Diğer ismi "Concierto de Aranjuez" olan muhteşem eser.Bunu bir akşam bakırköy sahilinde kayalıklara hafifçe dokunan dalgaların sesi ve tepede dolunayla dinlemiştim.işte bu müziği dinlerken hüzünlenmediğim tek an o idi.
Bir zamanlar telefonumun alarm sesiydi her sabah o güzel gitar ezgileriyle uyanır sınıfımdaki arkadaşlarımın nekadar sıradan olduğunu düşünürdüm şimdi sabahları metalik suni bir sesle kalkıyorum ve bende sıradanlaşıyorum.
(bkz: Deniz gezmiş)
ispanya iç savaşı sırasında ve sonrasında Franco diktatörlüğünün halkına çektirdiği acıları, zulmü anlatan ve Faşizme karşı direnen devrimcilerin coşkusunu içeren bu muhteşem konçerto’yu Rodrigo görmez olduğu için bölümler halinde eşine yazdırmıştır.
Concierto de Aranjuez, varolanlar içerisinde çalınması en zor olan Gitar Konçertosu olarak bilinir. Ve Konçertoyu tam anlamıyla Paco de Lucia’nın çalabildiği söylenir. Bi alıntıyla da burdan usulca yol alayım.
Bana hep edirne'deki komşumu hatırlatır. Kendisi emekli zabıta müdürüydü. Balkondaki zilyon tane saksısını sularken bunu açardı içerden hep. Kendisi de eşlik eder, mırıldanırdı. Anlamsızca hoşuma giderdi falan.
Ha bu arada, sadece kendisi için değil aynı zamanda çiçekleri için yapıyordu bu dinletiyi.
Hava hafiften yağmurlu ve mevsim sonbahar, sararmış yaprakların arasından gidiyorum, patika bir yoldayım, kırsal bir yerdeyim...
Bu müziği telefondan açmışım..aklıma öyle hayaller geliyor ki anlatılmaz..sonra bu şarkıyı besteleyen Rodrigo yu düşünüyorum..3 yaşında gözlerini kaybeden bu dehasal adamı..Evet kördü..uzun yıllar yaşadı..
Ama insanları her dinlemesinde başka dünyalara götüren ve mutluluk ile hüzünü bir arada yaşatan bu besteyi yaptı.
Sonra birden duruyorum..bakıyorum müzik bitmiş..tekrar başa alıp dinlemeye devam ederek yürümeye devam ediyorum yağmur yağarken sararan yaprakların arasında.
Deniz Gezmiş'in idamından önce son duymak istediği ezgi.
Her dinleyişimde ya da bir yerden kulağıma geldiğinde bunu düşünür ve hüzünlenirim.
“O sahneyi çok iyi somutladım; bir mitinge gider gibi gideceğim idama, asılma günü gelip çatınca o sevdiğim giysilerimi giyeceğim, postallarımı, parkamı… Beyaz ölüm gömleği giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim, tıraş falan da olmayacağım. Önce gidip orada oturacak, bir sigara yakacağım, sonra demli, güzel bir çay içeceğim. Haa bak, Rodrigo’nun o ünlü Gitar Konçertosunu da dinlemek isterim orada. Sanırım asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler… Sonra urganı kendim geçireceğim boynuma ve dönüp orada asılmamı seyredenlere, ‘burada ölen yalnızca bedenimdir’ diyeceğim. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, düşüncem yaşayacak.” diyecekti Deniz Gezmiş, 1972 yılının 6 Mayıs’ında asılmadan önce…