Atsız Ata'nın ideolojisini benimsemeyen ancak edebiyat sevdası olan her bireyin bile tek solukta okuyacağı eser. Üslup öyle güzeldir ki romanı okurken bir süre dünyadan koparsanız.
Hep derim bu roman eğer solcu bir yazardan çıksaydi öyle bilinir hatta sinemaya uyarlanirdi ki....
ama Atsız'in ya kıymeti bilinmez...
Kitap bitince hep şunu dersiniz;
"bir erkek, "ızdırap çekiyorum, sen de beni seviyor musun?" diye ağlıyor, bir kadın da buna "sus sus ben de ızdırap çekiyorum" diye cevap veriyordu."
ön yargıları, siyasal düşünceleri bir tarafa atıp bir edebiyatsever sıfatıyla okunması gereken roman.
en başta şunu söylemek gerekir ki nihal atsız'ın edebiyat ve tarih donanımının ne kadar geniş olduğunu gösterir bu kitap. yani okuduktan sonra "bu adam edebiyatçı ise biz neyiz?" sorusunu sorup duruyorum kendime.
kitaba gelirsek edebiyatımızın pek de alışık olmadığı hayal-gerçek, geçmiş-günümüz zıtlıkları üzerine kurulmuş ve tek kelimeyle psikolojik bir kitaptır. sorgular ve sorgulatır. kitabın sonuna doğru kurulan o büyük meclis ise kitabın özüdür. tanrı ve peygamber olgusu dahi selim pusat'In konuşmaları karşısında sessiz kalır.
4 ağustos 1972'de bitirilen kitabın devam mahiyetindeki kısmı ise nihal atsız'ın ömür vadesine takılıp kalmıştır. ayrıca nihal atsız'ın bir kaç şiiri de kitap konusu içinde harmanlanıp okuyucuya tanıtılır.
sonuç olarak sıradışı bir sorgulama ve psikoloji kitabıdır. 298 sayfa boyunca imgelerle, geçmişle, sorgulamalarla, hayaller ve halisinasyonlarla arkadaşlık eder durursunuz. mutlak seveceksin şiirinin ise kitap bittikten çok sonraları bile hafızanızda yer ettiğine çok çok şaşıracaksınız.
Hüseyin nihal atsız beğin yazdığı mükemmel kitap. Başları biraz sıkıcı ama belli biyerden sonra soluksuz okuyorsunuz. Eski basım kitapları kütüphanelerde bulmak mümkün yeni basımlar ise tüm kitapçılarda var.
Hüseyin Nihal Atsız'ın muhteşem romanı. içinde geçen geri dönen mektup şiiri ayrıca muhteşemdir. Atsız hakkında önyargılarını bir kenara bırakıp okursa Edebiyatla ilgilenen birinin beğenmeme ihtimali yoktur.
Gerçek kıymeti bilinmemiş ve aslında çok sürükleyici ve derin bir içeriğe sahip Hüseyin Nihal Atsız romanı. Siyasi ideolojisi nedeni ile bu kadar arka plana atılması bu etkileyici kitaba yapılan bir haksızlıktır. Fransız eşi sayesinde Avrupa'ya açılan Yaşar Kemal'in kendini bir yerden sonra tekrar etmeye başlayan ince Memed serisine gösterilen alakanın milyonda biri neden bu romana gösterilmez anlamıyorum.
Bir iç hesaplaşma ve dolaylı bir itirafın sembollerle üstü örtülmeye çalışılmış halidir.
Sembolizmin doruklarında dolaşan,psikolojik tahlillerin sayfalardan fışkırdığı ve geçmiş-gelecek,hayal-gerçek gibi edebiyatımızdaki klâsik bunalımları içerisinde bolca bulunduran hüseyin nihal atsız romanı. Alışılmışın dışında bir eserdir. Şiirler eserin etkileyiciliğini arttırmakta ve selim pusat'ın taparcasına yaşadığı aşkı daha iyi yansıtmaktadır.
Ama bu derecede bir romanın hacminin biraz daha büyük olması gerektiği kanısındayım. Bazı noktalar aceleye gelmiş gibi bir hava var. Kitapta psikolojik tahliller erken bitirilmiş. Bilemeyiz belki de kitabın büyüleyen özelliği de budur.
etkileyici vurucu bir roman. psikolojik tahliller benzetmeler tasvirler... müthiş! ger dönen mektup adlı şiirin yazıldığı kitap. atsız her şiirine bir kitap yazmış gibi duruyor mesela yolların sonu şiiri ile deli kurt romanının son kısmı aynı isimde. üstad önce roman yazmış orada yaşamış sonra da bunu bir özet mahiyetinde şiire dökmüş gibi.
--spoiler--
mutlak seveceksin beni bundan kaçamazsın...
--spoiler--
"Şahane prensesin gönülden gelen sözleri Pusatin içindeki hüznü dagitmisti. Demek ki, o da dost kalbe muhtaçti:
- Prensesim, dedi. Bunun klasik tek bir çaresi vardır. Fakat o çare de hemen daima nazari kalmıştır.
- Nedir?
- Işığı bastıracak daha parlak bir ışık
- Öyle bir ışık var mı?
- Var. Fakat o kadar yüksekte ki, düşünmek bile çılgınlık olur.
Leyla gözlerini Pusata dikerek birkaç saniye baktı. Sonra kendisini dayanılmaz derecede güzelleştiren gülümseyişiyle:
- Müsaade ediyorum. Beni sevebilirsiniz, dedi."
Sorusunu sordurtan harika psikolojik tahliller içeren kitap. Ayşe Pusat'ın yüce sadakati ve merhameti Güntülü'nün efsanevi.güzelliğinin çok ötesinde kalıyor bana kalırsa.
Şeref karakterinin ismi bile öylesine değil. Apoletleri sökmek bir askerin dünyadaki tek amacı askerlik olan bir adamın şeref'ini öldürmekti ama asıl şerefini olmaması gereken bir kişiye aşık olduğunda yitirdi asıl büyük kavgasını kendisiyle yaptı bir gece yarısı selim pusat.
Türk edebiyatı'nın en önemli eserlerinden biridir. Sembolizm bu kadar derin işlenemezdi. 14 yaşında okunduğunda aklınızda sadece Karakterler ve Şiirler kalır. Biraz daha olgun bir yaşta okunduğunda öyle derin izler bırakır ki. Pusat'ın her ruh gezintisinde siz de gezersiniz. Kitap edebî anlamda büyük bir eser bu kesin. Ancak ne kadar değerli ne kadar biliniyor derseniz pek değil çünkü on yargıyla okumuyor insanlar. Bu kitap Atsız'ın değil de herhangi bir yazarın olsaydı popüler olurdu. Ancak böylesi çok daha iyi. Herkesin bir en sevdiği vardır. Şahsım adına da deli kurt'tan sonra benim de enim budur. Ayrıca küçük bir tavsiye, Atsız'ın biyografisi niteliğinde olan bu romanı diğer kitaplarından önce okumanızı tavsiye ederim. Kalemine Üslubuna sert diline en çok burada alısacaksiniz..