cahil cühela takımının, akıllarınca yüklenmeye çalışırken, en temel tezlerini yalanlamalarına sebep olan yazardır.
efendim, neymiş? şahsi mülk olmayıp, devlet arazisi veya malı niteliğindeki mülkler üzerine tesis edilen vakıflar, gayr-ı sahih olup, lüzum olduğunda el konulabilirmiş. bu konuda söylenebilecek çok söz var ama asıl noktayı kaçırmamak için "öyle olsun" deyip geçeceğim. XV. yy osmanlı'sında "devlet mülkü - padişah mülkü" ayrımı olup olmadığı tartışmasına girmeyeceğim.
peki ayasofya fatih sultan mehmet'in özel mülkü müdür? iddiaya göre, babalarının vakfettiği, kendisinin el koyduğu topraklar, binalar, babalarının malı olmayıp, devletin malı olmaları hasebiyle "gayr-ı sahih vakıf" hüviyetindeydiler. o toprakların ve binaların ele geçiriliş yöntemiyle, ayasofya'nın ele geçiriliş yöntemi arasında fark yoktur. iddia sahiplerinin tezleri geçerliyse, ayasofya da devletin malı olup, gayr-ı sahih vakıf niteliğindedir. yani türkiye cumhuriyeti devletinin malıdır. devletin yöneticileri, buyurulduğu gibi, gayr-ı sahih vakıfları lüzum gördüklerinde tasfiye edebilirler. 1935'te yapılan da budur.
öyleyse "vay fatih'in vakfiyesine aykırı davrandılar" diye tantana etmenin alemi ne? fatih, babalarının, dedelerinin vakıfları hususunda ne yaptıysa, cumhuriyet yönetimi de aynısını yapmıştır.
2. bayezid meselesine gelince... işte yobaz kafası böyle işler. onlara göre, -hele ki işlerine geliyorsa- güçlü olan, bir şekilde tahta çıkmayı başaran çok düzgün insan, kaybeden ise alçağın önde gidenidir. kaybeden fatih'in oğlu olsa bile!... 2. bayezid'in içkici olduğu şayialarını cem sultan yaymış. yani kardeşine iftira atmış!..
bu kafa hep böyledir. örneğin meşru padişah olan, üstelik iddialarına göre "veli" lakabını hak edecek kadar dindar olan babası 2. bayezid'e isyan eden, asker toplayıp onunla savaşan yavuz sultan selim, islam hukukuna göre "baği" sayılması gerekirken, "cennetmekan" derler
(#23978737) inanılmaz derece bilgi fukarası olan yazar. gerçi pek de yazamıyor ama neyse...
yine kendisinden bekleneni yapmış, zeka seviyesi nazarında ve bilgi birikimi muvazenesinde atmış tutmuş. bir de bunu sözlükte mühimseyen tiplemeler var. imdi, entry'sinde yazdığı deli saçması şeylere yanıtını verelim de, bir daha ağzını açıp konuşmaya haddi olmasın:
vakıf malı mülkiyet gibi dokunulmazdır ve evet, fatih sultan mehmet bazı vakıflara el koymuştur. ama bunlar normal vakıf değildi. vakıf, şahıslar tarafından ve mülk mallar üzerinde kurulur. vakfın şartlarını, kimlerin nasıl istifade edeceğini vakfeden belirler. devlet, hususî mülkiyete ve vakıflara el koyamaz. hatta vakfın şartlarını değiştiremez. bundan dolayı, ''şart-ı vakıf, nass-ı şâri gibidir'' denir. yani vakfedenin koyduğu hükümler, ayet ve hadis gibi muhkemdir, padişah dahi karışamaz. bazı hallerde sultan, devlete ait araziyi, mülkiyeti devlette kalmak ve gelirleri bir hayır cihetine sarfolunmak üzere vakfeder. devlet, böylece sağlık, maarif ve bayındırlık gibi amme hizmetlerinin yerine getirilmesini kolaylaştırır, amme hizmeti görüp de hazineden hakkı doğanlara gelir temin eder. hakiki manada vakıf olmadığı için bunlara 'gayr-ı sahih vakıf' denilir. bu nedenle gayr-ı sahih vakıf, lüzum görülmesi halinde hükümet tarafından iptal edilebilir. bu dinen de caizdir. mısır'daki memluk sultanlarından berkuk da bu vakıfları iptal etmek için bülkinî, ibn cemâa, bâbertî gibi zamanın meşhur alimlerine danışmış ve onaylarını almıştı.
