Roma hukuku birinci sınıfın kimine göre en eğlenceli kimine göre de -benim de dahil olduğum grup- en dandik ve sıkıcı dersidir. Roma hukuku I tamamen tarihsel bilgilerle ve latince kelimelerle doludur ezberleyin durun. Roma II yani Roma borçlar özel hukuku de borçlar kara avrupasi hukukunun temeli oluşturduğundan ayrı bir önemle anlatılır. Her zaman dandik bir ders olarak görmüşümdür. Sevilmez.
zevk aldığım tek hukuk dersidir. hikaye gibi gelir. roma borçlar bile. insanlar bir tek romadan sıçar ben en yüksek romadan alırım. (bkz: bu terste bi düzlük var)
fakülteye başlayan öğrencilere ilk başta sevimli gelse de, sonradan hep aynı tempoda ilerleyen, grafik, tablo ve sınıflandırmalardan ibaret olarak ilerleyen derstir. aralarda latince tabirler pek can sıkmaz, çünkü bildiğim kadarıyla hocalar mutlaka latincelerini ezberleyin demez. ama yine de diyebilir diyerek üstünde durulur.
hukuk fakültesi 1.sınıf öğrencilerinin tartışmasız en çok küfür ettikleri derstir. milyon tane latince dava, sözleşme ismi ezberlemekten anasını ağlatır öğrencinin.
giriş - roma tarihi, roma eşya ve roma borçlar olmak üzere 3 kitabı bulunur bu dersin. finalinde direkt geçmek büyük bir başarıdır. zor bir ders olarak gözükse de imkansız değildir geçmek. her derste olduğu gibi, iyi ve düzenli çalışmak yeterlidir başarılı olmak için. şu an ki pozitif hukukun çekirdeğini, temelini, özünü oluşturduğu için de ayrı bir önemi vardır ki bu da lisans eğitiminde dersin görülmesini zorunlu kılar ister istemez. hatta bir ara dersin lisans eğitiminden kaldırılması gündeme gelmiştir ama daha sonra buna karşı olarak açılan dava ile reddedilmiştir ve uygulamaya gidilememiştir.
bir eşya hukuku, bir iş hukuku değildir.
söyleyemeden yazdığımız insan ve kitap isimleriyle dolup taşmıştır. bazı öğrenilenler medeni hukukta işe yarar, bazıları bir boka yaramaz.
benim sadece 6 derste görüp bitirdiğim derstir. evet yanlış okumadınız. siz 1 tam sene boyunca görürken ben yalnızca 6 ders gördüm. çünkü bizde "hukuk tarihi ve roma hukuku" adlı olmak üzere 1 tek ders vardı. 3 krediydi ve ikinci dönem görmüştüm.
tarihi sevenler için ilk başta güzel gelen lakin ilerleyen derslerde başınıza çok iş açacağını düşündüğünüz hukuk fakültesi 1. sınıf dersidir. 5 kredilik bir ders olması ve roma hukukuroma borçlar hukukuroma eşya hukuku olmak üzere 3 kitaptan oluşması sizi stres küpü yapıp bu dersten hiç geçemeyeceğinizi düşündürtür. ancak azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz efenim. yaklaşık 2 haftanızı bu derse adarsanız geçilebileceğini düşündüğüm derstir.
hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencilerinin baş belası olan derstir. ders buram buram tarih koktuğundan mıdır, yoksa sıkıcı bir ders olduğundan mıdır bilinmez birinci sınıfların daha ilk senelerinde yaz okulu/büt kavramları ile tanışmalarına vesile olur.
ilk yıl öğrencilerin en çok çalıştığı sınavlardan biri olur hukuk fakültesinde. ayrıntılarıyla herşeyi bilerek girilen sınavlardan bütünlemeye kalarak çıkarsınız. ***
hukuk fakültelerinde 1. sınıfta okutulması zorunlu derslerden biridir.
ilk başlarda anlamazsınız
ne diyo bu hoca?
ben neden bu dersi alıyorum?
