Sonuç itibariyle premier ligde 2 kez gol kralı olmuş , istatistikleri ortada bir gol vuruşu ustasından bahsediyoruz. Uzun süre kendisini savunup tam artık ben de ümidimi kestim derken silkindi kendine gelmeye başladı.
Yapılacak şey basit. Topu ceza sahası civarında bu adamla buluştur, zınk diye çaksın. istediği kadar eski gücü, hızı ve kondisyonu kalmasa da gol vuruşu ve golcü iç güdüsü aynen mevcut. Bu özellikler üzerinde Van persie kullanılmalı.
Geçenlerde gördüğüm, yavaş yavaş hatırdan silinen rüyaya malzeme olan kişilik. Daha fazla ayrıntıyı kaybetmeden yazayım.
Robin Van Persie boktan rüyama nereden, ne zaman dahil oldu şu an aklımda değil. Neyse bi şekilde karşılaştık, yolda yürümeye başladık, bu arada o çat pat türkçe, ben çat pat ingilizce konuşuyoruz. Yolun kenarında bahçelerinde oynayan 6-7 yaşlarında bi kız çocuğu gördük. Biraz eğlendirelim bahanesiyle kız da dahil hafiften top oynamaya başladık. Bu arada ben adama çalım falan atmaya çalışıyorum. Çocuğu eğlendirdik az vakit, sonra çıktık yine yola. Herhalde sabah olması hasebiyle Persie ile kahvaltı yapmaya karar verdik. Yine yürümeye başladık, tabi bu arada çat pat muhabbet etmeye çalışıyoruz. Muhabbet bi o kadar boktan heralde bi ara havanın bugün bozuk olduğunu falan söyledi. Ben de havaya baktım bulutlu. Diyebildiğim tek cevap sağlam 20 30 saniye geçtikten sonra "maybe rain" oldu. Ulan insan rüyasında bile ingilizce bilmemesinin cezasını çeker mi? Halbuki havanın bulutlu olmasından girip, küresel ısınmadan çıkmak vardı.
Neyse vardık kahvaltı yapacağımız mekana. Benim de o an aklıma Persie ile fotoğraf çektirme isteği geldi. Bu oturdu dışarıya ben de mekana girdim, varsa fotoğraf makinesi veyahut telefon bir kaç dakikalığına alıp fotoğraf çekeceğim. Bi girdim mekana baktım benim sülale Urfalı çiğ köfteciler gibi dizilmiş oturuyor. Lan bir de içlerinde kavgalı olduğumuz akrabalar var, orda bile rahat bırakmıyorlar. Nenem "oğlum ne yapıyon, gel otur" tarzı bi şeyler söyledi. Ben "nene az işim var, birazdan gelirim" dedim. Tüm sülale pezevenk gülüşü gibi bana baktı, niye baktılarsa artık. Dedim hadi bari Persie'nin yanına döneyim, ne sikime ayrıldıysam yanından. Camdan baktım yok mekanın önünde. Tam çıkacağım kapıdan, kuzen girdi içeri. Kendinden geçerek gülmeye başladı. Aq pezevengi normal gülmüyor, götü dağlanmış eşek gibi anırıyor. Hani böyle mahallinin altını üstüne getiren, lanet ettiren, sabah akşam anıran çocuklar olur ya onlar gibi. Bıraktım bunu ben, çıktım dışarıya baktım Persie falan kalmamış ortalıkta. Uyandım tabi sonra. Rüyada da olsa bi fotoğraf çektirmek nasip olmadı be nasıl şanssa. O kuzene de ayrı bi gıcık oldum tabi. Şerefsiz rüyamın içine etti.
Bizler tiner müptelası olmadığımız için doğru yanlış farkını ayırt edebiliyoruz. Kırmızı kartlık hareket yapıp rakibini sakatlamaya çalışan tosic gibi bir kasaba methiye düzen savunan uçucu madde bağımlıları anlayamaz. Ayılın gelin lan.
kendisi fenerbahçe kariyerinde, dönemin teknik direktörünün sebebi de olmasıyla formundan düşmüş, kadro istikrarı yakalayamamış, yaşından ötürü hızını ve enerjisini arttıramayan, fakat tekniği oldukça yüksek futbolcudur.
taraflı tarafsız herkesin kabul edebileceği dünya futboluna katkı sağlamış fakat yaşı ve performans düşüklüğü ile fenerbahçe de bekleneni veremeyen hollandalı yıldızdır. ne olursa olsun benim hala beklentilerim vardır. en kötü zamanı bile olsa fenerbahçe nin adının duyulmasinda payı yüksektir. ooo robin van peeersiee.
Yıllık 6 milyon Euro gibi bir maaş alan futbolcu.
Bu adam alındığından beri 10 numara için bütçe bulunamadı.
Hedef Robben'lerden lens in bonservisini alabilmeye düştü.