fenerbahçe'den aldığı paranın karşılığında fenerbahçe'nin parayla yapabileceği reklamın zilyon katını yapmasını sağlamış, fenerbahçe'nin bir sezonda satabileceği forma sayısını birkaç katına çıkarmış, profesyonelliği sayesinde zico döneminde takımına altın çağını yaşatmış, birkaç sezon önce şampiyonlar ligi'nden sıfır galibiyetle dönen takımın çeyrek finale çıkmasında en en en fazla katkıyı sadece duruşuyla sağlamış, takım arkadaşlarının gerçek bir profesyonel ile çalışma şansını yakalamasına önayak olmuş brezilyalı futbolcu.
türk futbolunda adı van hooijdong, anelka, hagi, kewell, baros gibi büyük yeteneklerle birlikte anılacaktır ve kolay kolay unutulmayacaktır. okocha'lar, appiah'lar ancak birkaç kulvar geriden izleyebilir bu yıldızları, haksızlık etmemek lazım...
fenerbahçe'den 10 milyon euronun üzerinde para alıp futbol adına pek bir şey sergilemeden giden futbolcu. tabii meşhur aşağılık kompleksimizden dolayı bize ismi bile yeterli geliyor.
sen o kadar ülke olarak futbolda ilerleme sevdalısı ol, avrupa standartlarında bir lig oluşturabilmek için hem fizik hem de teknik yönden oyuncularını geliştirmeye çalış, takımlarını avrupa'da kupa almaya odakla ama aldığın adama "hacı sen dur öyle yeterli" deyip milyon eurolar dök. sahada durması yeter nasıl bir şey yahu ? aile fotoğrafı mı çektiriyoruz futbol mu oynuyoruz ? şu ülkeyi ve ülke futbolunu katar seviyesine çekmek isteyenlere şaşıyorum.
Şu açıklamaları yaparak terk etmiş Türkiye'yi. Ben de bunun üzerinden yorumumu yapıyorum;
Fenerbahçe'nin Roberto Carlos'u transfer etmesinin en büyük nedeni zaten para kazanmaktı. Guiza gibi bir futbolcuya o kadar para saçılmasının sebebi de budur. Yani 14 milyon euroluk bir bütçe ayırmışsanız, birkaç seçeneğiniz vardır, ya böyle Guiza gibi La Liga Gol Kralı ve Avrupa Şampiyonu olmuş bir kazmayı alabilirsiniz, ya da ingiltere Liginde orta sıralarda olan bir takımda yer alan veya Almanya-Fransa liginde, brezilyalı geleceğin forveti denilen tipte yetenekli futbolcuları alırsınız. Nasıl ki daha adlarını dahi 2-3 dakika düşünerek anımsayabildiğim, orta sahada oynayan Dos Santos ve Baronio gibi ortalama ancak forma satışı vs. olmayan futbolculara sahipse, o gelecek genç futbolcular da aynı tarz olacaktı.
Roberto Carlos alınırken, sırf bu sebepten alındı ve iyi de paralar kazanılmış. Ancak sen Roberto Carlos'san eğer, ben futboluma baktım deme... Ben Roberto Carlos'un burada olduğu süreçte bir maçta bile üstün bir performans sergilediğini göremedim. Artık Roberto Carlos'u Roberto Carlos eden o fiziğinden yoksunsun. Oynayamıyorsun, bari Fenerbahçe'yi suçlu çıkarma "Onlar para kazandı, ben futboluma baktım ama beni kapı dışına koydular." diye... Ayrıca Fenerbahçe para kazandıysa, sen de kazandın. Brezilya'da hiçbir kulüp hiçbir futbolcusuna 4 milyon euro veremez. Zaten verebilse, gencecik Brezilyalı futbolcular, soluğu Rusya'da almazlar. Sana 4 milyon euro verecek Avrupa Ligleri de kısıtlı. Ya Türkiye'den alırsın, ya Yunanistan'dan vs. Almanlar-Fransızlar-ispanyollar gözünü açalı çok olmuş ve Futbolcu karizmasına ihtiyaçları yok. Roberto Carlos o futbolcu karizması için alındı, formalar satıldı vs. ancak bu olay zaten en fazla 2 sene sürer, ilk sene formaları satarsın alan alır, alamayan bakar. ikinci sene de yine bir yıldız alırsın, onun formasını bulamayan dur yahu Roberto Carlos'un formasını alayım der. Artık 3. sene kabak tadı verir futbolcu...
