak hazırlanışı esnasında meydana gelen belirli elektriksel ve hormonal değişimlerden kaynaklanabiliyor.
tokat yersen harbi yiyorsun kalkınca canın acıyor. ilginç birşey rüya harbiden ruh yolculuk mu ediyor nedir. bi ara bi dönemim vardı paso dayak yiyordum rüyalarımda.