Bir "efsane çöküyor", yüreğimizi kanatırcasına! Tenisin "teknik", "kondisyon" ve "konsantrasyondan" kurulu sacayağına fazlasıyla sahip bir oyuncuyken, gitgide kondisyonu zayıflayan ve buna bağlı olarak konstrasyonu dağılan bir Federer var artık karşımızda! Kortlara onun kadara yakışan bir tenisçi gelmeyeceği içindir ki, 2011 Amerika Açık Yarıfinali'nde olduğu gibi epik maçlarda aldığı her dramatik mağlubiyet, yüreğimizi tarifsiz acıtıyor! Tüm zamanların en iyisi olsa da...
djokoviçi elese bile nadala kaybederdi finalde. zaten son 3 senedir grandslamlardeki hiç bir nadal maçını kazanamamıştır bu adam. hala göze en hoş gelen oyunu oynamaktadır belki ama artık yenilmez ve en büyük olmadığı da ortadadır.
rod laver'ın 1962 ve 1969'da gerçekleştirdiği grand slam'e en çok yaklaşan tenisçi olmuştur 2004, 2006 ve 2007 yıllarında. 4 grand slam'den üçünü kazanmış, fakat roland garros'ta hep kaybetmiştir; çoğunlukla da ispanyol boğası rafael nadal'a karşı.
17 masters şampiyonluğu ve 16 grand slam şampiyonluğu gibi ağırlıklı olmayan bir kupa dağılımına sahiptir, bu da onun grand slam'lere daha fazla önem veren bir tenisçi olduğunu gösterir.
30 yaşına girmiştir ki 30 yaşından sonra grand slam şampiyonu olan tenisçi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. fakat önümüzdeki us open 2011'de ondan bir şampiyonluk beklemek de bir mucizeyi beklemekle eşdeğer sayılmaz.
tenisi sevmeme neden olan, 8 ağustos 1981 doğumlu, isviçreli, 16 tane grand slam kazanmış- ki bu çok büyük bir başarı- geçmişte rafael nadal ile çok büyük rekabete girmiş olan, tenisin gelmiş geçmiş en büyük tenisçisi olarak kabul edilen sporcudur. evli ve 3 çocuk sahibidir. yaşamıyla ve tenis kaiyeriyle herkese örnek olan büyük bir oyuncudur. şu anda dünyanın 3 numarası olsa da geçmişte 241 hafta dünyanın 1 numarası olarak kalmıştır. nadal ie oynadığı wimbledon 2006 finali izlenmeye değerdir.
en çok toprak kortta izlemeyi sevdiğim*, bana göre tenisin gelmiş geçmiş en büyüğü. bir kuşağa tenisi sevdiren, teknik ve zeki adam. biraz yaşlanmış, olacak o kadar federer reis.**
bugün tsonga ile yaptığı maçta ilk iki sette eski federer den örnekler sergileyen, sonrasında ise adeta sikerim lan tenisini, ben bodrum a domates yetiştirmeye gidiyorum dercesine maçtan kopan tenisin majestesi.
tekniğini konuşturan, güce dayalı oyundan ziyade estetik ve bitirici yani göze hoş gelen oyun oynayan ama karşılığını alamayan efsane tenisçi. son zamanlarda bir düşüş yaşıyor ama eski federer'in yerinde yeller esiyor diyemeyiz. rüştünü ispatlamış bir oyuncu nihayetinde. diğer tenisçilerin efor ve dirayetini onda göremiyoruz. maça asılmıyor değil, ama gardını düşürdünüz mü gerisi pamuk ipliği gibi geliyor. kariyerinde 2-0 öne geçip verdiği maç olmamıştır. 29 haziran 2011 tsonga federer maçında gördüğümüz gibi oyunu domine ederken bile maçı verdi. tsonga'nın insan üstü çabasını da görmezden gelemeyiz ama elleriyle hediye etti maçı. ama tenis dünyasının efsanelerinden biri olduğu tartışılmazdır, asla tefe koyulamaz.
--spoiler--
yaşlanan "her" sporcu, bakınız tenisçi demiyorum, sporcu diyorum, gibi çöküşe geçmiştir. doğanın kanunu budur arkadaşlar. "koskoca tenisçiye koyan tsonga" diye gezmeyelim ortada. "nadal federer'den daha iyi" diye de gezmeyelim. aynı yaşlarda ne yapmışlar ne etmişler ona bir bakalım. değil mi? daha adil bir kıyas olur belki.
sen kalkar ronaldo luis nazario de lima'nın son halini cristiano ronaldo dos santos aveiro'nun (boris becker yahut andre agassi falan demiyorum, hani futbolu çok seviyoruz ama tatil oldukça wimbledon'a takılıyoruz ya, daha rahat anlarız diye) güncel haliyle kıyaslarsan ne çıkar ortaya? ama bak ikisinin de kariyerlerinin zirvelerinde oldukları dönemlerine, hangisi daha şey?
not: yaşlanmaktan kastımız 50sine gelmek değil, yapmakta olduğu spor dalının yaş aralığında sonlara doğru yaklaşmış olmak.
--spoiler--
Lan tüh be adamın bu sene bi tane bile wimbledon maçını izleyemeden elendi finalde izlerim diyodum şaşırttı herkesi. bu adam da olmasa erkek tenisi de izleyeceknkaliteli adam yok lan.
nadal gibi düz ve kalasça vuruşları olmayan, son derece estetik vuruşlar yapan, teknik raket. ayrıca en zevkli tenis maçları şüphesiz içinde roger'ın olduğu maçlardır.
nadal hayraniydim ama uzdun bizi federer.. bilmem ust uste kac mac kazanmis djokovic in maclari heyecanlandirmiyor bizleri. gun itibari ile teniste artik teknigin biraz daha guce ve mucadeleye dayandigini ogrettin yenilmenle. olmadi fedex
hangi yıldı hatırlamıyorum ama kaybettiği wimbledon finali sonrası çocuk gibi ağlaması sonucu gözümden düşmüş tenişçi. he maçlarını izlerim o ayrı fakat benim için asla bir efsane değil o günden sonra.
not: 2009 avustralya açıkta nadal a kaybettiği maç sonrası ağlamış. lord nubunagaa ya bilgi için teşekkürler.