Ha 3. senenin altın formülü nedir, bu kez de "Futbolu Fenerbahçe'de bırakıyor!" kasıntısı ile forma satarsın "Veda Forması" dersin, ha dönersin formadan da pay istersin gelirinden veya kalan 2 milyonu da alırsın, 3 senede toplam 12 milyon avro ile ömür boyu tatilini yaparsın.
Ancak Roberto Carlos inanılmaz bir ego yapmış ve kendini hala iyi futbolcu sanıyor. Real Madrid'e her fırsatta "onu almayın beni alın" demeler, hala zirvedeyim vs. kasıntıları... Yahu bırak usta işte oynayamıyorsun! Ha bunun o egoyu yapmasında başka nedenler var mı? Var. Mesela bizim Fenerbahçeli taraftarlar... Futbolcunun Türkiye'ye gelmiş en büyük futbolcu olduğundan vs. bahsedenler var... Kariyeri en iyi futbolcu olabilir, ancak Türkiye'de en büyüğü o değildi. Kime ne daha önce nerede oynadığından ne yaptığından? Türkiye'de vasat bir performansı geçemedi... Alex'in Fenerbahçe öncesi kariyerinden bahsederken de en büyük sav "Bu adam Brezilya milli takımı forması giyiyordu!" oluyor, elle tutulur başka bir şey yok, ancak bu Alex'in Fenerbahçe'ye gelmiş geçmiş en başarılı yabancı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Şimdi Galatasaray'da bir Elano var, her maçında diyoruz ki bu adamdan cacık olmaz, ancak yaz aylarında yapılacak Dünya Kupasında büyük ihtimal Brezilya forması giyecek ve büyük ihtimal şampiyonluk yaşayacak... Şimdi onu da mı Hagi ile yarıştıralım?
gerçek bir profesyoneldir. işini hakkıyla yapan ender futbolculardandır. hiç hakemle veya diğer futbolcularla falan gereksiz diyaloğa girmez. sempatik tavırlarıyla herkesin sevgisini kazanır. kariyerinde sayısız başarı bulunmasına rağmen fenerbahçeye yeni gelmiş genç futbolculardan bile mütevazidir. başarı onu şımartmamış aksine olgunlaştırmıştır. türk futboluna ve fenerbahçeye çok şey katmıştır. türkiyeye gelmiş en kariyerli futbolcudur. elveda carlos türk milleti seni hiç unutmayacak. ileride belki başka bir görevde tekrar gelirsin türkiyeye. kapımız sana hep açıktır. adios amigo. bundan sonraki yaşamında başarılar.
uefa kupası zaferinden bahseden galatasaray taraftarına "oohoo, kaç sene geçti onun üzerinden, bırakın bunları" diyenlerin hala 10 sene önce kendi takımlarında bile oynamadığı dönemde milli takım formasıyla attığı free-kick golüyle övündükleri futbolcu.
yazarın notu: her maç, yıllık 4 milyon euro verdiğim adamın savunduğu kanattan gol yesem eminim ben de unutamazdım!
3 5 2 gibi bir futbol sisteminin dünyada bir süre tutunabilmesini sağlamış futbolcudur.
genel olarak bilir herkes; 3 adet stoperin defans bloğunda oynadığı, tüm kanadın da iki futbolcunun üstüne yıkıldığı garabet bir sistemdir bu sistem. takımın tüm yükünü bu iki kanat oyucusu çeker, çünkü hem defansif hem ofansif anlamda görevleri vardır.
roberto carlos ve cafu sayesinde brezilya yıllarca bu sistemi oynamış, üstüne de dünya şampiyonu olmuştur.
