vakur duruşun sembolü olan tenisçi. oyun disiplininden bir an olsun kopmuyor. bileği bükülene kadar pes etmek yok. efendiliği ise ez cümle tarafından adeta tasdiklendi. rallilerde seyretmesi en zevkli nadir oyunculardan. ace ondan sorulur zaten.
yalnız benim de dikkatimi celbeden bir durum var. o vakurluktan ve centilmenlikten asla taviz vermiyor. sevinçlerini bile öyle haykırmadan yaşıyor. adam kız istemeye gitmiş damat adayı gibi efendi. tabi herkesin hir duruşu var da, bu adamın ayrı bir payesi var sevenlerinde.
hadi be fedex. son bir kez daha bir sıçrama yap, al şu 1 numarayı tekrar, sonra da ister emekli ol, ister bodrum da domates yetiştir. yazın gelipte o domates fidelerini sulamayanı siksinler olm.
kendisine ikinciliği bile garipsemiş biri olarak üçüncü olduğunu görmek büyük hayal kırıklığı olmuştur. bir efsane daha mı bitiyor diye düşünmeden edemedim. inşallah kötü başlayan sezonu önündeki 3 grand slamde yakalayacağı başarılarla bize unutturur.
her grand slam de şampiyon olma hedefini gerçekleştirdikten sonra yeni hedefi aynı yıl içinde bütün grand slamleri kazanmaktı ama 2012 de büyük ihtimalle her grand slam artı olimpiyat şampiyonluğuyla altın grand slam mi öyle bir şey hedefleyecektir.
bir çok yardım kampanyası düzenleyen ve özellikle afrika'daki çocuklar içi çalışmalarda bulunan roger federer vakfının kurucusu.
vakıf adına rafael nadal ile yılbaşına özel bir maç yapmış ve tüm gelir afrikalı çocuklara katkıda bulunması adına vakfa bağışlanmıştır.
ayrıca maçı da kendisi kazanmıştır.
neredeyse sadece backhandle oynayarak efsane olmuş tenisçi. bunun da sebebi hiçbir rakibinin onun forehandine (ki gelmiş geçmiş en iyidir) top atmaya cesaret edememesidir. adamı yenmenin başka yolu yok.
soğukkanlılığıyla, kontrolü ve tempoyu elinde tutuşuyla 28 kasım 2010 atp finali'nde şampiyon olmayı hak etmiştir. son sette artık nadal'ın gardının düştüğünü görüp bir an evvel bitsin diye hırslı drop shotlar ile ipi göğüslemek istedi. seyir zevkini yüksekte tutan oyunuyla bravo.