105.
türkçesi gayet iyiyken kim s... ingilizceyi. zaten rte felsefesini anlamıyor ingiliz kafası. dilini konuşsa ne konuşmasa ne!
106.
köpek balığı: dog fish
aziz kardeşlerim biliyorsunuz white sea'yi, dog fishlerden biz arındırdık!!! biz!!!!
107.
Cesaretinden dolayi kutlanmasi gereken basbakandir.
"One minut" diyerek davos'da tarih yazmistir.
108.
amerikayı kınıyorum: i am making kı to amerika
109.
ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim: i love that you loving me.... işte bunlaaar ceehaapeee'nin kalıntılaarııı....
110.
bana bir masal anlat baba: me one story tell father
111.
(bkz: one minute )
kısa ve öz. ingilizceyi dayınlanmak için kullanananlar için yeterlidir.
112.
akpkk'dan nefret eden biriyim. videoyu izledim. ingilizce bilen biri olarak you shall not kill daha başka hangi şekilde telaffuz edilebilirdi bir fikrim yok. ayrıca sırf göstereyim diye bu video yu koyan yazara da içimden küfrettim. başlardım armenian genocede'nizden, 1,5 milyonunuzdan ama konumuz o değil.
113.
kime diyorum: i am saying to kim
114.
kablosuz mouse: the fare without the cable
116.
(bkz: white sea )
Daha da bir şey soylemeye gerek gormuyorum.
119.
one tek dileğim var mutlu ol yeter.
120.
Mına koyayım. Put on your pussy.
121.
inaf, ay don't nov ingliş enimor.
122.
Bu muhabbetler artık baydı: these conversations were man yet.
124.
karşılaştırıldığında fatih terimin açık ara farkla kazanacağı olaydır.
125.
van miniü van minüt imam olamamış adamın ingilizcesi bu işte ne bekliyorsun daha fazla allasen.