bir de real madrid'in zidane zamanındaki sisteminde sağ kanadı iki kişi kullanırken roberto carlos sol kanatta tektir, bu sayede zidane göbeğe daha yakın oynayabilmektedir.
sistem değiştirtien bir adamdır roberto carlos, tüm zamanların en iyi atak bekidir, cafu ile beraber.
hagi; benim gibi bir beşiktaşlıya nasıl defalarca galatasaray trübününde maç izlettirdiyse, carlos da saraçoğluna bilet parası verdirtmiştir. çok önemli iki ayrı renktir, ikisi de çok büyük futbol efsaneleridir.
bundan 30-40 yıl sonra, gözümüz toprağa baktığında bir gün;
- yaa torunum, o zamanlar gençliğimdi, bizde roberto carlos vardı, dünya tanıyor, sen bilmezsin, bizde 2,5 sene top oynadı, yaa işte böyle ne çabuk geçmiş zaman...
hangi sivri zekalının hagi ile karşılaştırdığını anlayamadığım büyük futbolcu. arkadaş hagi farklı, carlos farklı. Klişe tümce ama doğruluğu su götürmez şekilde "mevkileri farklı". Carlos'un o inanılmaz kariyeri tartışılmaz. bunun yanında Fenerbahçe'ye gelişinin Fenerbahçe açısından futbol değil de prestij kazandırdğı da unutulmaması lazım. Sırf carlos'u izlemeye, görmeye Feneri pek sevmeme rağmen maça gittim, Abim Samsun'dan Trabzon'a maça gitti. Ama biz millet olarak carlosla bir avrupa macerası yaşamadık, Fenerbahçe Avrupa maçlarında sahaya bastığı zaman "Hagi"nin galatasaray maçlarında bize yaşattığı güveni, heyecanı, sevgiyi göremedik. Belki Tutup daha uygun bir yaşında, fenerin avrupa'da bir şeyler yapabilecek kadrosu ve mentalitesi olduğu zaman gelse insanlar onu hagi'den daha fazla severdi. Ama böyle olmadı. biz Brezilya'da, real madrid'de,goal stormda, winning elevanda yarattığı harikalar için Carlos'u sevdik, türkiye'de gördüğümüze sevindik. Lakin Hagi'yi Türkiye'de galatasarayla aldığı tarihi başarılar için sevdik, bağrımıza bastık. Arada fark var, karşılaştırma yapılmaması gerek fark.
evet bir galatasaraylı olarak dünya kupalarından tanımıştım onu. taffarel gibi, hagi gibi bir dünya yıldızıydı. şimdi hagi ile yumurta tokuşturur gibi tokuşturmanın alemi yok. sonuçta kulvarları farklı. ha kıyas yaparsak kendisi burada şampiyonluk görmedi ama hagi tam tamına 4 şampiyonluk yaşadı galatasaray forması altında.
iyi futbolcuydu, yardım programlarına bile çıktı. sempatik bir oyuncuydu. yanlış bir hareketini görmedim.
yaz günüydü sıcakta pişmiş aptal aptal televizyon izliyordum. roberto carlos o gün resmi sözleşme imzalayacaktı. açtım fb tv'yi izledim durdum, izledim, duygulandım, ağladım. dünya starı gelmiş. gelmiş geçmiş en iyi sol bek... bu kadarı size yeter sanırım.
roberto carlos... adam en iyi futbolculardan biri olmasına rağmen siz hala onu eleştiriyorsunuz. adam kanıtlamış kendini. o kadar şampiyonluk, kupaya rağmen fenerbahçe'ye olan sözünü yerine getirmiş ve fenerbahçe'de 2.5 sene top oynamıştır. iyi oynamıştır, kötü oynamıştır. olur futbolcu sonuçta. ama sen kalkıp adamın karakterini, kariyerini karşılaştırıyorsan üstüne üstlük hagi ile yarıştırıyorsan kusura bakma ama sen salaksın.
evrensel düşün: adam türkiye'nin reklamını yapmadı mı? brezilya'ya ve diğer ülkelere türkiye'yi tanıtmadı mı? türk futboluna katkı yapmadı mı? sen hala konuş. sen futbol oyunlarında onla tüm sahayı geçip kaleye gitmiyor muydun? doğru söyle. işte o adam fener'e geldi. sen hala konuş... adam dünyanın en iyi frikik golünü attı. sen hala konuş... fizik kurallarını alt üst eden golü atan da bu küçük dev. sen hala konuş...
