dış politika'da özellikle rumlara karşı takınmamız gereken tavrın rte' tarafından rum parlementermarios matsakis'e gösterilmesi.
o kadar ılımlı politaka geyiğinden sonra ilaç gibi geldi.
''''Sen anca başını salla. Aslında bizim ülkemizde tam bu duruma göre güzel bir söz var, ama burada olmaz'''' derken bahsettiği sözü de çok merak ettim.
kafa sallama ile ilgili sözü sarfetmemesinin tek nedenini, çeviriyi yapan kişiye acıdığına bağladığım bir konuşma. *
emme basma tulumba olduğu varsayılırsa bu sözün, harbiden emme'yi basma'yı bir nebze tulumba'yı nasıl çevirecekti. yine anlamaz yine başını sallardı. bu defa "salla başını al maaşını" derdi. yine anlamazdı. *
--spoiler--
-Ülkenin birinde bakan,kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.
-Nihayet;Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve
-ilan etti; Pazar günü saat 10 da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçecek.
-Pazar sabahı saat 10 da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu
-Bakan yüzme bilmiyor!
--spoiler--
başbakanımız bu ülkenin bazı goygoycularına ne yapsa yaranamayacağı için bazılarının anlayamayacağı harekettir. onların yaşam felsefesi başbakana ve ak partiye hakaret etmektir. ama hiçbir alternatif gösterdikleri görülmemiştir.
1453'ten beri akıllanmayan rumları fırçalayan türk liderler grubuna ( fatih sultan mehmet , atatürk , ecevit , fatih terim ) tayyip erdoğan'ın da katılma olayıdır.