çok saçma bu bilgiler hayatımda nerde lazım olcak ki? diye söylenip durmanız muhtemeldir ama ilerleyen yıllarda görürsünüz ki aslında birçok dersin temelidir bu ders. ve tabi günümüz hukukunun ortaya çıkmasında da katkısı büyüktür roma hukukunun. ama tüm bu gerçekler onun sıkıcı ötesi bir ders olduğu gerçeğini değiştirmez o ayrı.
süper geçti sanıp an itibariyle yaşadığım gibi finalinden 45 alarak sıçabildiğiniz hukuk fakültesi öğrencilerinin gözünün nuru derstir. ulan neron romayı yaktın hukukunu niye bıraktın dedirtir çoğu kez.
esmer latince kelimelerle süslü ve disiplinli bir hukuk sistemi ve onun dersi.
nefti ağaçların ördüğü harabe bir yeri andıran ve sütunlu bir fotoğraftan oluşuyordu kapağı.
doğru, bu ikinci kitabın kapağıydı.
birincisinde bir şerit halinde 'pax romana' yazısı altta da bir harita vardı.
göstermek içindi her şey 'italia'nın içindeki 'rome'yi..
bununla birlikte ortak bir nokta vardı ve şu kadardı ki,
her iki kitabın ilk sayfalarına ismimle beraber şu mısrayı nakşetmiştim:
'anlamak üzereyim neron'un roma'yı neden yaktığını'..
anladım mı peki,
sayılmaz.
sadece 'karanlık koridor'un anlamı yok eden birlikteliğini paylaştım şairle.
hukuk fakültesindeki ilk sınavımdı kendileri.
'lex commissoria yasağı' sorusunu yapmıştım
ve evimde dingin bir vaziyette öğrenmiştim, 85 aldığımı.
ve '..rağmen' hiç sevmedim kendilerini.
krallık devrinin, milattan önce parantez içine bir tire işareti ile ayrılarak yazılmış tarihleri açmadı beni.
cumhuriyet döneminin magistralarını; consul'ü, dictator'ü, praetor'u, censor'u,
şunu, bunu; bunu şunu sevemedim nedense.
roma halk meclislerinin içinde kendimi canlandırmaya muhayyilem izin vermedi.
peşi sıra gelen imparatorluk dönemlerinin kasvetli sayfalarında,
altını çizdiğim latince ifadelerinin içinde yok oldum.
on iki levha kanununun, praetor hukukunun, senatus kararlarının, imparator emirnamelerinin
azametli, yoksa korkutucu mu demeliyim,
kusursuz heykel soğukluğunu damıttım
derslerden, kitaplardan, pratik çalışmaların hızlı bozulan yazılarımdan, satılan notlardan.
kafamda vızıldayarak uçuşan ve sıcak ve pis bir sinir bozmasını peşi sıra getiren
kavramlar değil miydi;
lex aquilia, actio furti, conductio rei, corpus ıuris civilis, in integrum restitutum, rei vindicatio..
sonra, ıus civile, ıus honorarıum ayrımı..
biraz da, ıus civile, ıus gentium..
iustituones döneminden glassatorlara onlardan postglassatorlara,
klasik dönemlerden, postklasik dönemlere değin
bunların önceleri ve sonraları ile bereber bütün bir roma hukuku
kah 'anlaşmazlık hukukun ilk düşmanıdır' sözü gibi tekin,
kah 'kimse hakkından fazlasını devredemez' sözü gibi 'vay be' dedirtici,
kah 'bir mal eğer verildiği sırada alanın olmuyorsa, bu mal verilmemiştir' sözü gibi felsefik
açılımların belki de açmazların içinde,
beni düşündürttü, hapsetti, parçaladı, yuttu.
marcus ile, pius ile, varius ile hayali kısa hikayeciklerin içinde
bazen bir berber dükkanında, bazen yolda ayaküstü, bazen de bir evde tanıştım.
bu arada köleler özgür olamadı gitti.
yaptıkları ile efendilerinin pozisyonlarını yakın çekimden tekrar tekrar seyrettim.
hak ehliyetinden kılçık gibi çıkan kayyım ve vasilik koca roma'da 'baba'lığı kutsarken
yaş, cinsiyet, akıl hastalığı arka arkaya kafamın içinde çok defa kaydıraktan kayıyordu.