ruh diye bir şeyin aslında olmaması. insanı güzel yapan karakteridir ve karakter varoluşun özüdür. insan özü iyiyse o insan her daim iyidir kötüyse de kötü.
bu iyi ve kötü tanımını da toplumsal normlar ve bilinçaltı belirler.
ayrıca dinamiktir, dün normal olan bugün suç olabiliyor. bazı bölgelerde suç sayılan diğer bölgelerde normal de olabiliyor.
Hayatları boyunca türlü türlü kazık yiyip hâlâ aynı kalmaya çalışan insanlardır. bazıları gibi kendilerine zarar verenlere benzemek yerine güçleri yettiği kadarıyla hâlâ masum kalan insanlardır.
- insan, hayvan, ağaç canlı olan her şeyi sevmeleri.
- haddinden fazla empati kurmaları.
- hiç tanımadığı birinin sevincini ya da üzüntüsünü can-ı gönülden paylaşabilmeleri.
- istemeden de olsa birini üzdüklerinde, telafi edene kadar vicdanlarının sesi tarafından esir alınmaları.
- gözleriyle gülümseyebilmeleri.
- normalde çok yakın olmadığı insanların bile zor zamanlarında yanında olup kendilerinin aynı durumda yalnız kalmaları.
sakin görünmeyebilirler ama kimseyi ve hiç bir şeyi incinmiş görmekten hoşlanmazlar.
en önemlisi schaden freude nedir bilmezler, oysa bütün ruhu çirkinler fesatlık ve entrikadan beslenir ekmekten çok.
Bir yerlerde acı çekiyorlar. Sadece kendi acılarını değil sevdiklerinin acılarını çekiyorlar, sevilmediklerinin acısını çekiyorlar.
Zayıf ruhlarını teskin ediyorlar ağlayarak.