an itibariyle beşiktaş kariyerinde 134 maçta 62 golü bulunan brezilyalı forvet. takımda kesinlikle bulunmasını istemediğim huysuz nazlı bebektir kendisi ayrıca.
klasik brezilyalı futbolcudur. canı sıkılır top oynamaz morali bozulur trip yapar. halbuki almanlar öyle mi tak beynine mikroçipi ne istiyorsan onu yapsın di mi.
Juan Figer'in yine son dakikada cikip 1 milyon euro imza parasi istemesiyle askida kalmis transferdir. Yonetim Juan Figer denen zevzege haddini bildirirse transfer gerceklesecektir. umariz.
iş bu noktaya geldikten sonra bobo'nun takımda kalmasının hiçbir yararı olmayacağını düşünüyorum.
yine ve yeniden juan figer'in oyununa gelicez. Üstelik bobo'nun kariyer planı olduğunu düşünmüyorum.
yoksa bir oyuncu yunan ligine gitmek isteyip de fransa ligini geri çevirmez. tamam gideceğin takım lyon
değil belki ama sonuçta fransa liginde oynayacaksın. orası bir nevi açık pazar. tüm dünyanın gözünün
üstünde olduğu bir lig. oradan daha büyük takımlara gitme şansı olabilir(tabi bu haliyle değil). üstelik
bu adam daha 24 yaşında. ama bu iş tamamen duygusal. olan yine menejerlere giden kulüplerimizin
paralarına olacak. bobo için sorun yok bir yıl daha kalır. bir maç oynar on maç yatar. arada bir gol
atar kahraman olur. parasını alır. sonuçta seneye de serbest kalacak. gitmemek de haklı. delgado'dan
sonra elimizde patlayan ikinci oyuncu. geçmiş olsun
geç açılan futbolcu her sene basın yazıyor bobo gidiyor gidiyor ama senelerdir beşiktaşta düzenini kurmuş,türkiyenin en iyi takımlarından birinde,direk şampiyonlar ligine katılıcak gerizekalımı gitsin en güzel senede ayrılsın kolpa efendim bobo hakkında çıkan haberler.bobo her tatil dönüşü böyle mutsuz ama sonra fena patlar.
beşiktaş'a gelen en kaliteli yabancı diyebiliriz. bunu ben değil kağıtlar söylüyor. adam türkiye'de oynadığı süre zarfında beşiktaş için neredeyse 2 maçta 1 gol atmış. tamam ağır bir futbolcu gibi durabilir ama başarılı bir futbolcu olduğu öznel değil nesnel olandır.
nihata 4 milyon un verildigi bir takimda kendisinin sorun cikartmasi cok dogaldir.800 binlerle oynatamazsin sen bu oyunculari. geride oldugun bir maca sokamazsin kurtarici namina. ben olsam ben de oynamam. adam demez mi: 'bir yanda keloğlanlar diger yanda mevlanalar '...
hızlı futboluyla göz dolduran, yaptığı asistlerle eyvah eyvah dedirten, attığı gollerle gönlümde taht kurmuş bir futbolcu. Ama anlayamadığım nedenlerden dolayı harcanan bir futbolcu. Eldeki imkanlar mahiyetinde bu adamı işlemek varken, yerine nihat a kucak dolusu paralar saçılmıştır. ortasaha olarak gelen dos santos un bile 3-5 golu var iken nihatın haalen gol atamaması da ayrı bir olay.
beşiktaş dileseydi eğer bobo yu bir elmas misali işleyebilir, oynatabilir, moralini de iyi tutarak attığı goller ile etinden sütünden faydalanabilirdi. Ama ne yaptı Beşiktaş ? gitti fenerbahçe ile sidik yarışına girdi, gidip nihat ı aldı. Elde bobo varken ki bu bobo fenerbahçe ye kupa maçında 2 gol bir de çok şık bir asist yapabilmiş bir oyuncu.
Duyuyorum da boboyu manu. maçında kadroya dahil edilmemiş, valizini toplayıp ortamı terk etmiş. E bu adam ortamı da terk eder, bu kadar kaliteli bir futbolcuyken yedek kulübesinde takım egoları yüzünden çakılıp kalırsa Futbol da oynamaz.
Umarım bobo iyi bir klübe gider de kazaara bir maçta beşiktaş a 2-3 gol atar. biz türkler olarak narşistliğimizin ne kadar uç boyutlarda olduğunu işte anca o zaman anlarız.
geçen yılın devre arasına beşiktaş 6 puan geride ve 6. sırada girerken, sezonun ilk yarısı boyunca forvet hattında hep nobre oynamış, bobo yedek kulübesinde oturmuş, genelde 70 li dakikalardan sonra oyuna girmişti. sezonun ikinci yarısının ilk haftalarında nobre sakatlanınca mustafa denizli, bobo yu artık forvette 90 dakika kullanmaya başlamıştı.
beşiktaş'ın yükselişi forvet hattına bobo'nun geçmesiyle hat safhaya ulaşmıştı. çünkü nobre her ne kadar çabalasa da yetenekleri kısıtlı olan bir oyuncu. mesela topu orta sahada aldığı zaman kaleye gidemez, topa basar, etrafında adam arar. birebir kaldığında rakibini geçemez. ceza sahası dışında etkisizdir. fakat bobo, nobre'nin bu yapamadıklarının hepsini yapar.
bu yıl da benzer bir senaryo ile başlamıştı. olympiakos hikayesinden dolayı yine yedek kulübesine çekilen bobo'nun yerini yine nobre almıştı. ve beşiktaş kısır bir görüntü sergiliyordu. fakat üç haftadan beri bobo'nun nobre'nin yerine oynamaya başlaması ile beşiktaş hücümları kalite olarak bir seviye yukarı çekildi. wolfsburg savunmasını da oldukça zorladı bobo.
bobo sahada olduğu sürece, bu takım hep bir adım önde olacaktır. nobre, bobo'nun yedeği OLMALIDIR.
bugün lugano'nun o kadar çekmesine yüklenmesine rağmen yıkılmayıp golnü attığı pozisyonla eski bobo geri döndü dediğimiz futbolcu. geçtiğimiz 12 haftada omuz yiyince yere yatıyordu. bir de fenerbahçe ile trabzonspor'u ayrı seviyor bu adam.
