" yazarların nick altlarında çok fazla hata aramayın. subjektif entryler girilebilir, bazen geyik de yapılabilir. gözü rahatsız etmediği sürece ayrıntıları düşünmeyin. "
notuyla, "gözü rahatsız etmediği sürece" açılımıyla sözlük formatı'na yepyeni bir bakış açısı getirmiş moderatör.
sözlük moderatörlerinin tarafsız olmasına yönelik bir gelenek olmadığını hesaba katarsak tarafsızlığı olağan karşılanacak moderatördür. en azından (ki en azı filan da değil, lafın gelişi...) tarafı yönünde burnunun dikine gidip diktatör triplerine girmiyor, kafasına göre entry silmiyor, çaylak yapmıyor. *
tarafsızdır.
nickaltı entryleri fazla eşelemeyin demesi de gayet yerindedir. zaten bu uludağ sözlük moderatör ekolünde yerleşmiş bir yaklaşımdır. gereklidir de.
nickini kızılayın çeşitli köprülerinde gördüğüm, bir yerden anımsıyorum diyip trink die ışık çatıran sözcük öbeği..işte işte bu bizim sözlük yazarımız*...
ankara'nın meşhur üst geçitlerinden birinin duvarında nice zamandır gözüme takılan bi yazıydı. rs ne la diye düşünüp dururken sözlükte nick olarak görünce kısa çaplı bi yarılma yaşadım. yazı kendisine aitse selamlarımı iletiyorum.
nicki ankara'nın her bi tarafına hayranları tarafından farklı şablonlarla yazılan moderatör.
"patron" dediğim anda biliyo ki peşpeşe onlarca soru gelecek. nasıl kurtulacak bilmem...
fırsat kolluyo biliyorum, silecek beni. *
rs-ne'h la; eski ibranice'de keçi tüccarı demektir.. nickin hikayesi ise şu şekil:
bir gün bu nickin içini dolduran moderatörümüz, yüce rss tanrısının kendisine verdiği 'ulu photoshop' programının free downloadını bulma görevi için hiçbir insanın gitmeye cesaret edemeyeceği uzaklıklara kadar gitti, medeniyetlerin bitişini gördü, dünyanın sonunu geçti, yeni medeniyetler gördü..
ve yıllar yıllar sonra, bu ulvi yürüyüşün kaderiyle, afrika'nın gaddar anası büyük sahra'da kaybolmuştu, bugün rs ne la diye bildiğimiz kahraman..
suyu bitmişti.. tıpkı umutları gibi.. hayal meyal kendisini kızılay meydanı'ndaki burger king'de ölene kadar bekleme yemini etmiş sevdiceğini,ve yüklendiği misyonu hatırlıyordu.. ama artık her şey bulanıktı..
yorulmuştu.. güneş, kızıl bir vakum gibi bütün gücünü çekiyordu.. oracıkta kendini yere bıraktı, gülümseyerek.. acı ve sıcaklık, susuzluk sonunda bitecekti..
...
gözlerini izbe bir kulübede açtı.. hemen yanında templar, bir lap top'tan porno izliyordu..
+ be-ben, ne-redeyim? s-sen de kimsin ey yabancı? br-brandi belle mi o? o kız çok tat-tatlı ya..
- he ya.. ama benim ilgi alanıma pek girmiyor..
+ niye ki?
- huyum kurusun, ben daha çok hayvanlı şeyler seviyorum.. mesela damızlık bir keçi, benim için jennifer lopez'den bile çekicidir.. seni de çölde kaçan keçimi ararken buldum.. zavallıcık bileklerini kesmiş..
+ hmm.. anlıyorum.. ben kaçayım yavaştan hanım bekler..
- keçi mi?
+ yok normal insan..
- yengeye selamlar abi.. ne zaman yolun düşerse..
+ tabii ki, eyvallah hocam kurtardığın için..
ve böylece çıktı kulübeden o şanlı moderatör.. tam bahçe kapısını kapatacaktı ki, o sesi duydu: ''bee-ee!''
çocuk denebilecek yaşta bir keçiydi bu.. ahıla kilitlenmişti.. kahraman, oraya doğru yürüdü.. içeride kendisine mahsunca bakan 10 kadar keçi vardı..
yapamazdı.. eğer onları orada bırakırsa, inandığı her şeye, milletine ve yüce rss'e ihanet etmiş olurdu..
ahılın kilidini kırdı, keçilerle birlikte kaçtı oradan..
bir köye varınca da, keçileri iyi bi paraya safın tekine okuttu.. ''bunlar altın yumurtlayan keçi..'' dedi.. keçileri satan alan adamın adı moderator ıshak'tı.. moderator, ''benim de adım moderatör, senin de görevin moderatör, senin adın bundan sonra, keçi tüccarı manasına gelen rs-ne'h la olsun mu lan?'' dedi..
insanlık tarihinin gördüğü en salak isme sahip olan bu yabancıyı kıramadı rs-ne'h la.. ve o günden sonra kendini böyle tanıttı herkese..
işte böyle dostlar.. artık adamı nicki konusunda rahat bırakın, çünkü bu konu hakkında konuşmaktan hoşlanmıyor.. neden diyecek olursanız, nasıl oldu bilinmiyor ama o keçiler harbiden altın doğurdu..
moderator ıshak'ın nicki zall evet..
insan sevdiğini yerden yere vururmuş ya,
rs ne la da sevdiğini siliyor.
kendimden bilmiyorum, bi arkadaş söyledi. *
sevgisini çaylak ve silik yaparak gösteren moderatör.