tam bir alman disiplinine sahip futbolcudur. yedek kaldığı zaman hiç bir zaman küsmeden,çalışmalarına devam etti şuan takımda hepimizin en sevdiği oyunculardan biridir.
gerek defans gerekse ofansif anlamda takımına katkıda bulunan futbolcudur. ruhunu sahaya koyarak oynaması beşiktaş taraftarında oyuncuya karşı bir sempati oluşturmuştur.
1 aralık 2011 maccabi beşiktaş maçında rakibin israil takımı olmasıyla moral motivasyonunu yüksek seviyede tutarak , diğer maçlarına nazaran yaldır yaldır yardırmıştır .
kapasitesi sınırlı olabilir, kötü gününde de olabilir, 40 metre depar atıp çok kötü bir orta yapmış da olabilir; tersi de olabilir ama, doksan artıda yetmiş metre koşup gol yapabilir, stoke city maçında olduğu gibi hiç alakası yokken sızıp atabilir, hiç ilgisi yokken sağ bek oynayabilir ve başarılı da olur, olur olmadık yerlerden şut atabilir, ama hepsinde aynı kararlılıkla sağlamlıkla görev yerine koşar.
disiplinli ve koşan oyuncudur. beşiktaş için en faydalı yabancılardan biridir. göze hoş gelen hareketler yapmıyor olablir ama takıma katkısı şov yapan futbolculardan daha fazladır.
adrien brody'nin başrolünü oynadığı piyanist filmini hatırlatır bu adam bana hep.burnu,tipi,etnik olarak geçen alman kelimesi falan hep piyanisit'i hatırlatır.bugün bir daha izledim o filmi,acaba bir tek ben mi benzetiyorum?diğer entrylere bakmadım ama aynı adrien brody...
beşiktaş ın avrupa maçlarında mutlaka o sağ bek mevkisini 90 dakikalar boyunca giymesi gereken oyuncudur. çok mu iyi , elbete hayır ama ekrem in son maçtaki halini de gördük ya hilbert gözümde adeta ikinci bir ramos ...