"roberto carlos" oğlum roberto carlos sen hala konuş...
hagi'nin de futbol oynadığı türkiye'ye gelmiş en büyük futbolcudur. kariyerinde dünya kupası olmayan ve kıta şampiyonluğu yaşamamış bir futbolcuyla sırf soda eksikliğinden kıyaslanır. birileri 2. sınıf olduğu adı üstünde olan bir turnuvada bilbao'ya monaco'ya uzaktan goller atarken bir diğeri için dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük sol beki olduğundan söz ediliyor, yüzyılın takımı seçilen real madrid'in yüzyılın kadrosunda ismi sol kanatta yazıyordu üstelik. o real madrid'de bazı romenler de oynamıştı, ama biz o kadroda olabilme ihtimalini sevmiştik onların.
futbolun holiganlığını bir kenara koyup doğru düzgün bir mantıkla bakıldığında türkiye'de isminin yanına başka bir isim yazılamayacak, futbol tarihin en iyi sol beki olan futbolcudur. futbol tarihi diyorum bak, utanır lan insan. *
açık ara, türkiye'ye gelmiş en kariyerli ve kaliteli yabancı futbolcuydu. dünyada, 10 numara denince sayılabilecek bir kaç isimden biridir hagi. ama 3 numara dendi mi sayılabilecek sadece bir isim vardır.
zaten hagi-carlos karşılaştırması kadar yersiz ve çocukça bir tartışma ancak türk liginde görülebilir. neymiş, hagi bi çalım atmış, carlos göt gibi kalmış falan. o zaman ilhan mansız da dünyanın sayılı oyuncularından. aklınızı seveyim...
küçük dev adam, onu zaten çok seviyorduk ama çubukluyu giyince bi başka sevdik... kendi pozisyonunun gelmiş geçmiş en iyisi... son 20 seneyi biz zaten izledik, öncesini de büyüklerimizden dinledik ki; onun gibi bi sol bek gelmedi bu dünyaya... muhtemelen de gelmeyecek... iyi oynadı kötü oynadı, sampiyonluk kazandı kazanmadı... ben onu sarı-lacivert formayla izlemekten keyif aldım... yolun açık olsun dev adam, yolun açık olsun fenerli carlos usta... birgün, ''fenerbahce'nin yeni hocası'' başlıgı altında görüşmek üzere...
bir galatasaray taraftarı olarak dürüstçe şunu belirtmeliyim ki; Fenerbahçe en doğrusunu yaptı. son zamanlarda yarardan çok zararı vardı, gerek futboluyla gerek yönetimin oteritesini sarsmakla olsun... herşeyin bir husulu, adabı vardır kardeşim. eğer gitmek istiyorsan transfer sezonunu beklersin, açıklama yapar gidersin. aylar öncesinden basına bildirip yönetimi, takımı, taraftarı sarsmazsın. ha şimdi şöyle diyenler olacak "carlos un gitmesi niye bu kadar şeylerinde olsun ki" diye. tabiki olmaz fenerbahçe elbet kapatır bu açığını ancak sen bugün carlos una sahip çıkamıyorsan, sözünü geçiremiyorsan, oteriteni sağlayamamışsan; yarın öbür günde kazım'ın vederson'un otellerde kelepçe fantazileri yapar benden sölemesi. ben bunu bilir bunu konuşurum. saygılar...
fenerbahçe'ye gelişinde futbolculuğu dışında, reklam, takıma abilik, taraftara jest, kombine ve forma satışı, rakiplere hava atma gibi birçok misyon yüklenmiş kişidir. asli görevi futbolculuğu dışında geri kalan misyonlarını tamamlamıştır.