bizim 'halk' olduğumuz yerde recep tayyib' in başbakan olmasıyla aynı şey.yani çoğunluk biziz değil mi? ve biz bu ülkede yaşamak zorundayız,yaşayacağız da evet. ama onu başbakan olarak orada tutmak zorunda değiliz. bu bizim elimizdedir ve hiçbir şeyi çekme gibi bir zorunluluğumuz yoktur. biz ne istiyorsak o olur. lakin; halkın büyük bir kısmı bu adamın bizi yönetmesini istiyor ki hala tepede tutma çabasında ve 2023 projelerinin peşinde. bir silkelenin kardeşim açın gözünü... halkın %47 si bunu istiyor olabilir lakin diğer kısmı da bu toplumun büyük bir kısmını oluşturuyor ve bu kesim bu adamı istemiyor.dolayısıyla ben bu adamı seçmedim, başbakanım olarak görmek istemedim, oy vermedim.. yani benim başbakanım falan değil, o yüzden onun da varolduğu bir ülke de yaşamak sadece beni daha duyarlı ve daha muhalif bir insan yapar. avantajları da var yani..
daha iyisi gelmedikçe, recep tayyip erdoğan öncesindeki iflas etmiş, memuruna işçisine maaş ödeyemez durumdaki, postallıların ve cüppelilerin perde arkasından ülkemizi yönettiği dönemlerden daha iyidir erdoğan başbakanlığındaki ülkede yaşamak.
tarihin öznesi olmak demektir.. sıradan insanın omuzlarında yükselen bir ülkeye şahitlik etmek demektir. devletin yüceliği safsatasının toprağa verilişine eşlik etmek demektir.. cumhuriyetin jakobenleri tarafından siktiredilmişlerin, iadeyi itibara mazhar edildiklerini görüp de umutlara gark olmak demektir.. başarılı olan ülkeri görüp de, acziyetini tarihe sığınarak ört bas eden millet portresinden, neden olmasın diye haykıran millet portresine geçiş yapmak demektir.