gerçekten iyi futbolcudur. ama brezilya milli takımında oynayacak kapasitede bir adam değil şahsi fikrim. ki dunga denilen dingilin milli takımın nasıl ağzına sıçtığını gördük hep beraber. demem şudur: bu adam beşiktaş'a gelirse çok hayırlı olmayabilir. çok fazla star dengeleri kaydırabilir. oynatmasan da sıkıntılar doğurur. bu sadece bir görüş. geldiyse hayırlı olsun zaten. lisanslı huni/#9093549*
futbolculuğuna söylenecek fazla bir laf yoktur. ancak eğer ki bahsi geçen rakamlarla beşiktaş'a transferi gerçekleşirse takım içi dengeler fazlasıyla bozulacaktır. ha eğer uyum sağlarsa türkiye ligindeki etkisinden çok daha fazlasını uefa kupası'nda gösterecek, beşiktaş'ı bu sene kupanın favorileri arasına sokacaktır.
transfer çalışmalarına hız veren honduras ligi'nin vasat ekiplerinden motagua'ya daha yakın olan futbolcudur. şahsi fikrim: beşiktaş'ın bu takımdan çok da güçsüz olmamasından mütevellit, beşiktaş'ı da seçebilir. hadi hayılrısı!
kimin nasıl kişiliklerde olduğunu açık şekilde görmemize vesile olan ve türkiye tarihinin en büyük transferine sebep olan süper yıldız. yahu arkadaş vallahi bıktırdınız be. bu kadar da olmaz ki yani. bir insana sırf kendi takımına gelmedi diye bu kadar da çamur atılmaz ki. utanmasanız robinho da topçu mu diyeceksiniz ki aranızda öyle utanmazlar da var zaten. bir kaç tane vicdan sahibi var robinho ya laf atmayan, onlarda ekonomik açıdan vurmaya çalışıyor. yok siz batarsınız yok şöyle. ulan bırakın da onları da yöneticiler düşünsün. adamlar yılda milyar dolarla iş yapıyor. herhalde nasıl batılıp nasıl çıkılacağını bilirler. onların işi o zaten. bize düşen türk futbol tarihinin en iyi kadrosunu arkamıza yaslanıp izlemek.
beşiktaş'a hayırlı olsun bence gelmiş geçmiş en iyi transferdir. bakın transferdir diyorum. umarım çok iyi performans sergiler, ki tahminimce sergiler. beşiktaş'ın maçlarını galatasaray atkımla inönü'den izleme hayalim vardı bu hayali gerçekleştireceğim sene bence bu senedir. olmadı tv'den zaten hiç bi maçını kaçırmam. beşiktaşın bu kadrosu dilerim türkiye liginin tozunu attırır. bursanın şampiyonluğu beşiktaşa yaramış görülen.
tanım: rakip defans için olabilecek en tehlikeli 3. futbolcudur. diğerleri cristiano ronaldo ve messidir.
bu kadar haberden spekülasyondan sonra gelmezse başlığın altını oyeaaa nidalarıyla dolduran herkes göt olacaktır.
(bkz: göt olmak)
bir futbol izleyicisi olarak robinho'nun gelmesini istememek saçmadır.
ama bu seneye kadar ciddi anlamda dünya yıldızı transfer etmemiş olan beşiktaş kulübünün seviyesiz taraftarlarının salyalar saçarak bu transfer oldu bitti vs demelerinden de gına gelmiş durumda.
ha her takımın seviyesiz taraftarı var. benim çok fanatik beşiktaşlı olup, çok sevdiğm insanlar da var.
tahminimce bu konu hakkında özellikle fenerbahçe ve galatasaray taraftarlarının hoşlanmadığı durum kendi takımlarının daha öncesinde hagi, popescu, anelka, ortega gibi adamları gelmez dendiği zamanlarda getirip oynatmasındandır. hala hatırlarım kandırmayın fenerbahçelileri başlıklı yazıyı. düşünün alex bile hayaldi bir aralar.
eğer bugün robinho'nun gelebileceğine inanabiliyorsak ve böyle bir ihtimal varsa da bu da beşiktaş kulübünün başarısıdır.
umarım kendisini türkiye'de izleme fırsatımız olacak.
edit: ışık hızıyla en kötülerime girmesini umuyorum, gerçekler acıdır.