sultan fatih, bu tür vakıfların bazılarını asker ihtiyacı için tımara çevirmiş, yerine gelen ikinci bayezid de bunları ilmiyeye maaş olarak vermişti. işin aslından habersiz rumeli71 zihniyetindeki kimseler, bunu fatih'in dindeki lakaytlığına, ikinci bayezid'in de dindarlığına yormuşlar. bunu uyduranlar da bu akılsız tarihçilerdir.
ikinci bayezid'in içki ve afyon kullanmadığı, son derece dinine bağlı bir şahsiyet olduğu, bu şayiaları cem sultan taraftarlarının yaydığı, bunun sonucunda fatih'in oğlunun lalasına bir mektup yazarak ''oğlumu içkiye alıştırıyorlarmış, mani olun'' dediğini, lalanın da bunu yalanladığını ciddi tarihçiler bilmekteler. lakin kendisi bilmiyor.
trollerin, yobazların her tekdirini doğru yolda olduğunun kanıtı olarak gören kişidir.
sen habire "şöyle giyinen kadınlar böyledir", "şöyle yapan kadınla evlenen erkek böyledir" filan gibi başlıklar aç veya bu tür başlıklara destek ver, sonra "ötekileştirmeden", "kutuplaştırmadan" şikayet et! yok öyle yağma...
kutuplaştırma ve ötekileştirme hastalığında zirve yapmış sözlük kişisi.
olum, abdülhamitçiyiz diye adamakıllı bir amaçla, titizce ve iyiniyetle yazılmış bir esere sahip çıkamayacak mıyız la? ki o da abdülhamitçi isek daha...
başlamadan önce \'\'bahsettiğinin dışında düşünelim şu olayı\'\' demiştim.
ayrıca ben çelme takana çelme takmadığı için senin onu suçladığını söylemedim. sen karşılık vermemeyle ilgili değil daha önceden kötülüğü yapmayanı suçlamışsın. kafa çalışmıyosa hak ediyor mu?
mesela engelli hastalar rehabilite servislerinde aşağılık hasta bakıcılar tarafından şiddet gördüğünde, \'\'önce neden engelli, hasta bakıcıya şiddet göstermemiş ya da bişe yaptığında karşılık vermemiş\'\' demek gibi bir şey seninki.
ayrıca ben bu komplo meselesiyle ilgili bir şey dedim mi? o konunun dışında bahsedelim dedim. senin \'\'kötülük yapılan, kötülük yapmadığı için kötülüğü hakeder\'\' mantığına karşıydı tepki.
yok islamaymış komploymuş sonra başkası çıkıp yahu ne komplosu gibi sözler içeren çıkmazı olmayan bi muhabbete değildi tepkim.
Bilgi birikimi yüksek, olaylara bakış açısı mantıklı, eli ayağı düzgün entryler çıkarabilen nadir onuncu nesil yazarlarından. TC ve Atatürk düşmanı yobazlara verdiği ayarlar da cabası.
dindar müslümanlar(!) tarafından sözlükte sanal sarkıntılık yapılan kadınları savunmak için, illa kadın olmaya gerek olmadığını bilecek kadar uygar erkektir.
Cinsiyeti onemli olmayan, kadin veya erkek ki bu bizi baglamaz, gercekten guzel yazdigina inandigim bi' yazar. Onun gibileri sozlukte gormekten mutluyuz.
yahu bilmem kaç yıl önce okuduğum kitap. okumamış olsam içeriğini nereden bileceğim? ilk taşı hayatında hiç unutmamış olan insan üstü yaratıklar atsın...
cahilliği boydan akan yazar ve bu cehaletin ortasında ismail beşikci'yi eleştirmeye kalkıyor, hayır eleştiremezsin demiyorum ama önce bir oku ve en azından kimi okuduğunu bil. fikret başkaya'nın yazdığı kitabı ismail beşkici'nin yazdığını söyleyebilecek kadar yüce bir birikime sahiptir. bu da görseli, maazallah siler falan.