13 numaralı formasıylaaaaaaaa...
da silvaaaaa...
bobooooo!!!
kaç defa duyduk bunu biz, kaç defa yankılandı kulaklarımızda?
türkiye'nin her yerinde, ligde, kupada, avrupada.
kaç defa coşturdu bizleri?
beşiktaş'a geldiğinde henüz 20 yaşındaydı, altyapıdan yeni gelmiş, çelimsiz bir çocuk misaliydi.
ne dalga uğraşmıştı bizim bas-ın onunla, kim bu kiiiim diyerek?
geldiği ilk maçta golünü atıyor ve bobo'nun beşiktaş macerası da böyle başlıyor.
neredeyse 4-5 yıl oluyor, biz boboyu, bobo bizleri tanıyalı.
kimilerimizin sevdası oluyor, kimilerimiz eh'i, kimilerimizin gitsin abi bu adamı.
değişik bir oyuncudur bobo çünkü.
hiç bir zaman sevinçten çıldıran, kafayı kıran, süper kupayı almış fenerli topçuların yerlerde sürünmesi gibi sevinçler yaşayan bir adam değildir.
yaşadığı en büyük sevinç kollarını açarak koşması ve gülmesi, eğer attığı golden çok keyif aldıysa goooooool diye kafasını sağa sola sallamasıdır.
vardır öyle tipler, dürtersin tepki vermez,
öyle bir adamdır işte bobo.
eşinin bile evde odun gibi bir adam dediği bir adamdır bobo.
yani öyle çok kişinin gözüne hitap etmez.
ama kalbe hitab eder işte bobo.
zamanı gelir en dandrikus pozisyonlarda nerdeyse çizginin üzerinden topu dışarı atar adamı dumura uğratır,
kimse atamaz, hadi len oradan denilen pozisyonlarda ise topu ağlarla buluşturur.
her zaman topu kalecinin bacakarasından geçirmeyi, iğne deliğinden topları sokmayı sever.
dedik ya bir pascal nouma gibi ilhan mansız gibi filip holosko gibi dışarısıyla yaşayan adam değildir bobo,
içine kapanıktır.
o yüzden dönem dönem küser bu arkadaşımız,
öyle de küser ki sahada göremezsin bile,
adeta yürür.
bir türlü form tutamaz, o form tutana kadar biz nefesleri tutar bekleriz.
ama öyle de bir coşar ki zamanı gelince,
golleri leblebi gibi dizer.
her transfer sezonunda basının bir numaralı malzemesi,
beşiktaş'ın tarihinin en fazla gol atan yabancı oyuncusu,
beşiktaş'ın türkiye kupasındaki en golcü oyuncusu,
ve avrupa kupalarındada muhtelemen en golcü oyuncusu olmaya aday karakartaldır bobo.
bana göre beşiktaş'ın evladıdır,
her maçtan sonra gelip formasındaki armayı öpen sonra o formayı bizlere gönderendir,
ama bunları şov için değil, yürekten yapanıdır.
o çelimsiz korkak çocuktan bugüne gelen yapılı ve bana göre türkiye süper liginin en iyi forvetidir.
herşeyden önce beşiktaş'lı duruşuna sahiptir,
o asaleti üstündedir.
gün gelecek herkes gibi gidecek o da,
bazılarımız yeri dolar diyecek, bazılarımız yok ya diyecek.
ama bundan yıllar sonra her şampiyonlar ligi maçı zamanında onun liverpool'a, marsilya'ya attığı golleri anacağız, her türkiye kupası konusu açıldığında fener'e nasıl taktığını anacağız, ne zaman bir derbi mevzusu olsa bobo gelecek akılları.
beşiktaş tarihinde yerini aldın,
ama en önemlisi gönüllere çentik attın.
beşiktaş'a gelen en kaliteli yabancı oyunculardan biri. belki de en iyisi. maç sayısını hatırlamıyorum ama 2 maç başına 1.25 gol ortalamasıyla oynuyor. bu da büyük bir başarıdır.
eğer türk statüsüne geçerse milli takımın kurtuluşu olabilecek adamdır.
en azından euro 2012'ye gideriz. aman izin ver bir zahmet sayın bakanlık sözüm size *
başka bir takımda oynamış olsa ciddi gol rakamlarına ulaşabilecek bir futbolcudur. takıma geldiği günden beri beşiktaşın bir hucum sorunu yaşadığı biliniyor.
futbolu olgunlaşmış ve bu yıl gol krallığına oynayabilecekken mustafa denizli tarafından yarım bir sezonu hem kendi hem beşiktaş adına heba edilmiş futbolcudur. nihatı kazanmak uğruna sürekli yedek tutulan, nobreye çok para bayıldık atsın artık bir tane psikolojisinden harcanmıştır. ikinci yarı sürekli oynatılmalıdır.