edit 2: kötülemeyi kesebilirsiniz, liste başı oldu :)
gelirse olay olacak; gelmez ise başka bir olay olacak futbolcu. türk futbolu için inşallah gelir. fakat bu kadar para verilip gelmesi tabiyki büyük bir risktir. çok iyi bir futbolcu olduğu tartışılmaz. eğer beşiktaş defansın sağına da iyi bir futbolcu alırsa tadından yenmez.
futbol sanattır aslında, özellikle biz futbolseverler için futbolcular o sanatı en güzel icra eden adamlardır. bembeyaz çizgiler arasındaki yemyeşil çim üzerinde görev adamları da vardır, garanti oynayanlar. bir de en estetiğinden göze, gönle, yüreğe hitap edenler vardır.
ne yazık ki bunların sayısı azdır. ve pek çoğu da bu yeteneğiyle bağdaşmayacak kadar anti profesyoneldir.
15 yaşında pele tarafından santos'da öne çıkarıldığında "işte benim veliahtım" diye bahsediyordu ondan. yıllar sonra belki de ilk defa birini veliahtı ilan ediyordu. robinho brezilya milli takımının ronald-rivaldo-ronaldinho jenerasyonunun ardından parlayan yıldızı olacaktı.
kimine göre oldu, kimine göre köprüden önce son çıkışta sapmayı tercih etti. ama bu çocuk aslında pek de dinlenmedi.
sadece fikirlerinin önemsenmesini istedi. santos'ta yıldızı parladığında avrupa'yı ayağa kaldıran o golü attığında, nereye gidecek konuşmaları da hakkında tavan yapmıştı. ispanya'nın başkenti madrid'in yolunu tuttuğunda 20'li yaşların hemen başındaydı. ama madrid forması giydiği sürece beklentilerin belki üstüne çıkamadı ama bir yıldız özelliğiyle maç kurtardı, goller attı, attırdı. ve o zamanki hocası, bernd schuster'le şampiyonluk yaşadıkları yıl, guti ile birlikte takımın en önenmli silahlarındandı.
sene sonu geldiğinde ise avrupa yine çalkalanıyordu. real madrid onu takasta kullanmak istiyordu. bernd schuster gitmesini istemiyordu. robinho ise isminin takasta geçmesini duyunca çılgına dönmüştü. ve köprüleri atmıştı. ille de chelsea diyordu. transferin son anlarında chelsea'ya imza atacak derken bu sefer real madrid baskısıyla chelsea'ye değil manchester city'ye gidiyordu. hatta öyle ki basın toplantısında bile yeni klübüm chelsea diyordu. ama kader onu başka bir klube yönlendirmişti. nitekim oradada estiriyor, son derece yararlı oluyor ama "mutlu olamıyordu". en sonunda isyan bayrağını çekiyor ve mutlu olduğunu hatırladığı ve olacağına emin olduğu tek yere santos'a gidiyordu.
santos macerası onu dünya kupasına taşıyor ve dünya kupasındaki futboluyla taraflı tarafsız herkese kendini ayakta alkışlatıyordu. tek bir soru vardı artık. robinho ne şimdi nereye gidecek?
işte beşiktaş macerası da burada başlıyordu. babam dediği schuster, yakın arkadaşı guti gitmişti. şimdi ise sıra ondaydı. ismi ise barcelona, schalke, milan, lyon gibi takımlarla anılıyordu. ama robinho "ben herşeyi yaşadım ve kendimi kanıtlamama ihtiyacım yok. büyük bir klübe gitme takıntım yok. artık mutlu olmak istiyorum..."
nitekim her brezilya'lı gibi mutluluğu seçiyordu bir yerden sonra. 26 yaşındaki robinho, dünya vitrininde kendini siyah-beyaz renklere seçtiriyordu. mutluluğun burada geleceğini belki de çok iyi biliyordu. quaresma'nın, guti'nin bu kadar kısa sürede yaşadığı güzellikler onun için umut vaaediyordu.
ve şimdi o,
dünyanın en yetenekli adamlarından biri olan robinho,
umutlarla yolunu tutuyor bu futbola aşık vatanın.
en çok sevileceği yerde,
icra ettiği sanatı en güzel gösterebileceği yerde,
ve en çok motive edileceği tribünler önünde.