yıne rafael nadala kaybedebılmıs yasayan tenıs efsanesi. ister 2 numara olsun ister kaybetsin o her zaman pe'RF'ect. onunla aynı devırde yaşamak bile buyuk gurur, son gülen o olur umarım.
2009 avustralya açık finalinin ardından yapmaya çalıştığı konuşmayla kendisi ağlamış dinleyenleri de gözlerinde yaşlarla bırakmış büyük sporcu, büyük insan. rakibi rafael nadal'ın söylediği gibi tarihin gördüğü en büyük şampiyonlardan biri belki en büyüğü.
nadal'dan daha iyi olmasına rağmen bir türlü eski mental gücüne ulaşamadığı için sürekli olarak nadal'a kaybeden tenisçi. kendini toparlayamazsa da aynı şeklide yenilmeye devam edecek gibi görünüyor. nerede amerikalıların önünde tüm dünya ona karşıyken agassi'yi deviren federer, nerede şimdiki federer?
an itibariyle gael monfils karşısında basit hatalar yapan süper tenisçidir. ama buna rağmen harika, buna rağmen üstün durumda. o kadar zevkli bir maç ki, birkaç kere ağzım açık yakaladım kendimi. *
2008 Madrid Masters Kupası'nda kazandığı para ödülü ile tenis turnuvalarında kazandığı para ödülünü 43 milyon 300 bin dolara yükselterek, "tüm zamanların en fazla para ödülü kazanan tenisçisi" unvanını kazanan sporcu. daha önceki rekor, 43 milyon 280 bin 489 dolar ile pete sampras a aitti.
iki grand slam'i** 5'er kere kazanmış ilk tenisçi olarak tarihe geçmiştir.
ah bir de şu nadal çıkmadan roland garros'u alabileydi diye düşünürüm her turnuvada kıracağı rekorları düşünürken..
dünyanın en büyük tenisçisi. her sporcunun yaşayabileceği düşüş devrinde olduğunu sanıyorum. agassi'de, sampras'da, graf'da bu dönemlerden geçmişler, sonrasın da olağanüstü dönüşler yapmışlardı. üst üste 4 defa kazandığı bir turnuvayı yılın en formda tenisçisine kaybetmiştir. akabinde tu kaka edilmemesi gerekir diye düşünüyorum.seneye kaldığı yerden devam edecektir.
isviçre yi olimpiyatlarda 3. kez temsil edecek olan tenisçi. 2000 Sidney olimpiyatlarında dördüncü olurken, 2004 Atina da Çek Tomas Berdych e yenilerek henüz ikinci turda olimpiyatlara veda etmişti. bu kez, olimpiyat altın madalyasını hedefliyor.
wimbledon 2008 finalindeki oyunuyla başlarda saçımı başımı yolmama, kendimi yerden yere atmama, bağırmama neden oldu. bu halime dayanamayan babam iskambil kagıtlarından fala bakıp:
-üzülme kızım federal* kazanacak bu macı.
-ya ne kazanması baba ya 2-0 olmak üzere.
-olsun fal çıktı bak görürsün kazanacak.
_..?!...
federer ikinci seti kaybettikten sonra:
ss:of ya küstüm sana federer bi daha sevinmicem aldığın puanlara
artık bağırmamdan, her puandan sonra konuşmamdan, saçma sapan hareketlerimden bıkan annem:
-onun da çok da s.kinde. yolda görse seni suratına bakmaz. kız arkadaşı senin kadar heyecanlanmıyo. insallah nadal kazanır. biraz da onu destekle o da görevini yapıyo hem hep federer mi kazanacak!
ss:olsuuuuunnnn olsuuuunnn federerim kazansın.****
daha sonra çeşitli uğurlar denemeye başladım*. sonunda tüm aileyi dışarı çıkarmam (özellikle kız kardeşimi) sonuç verdi ve federer 2 set aldı.
tamam dedim formülünü buldum. federer artık kaybetmez. gerçekten de odada yalnız olunca federer puanları alıyordu ne zaman kardeşim odaya adımını atsa nadal puan alıyordu ama sonunda istediğim gibi bitmedi nadal hak edererek kazandı.
üzülmedim mi? çok çok çok üzüldüm ama yaşattığı o güzel duygular için, tenise doymamızı sağladığı için, gözlerimize bayram ettirdiği için* kendisine ve nadal a çok teşekkür ediyorum.
bu yıl kariyer grand slami yapma umutlarıyla geldiği roland garros tenis turnuvasından yine eli boş dönmüş raket. şüphesiz roger federer tenis dünyasının görmüş olduğu gelmiş geçmiş en iyi raketlerden biri. buna şüphe yok. lakin bugün rafael nadal karşısında göstermiş olduğu performans gerçekten büyük hayal kırıklığı yaşatmıştır. bu denli çok yönlü ve teknik bir oyuncunun nasıl böyle bir yenilgi aldığı cidden şaşılacak mevzudur. öyleki maç 6-1, 6-3 ve 6-0 gibi gayet ezici rakamlarla son bulmuştur.
elbette nadal'ın muazzam oyunu, ve toprak korta olan yatkınlığı es geçilemeyecek bir unsur. lakin buna rağmen böyle bir yenilgi bana kalırsa federer'in kariyeri boyunca aldığı en ağır mağlubiyettir.
tabi tüm bunlar onun yıllardır sürdürdüğü başarılı stilinden hiçbir şey götürmüş değil. o kesinlikle tenis dünyasının en iyi isimlerinden biri.
nasıl ki ismi bir galibiyetle zirveye taşınmadı ise bir mağlubiyetle silinmecektir.
şimdi gözümüz 2008 wimbledon'da. eminim yine her zamanki kendine has iyi oyunu ve muazzam duruşuyla bizlere seyir zevki yüksek oyunlar çıkaracaktır.
2006 yılında oynadığı 98 maçın 93'ünü kazanarak performansının zirvesine çıkmış tenisçidir. bbc'de bir yorumcu kendisini hakkıyla zorlayacak uygun rakip olmadığı için performansının kendiliğinden düştüğünü belitmiştir... keşe bu kadar düşmeseydi diyorum