performansının düşüklüğü yeni doğan çocukları gibi geliyor.
bu yıl çok fazla turnuvaya katılmadı zaten. katıldıklarında da beklenen performansı sergileyemedi. motivasyonunu kaybettiği çok açık. tüm konsantrasyonu ikizlerinde gibi sanki. babalığa da alışıp tekrar eski günlere döneceğinden şüphem yok.
son açıklanan dünya sıralamasına göre novak djokoviç'in ardından 3. sırayı almış tenisçi.. ayrıca nadaldan fark yemiştir.. nadalcı olsamda kendisinin yine nadalla 1. sıra için çekişmesi dileğimiz..djokoviç denen ergenin onun önüne geçmesi üzücü bir durum..
bir efsanenin daha sona ermesi gibi bir duyguyu tattıran. sahi ya 2000'li yılların başında neydi federer... kazandığı bir final sonrası nadal'ın, "benim kaderim de bu" diye gözyaşı döktüğünü hatırlarım dün gibi. tek yaşlanan federer değil sanırım be sözlük.
bugün tek kelimeyle berbat oynayan oyuncu. tomas berdych gibi kendisinden başarı açısından düşük bir oyuncuya yenilmek hiç yakışmadı. fakat berdych'e tebrikler,gözlemlediğim kadarıyla hiç pes etmedi.yarı finale çıkmayı hak etti.
en iyi olduğu dönemde bile belli bir oyun stili/karakteri olmayan isviçreli raket sallayıcı.
iyi servis atar ama asla en iyilerden değildir.
iyi servis-vole oynar ama asla en iyilerden değildir.
iyi geri çizgicidir ama asla en iyilerden.
bu böyle gider. o kadar olmasa da pete sampras'a çok benzetiyorum bu durumuyla. adamına göre oynuyor. bukalemun gibi.
oysa ivaniseviç, becker, agassi, nadal... bunların belirgin oyun karakterleri vardır ve izlemek keyif verir. (mcenroe'lara yetişemedim)
ivaniseviç ikinci serviste ace atardı.
becker hantaldı ama toplara çok güçlü vururdu.
agassi geri çizgi oyuncularının ağasıdır.
nadal'sa top nereye giderse gitsin çıkartabilen, hızlı ve yorulmak bilmez bir adamdır.
sevmiyorum böyle karaktersiz sporcuları da sanatçıları da. isviçreliler'i de sevmiyorum. doğal olarak roger'yi de sevmiyorum.
robin soderling adlı odun tarafından maalesef dünkü roland garros 2010 çeyrek finalinde 3-1 elenmiştir. ilk set sonrası sanki aklı başka yerlerde gibiydi. hele ki tam tempo yapıp maça geri dönecekken iki defa yağmurdan ötürü ara verilmesi ile olaydan tamamen kopup gitti. 23 grand slam üstüste en ez yarı final oynayarak bu açıdan da tarihe geçti tabi ki ancak keşke soderling denen kazmaya elenmeseydi.
adeta toplara koordinat veren, sabırlı oyunuyla rakibini yıldıran neredeyse kırılmadık rekor bırakmayan son yılların en başarılı tenisçisi.
dün soderling'e elenip taraftarlarını üzmüş olması bunları değiştirmiyor tabiki.
Bugüne kadar soderling'le toplam 12 karşılaşma yapıp hepsini kazanma başarısı gösteren ancak 1 haziran 2010'da oynadığı çeyrek final maçında (13.maç) soderling'e boyun eğen efsane kral.
canı sağolsun, bari 1 numaradaki yerini korusun!
2004 roland garros'da 3. turda gustavo kuerten'e yenildikten sonra ilk defa bir grand slamda yarı final görememiştir. aslına bakılırsa federer öyle çok kötü bir oyun oynamadı. ama söderling o kadar kuvvetli toplar attı ki atak oynarken görmeye alıştığımız federer genellikle savunma yapmak zorunda kaldı. keşke pete sampras'ın rekorunu kırabilmiş olsaydı ama yapacak bir şey yok. yine de en iyidir, kraldır, bu tür şeyler olurdur.
bu gün Roland Garros çeyrek final mücadelesinde Soderling'i yenebilirse hem 1 numarada kalma rekorunu kırmayı garantilemiş olacak hem de grand slamlerde üst üste yarı finale kalma rekorunu 24 e taşıyacak olan bir garip tenisçi, efsane..